Yahudi Muhacirler-34
Mağusa'da yer alan "Karaoğlu (Karağulos)" kampından gelen bir haber, bir kez daha dikkatleri söz konusu kampa çevirmişti. Bir Yahudi Muhacir kendisini asmıştı. Olayın tahkikatı sonucunda ortaya çıkacak gerçeğin gazete sayfalarına yansıyıp yansımayacağını göreceğiz ama, bir yerde bir intihar vakası varsa, o yerde bir sorunun olduğu da ayrı bir gerçek...
"09 Ağustos 1947-Hür Söz-s:2
İç Haberler
Bir Yahudi İntihar Etti
Karaoğlu kampında bulunan Yahudilerden Beruç isminde bir genç dün kamp dahilinde asılı olarak bulunmuştur. Yapılan tahkikat neticesinde, bunun bir intihar vak'ası olduğu tesbit edilmiş fakat henüz doktorun raporu alınmadığından cesedin gömülmesi bugüne bırakılmıştır."
Son cümleye dikkat: "cesedin gömülmesi"... Sahi, bu kampta ölenler nereye gömülüyor ve bu mezarlık şu anda nerde?.. Tahkikat yetkililerce süredursun, Filistin topraklarından gelen şiddet haberleri ise bir birini izlemekteydi Hür Söz gazetesinin sayfalarında. Silah ve araç-gereç bakımından sıkıntılar yaşayan Yahudi tedhiş örgütleri kendi patlayıcılarını kendileri imâl etme yoluna da gitmekteydiler. Ama bu "imâl" ediş her zaman başarıya ulaşamıyordu...
"12 Ağustos 1947-Hür Söz-s:1
Bomba Bu Sefer Kendilerini Yaraladı
Hayfa'da kendi bombaları ile yaralanan üç Yahudi tedhişçisi, polis tarafından yakalanmışlardır. Bir taksi çalıp sabotaj maksadıyle yollarına devam etmekte olan Yahudiler ellerindeki bombalardan birisini kazara patlatıp kendi kendilerini yaralamışlardır. Vak'a mahaline koşan polis üçünü de gizlendikleri yerlerden çıkarıp tevkif etmişlerdir. Bunlardan birinin kolu uçtuğu ve diğer ikisinin de hafif surette yaralandığı söylenmektedir."
Yahudi tedhiş örgütlerinin savaştıkları tek bir cepheleri yoktu. Karşılarında sadece İngiliz ordusu ve ona bağlı kurumlar değil, bölge yerli halkı Araplar da İngilizlerin yanında yer alarak Yahudi tedhişçilerine karşı savaşı başlatmışlardı. Bu ileride Arap-İsrail savaşının da tohumları niteliğindeydi kuşkusuz. İşte Arap-Yahudi tedhiçileri arasındaki çatışmaları dile getiren iki haber...
"16 Ağustos 1947-Hür Söz-s:1
Arablar Yahudileri Öldürüyorlar
Filistin'de son günlerde Arabların Yahudilere taaruz ettiği ve onları bıçakladığı tesbit olunmuştur. Tel-Aviv'le Haifa arasındaki bir yol üzerinde dün Arab oldukları iddia edilen meçhul şahıslar tarafından 4 Yahudi bıçaklanmıştır. Bunlardan biri ölmüş üçü de ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırılmıştır. Bir saat sonra Yafa şehrinin caddelerinden birinden geçmekte olan bir başka Yahudi taaruza uğramış ve bıçakla ağır bir şekilde yaralanmıştır. Ayni gün silahlı bir Yahudi kafilesi Yafa'nın iç sokaklarından birine ateş açmıştır. Bunun Arabları tehdit mahiyetinde olduğu söylenmektedir."
"17 Ağustos 1947-Hür Söz-s:1
Yahudilerle Arablar Birbirine Girdi
Filistin'de nihayet uzun zamandır korku ile beklenen Arap-Yahudi döğüşmesi başlamış bulunmaktadır. Dün Filistin'in muhtelif taraflarında 14 kadar Arab öldürülmüştür. Hagana'nın adamları gece bir Arab evine taaruz etmişler ve 3 Arabı yataklarından çıkarıp bir portokal fidanlığına götürmüşler ve orda kurşuna dizmişlerdir. Ayrıca bir Arab evini bombalarla berhava etmişler ve 7 kişinin ölümüne sebebiyet vermişlerdir. Diğer taraftan Arablar Yahudi yerlerine hücum ederek birçok müesseseleri ateşe vermişlerdir. Bu yangınlar neticesinde Yahudilere 100 bin liralık zarar verildiği söylenmektedir. Ordu bütün Filistin şehirlerini tanklarla dolaşmakta ve sükûnetin iadesi için elinden geleni yapmaktadır. Bu çarpışmaların diğer Arab memleketlerine de sirayet etmesinden ve ordaki Yahudilere taaruz edilmesinden korkulmaktadır."
Son dönemlerde bir Yahudi tedhiş örgütü olarak anılmasına karşın İngilizlerin tarafında olduğu belirtilen Stern Gang teşkilatının, kendi soydaşlarına karşı başlatılan bu savaşta İngilizleri suçlaması ilginç bir gelişmeydi. Görünen o ki, Stern Gang teşkilatı bir anlamda hem nal'a hem mıh'a vurmayı tercih ediyordu...
"20 Ağustos 1947-Hür Söz-s:1
Yahudiler İngilizleri İtham Ediyorlar
Şimdiye kadar İngilizlerle yan yana çalışıp da tedhiş hareketlerini baltalamaya çalışan Stern Gang Yahudi teşkilatı, Arab-Yahudi karışıklıklarına işaret ederek kabahatın tamamen İngilizlerde olduğunu söylemiştir. Onlara göre İngilizler, saflarına Arabları da almak için öteden beri çalışmakta hatta birçok Arab gençlerini silâh kullanmak için hazırlamaktadırlar."
Elbette dünya siyasetinde İngilizler'i her daim toplumlara hatırlatan, onlara özgü bir yöntemlerinden biri yine kendini göstermişti: Böl-Yönet... elbette üçüncü olarak da "Yok Et" gelecekti. Yukarıdaki haber iyice incelendiğinde görülecektir ki, gerek Yahudi örgütleri arasında gerekse Arab-Yahudi toplumları arasında bölünmüşlük başarılmıştır... Ama tüm bunlara rağmen kendini kanıtlayan Yahudi tedhiş örgütü Hagana, eylemlerine devam etmekteydi...
"20 Ağustos 1947-Hür Söz-s:1
İki Suriyeli Arab Kaçırıldı
4 silahlı Yahudi dün akşam Tel-Aviv'in şimal taraflarında dolaşmakta olan iki Suriyeli Arabı kaçırmışlardır. Arablar evvelâ bir yük arabasına sonra da bir taksiye nakledilerek uzaklaştırılmışlardır. Askeri kumandan bir beyanname vererek kaçırma hadiselerine karşı halkın dikkatli olmasını istemiştir. Ayni zamanda fazlasız bir şekilde zırhlı otomobiller caddeleri sabaha kadar dolaşmakta ve örfi idarenin hakkı ile tatbikini sağlamıya çalışmaktadırlar."