1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Yahudi Muhacirler-46
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Yahudi Muhacirler-46

A+A-

Özellikle Rusya'nın da Filistin'in bölünmesi konusunda bir aktör olarak kendini göstermesinin ardında başka planların yattığını düşünenler de vardı. Orta Doğu stratejik politikalarında bilinen gerçeklerden birinin; Rusya'nın Akdeniz'e her zaman inme planlarının olduğu gerçeğini tahmin etmek için illa ki "stratejik politikalar" üzerine eğitim almanız şart değildir. Bugüne bile bakıldığında, özellikle petrol-gaz konusundaki "aktörlerin" içerisinde Rusya'nın da olduğunu görebilmekteyiz. 1947 yılında da Filistin'in bölünmesini bahane ederek başka amaçlar için bu sürece dahil olmaya çalışmasının nedenini, o günlerde Mısır delegesinin basın açıklamasında görebilmekteyiz...

 

f.gif

 

"27 Kasım 1947-Hür Söz-s:1

Filistin’e Gelen Yahudiler Arasında Ruslar da Vardır

Mısır Delegesinin Mühim Beyanatı

Lake Success: Birleşmiş Milletler Filistin Komitesi nezdinde beyanatta bulunan Mısır delegesi “şüpheli Yahudilerin” Filistin’e gitmek için Karadeniz limanlarında toplandıklarını ve bu şüphelilerin gayesinin Filistin'de kargaşalık çıkararak, Akdeniz’de üs temin etmek istiyen devletlerin bu meseleye silahlı müdahalesini sağlamak olduğunu söylemiştir.

Mısır delegesi Filistin’i taksim maskesi altında Filistin’e ordu gönderileceğini, fakat bundan asıl gayenin Akdeniz’de mevkilerini sağlamlaştırmak istiyen devletler için üs temini olduğunu bildirmiştir."

 

Her zaman belirttiğimiz gibi, bundan 70 yıl öncesine ve hatta daha da öncelerinden itibaren Akdeniz; büyük güçlerin üs edinmeleri için potansiyel bir alandır. Bunun örneklerinden birini de az önceki haberde görmüş olduk... Yahudi tedhişçiler arasında 18 yaşını doldurmamış gençlerin de örgüt çatısı altında saldırılara dahil olduklarını gösteren bir haber ise, Kudüs menşeli idi. Bu haberle birlikte, yaşamın her şeye rağmen sürdüğü ve özellikle savaşların ve terör saldırılarının en masum mağdurlarının çocuklar olduğunu, Kıbrıs'tan Filistin'e gönderilen Yahudi çocukları haberinde de görmekteyiz. İki habere birlikte bakalım...

 

"28 Kasım 1947-Hür Söz-s:1

İki Tedhişçi Mahkum Edildi

Kudüs: Bir askeri mahkeme Tel-Aviv’in Güneyinde bir treni havaya uçurduklarından dolayı iki tedhişçiyi ebedi hapse mahkûm etmiştir. Tedhişçilerden biri 16 yaşındadır."

 

"30 Kasım 1947-Hür Söz-s:1

Filistin’e Yahudi Çocukları Gönderildi

Kbrıs Kamplarındaki Yahudilerle Filistin Yahudi Mümessilliği arasında yapılan bir anlaşma üzerine Kamplarda bulunan Yahudiler Filistin’e gitme sıraları geldiğinde bu sıralarını, çocuklu ailelere terketmeği kararlaştırmışlardır. Fakat nakliyat yapılacağı sırada bazı Yahudiler buna itiraz etmişler ve bunun neticesi Filistin’e gönderilmesi kararlaştırılan 1500 çocuk ve ailesinden 79 kişi Filistin’e gönderilememiştir. Diğerleri Perşembe günü Filistin’e sevkedilmiştir."

 

Gitgide tırmanan tedhiş olayları, diğer yandan Filistin'in bölünmesine yönelik gelişmeler, Birleşmiş Milletler yanında, dünyanın iki önemli gücünün bu konudaki girişimleri ve dolayısıyla Filistin'in gerçek yurttaşlarının içine düştükleri bu kaosun, bir savaşın eşiğine mi gelindiği konusunda özellikle Arap dünyasını düşündürmekte, telaşlandırmaktaydı. Nitekim bu konudaki endişeler de basına düşmekteydi...

 

"03 Aralık 1947-Hür Söz-s:1

Filistin Bir Harp Arifesinde mi?

-Arap Memleketlerinde Galeyan-

Birleşmiş Milletler Genel Konseyi üçte iki bir çoğunlukla Filistin'in taksimine karar vermiştir. Bu karar tahtinde Kudüs enternasyonal bir şehir olacak ve Filistin Arap ve Yahudi olmak üzere serbest iki devlet haline sokulacaktır.

Filistin'de şimdiden Araplarla Yahudiler arasında çarpışmalar olmıya başlamıştır. Bunun üzerine Filistin Yüce Komiseri Sir Alan Cunningham bir ihtarda bulunarak İngiltere'nin Filistin'den ordu ve idare mekanizmasını geri çekinciye kadar kanun ve nizamın idamesini temin edeceğini bildirmiştir.

Diğer Arap memleketlerinde Birleşmiş Milletlerin bu kararı galeyan uyandırmıştır. Lübnan'da talebeler Amrikan Haberler Bürosu'na taarruz etmişler, Kahire'de 2000 üniversite talebesi nümayişler yaparak "Kahrolsun İngiltere" diye bağırmışlardır.

İran-Arap cemiyeti Kahire'de toplanarak bu karardan doğan durumu tezekkür edecektir.

Bu durum karşısında Filadelfia'da bir konuşma yapan İngiliz Yahudi Federasyonu Başkanı demiştir ki: "Filistin'de tehlike yoktur. Duruma hakim olacağız. İrak'ın hava kuvvetine benzer bir şeyi vardır ve bir tek bombardıman uçağı bile Tel-Aviv gibi müdafaasız bir şehirde büyük hasara sebebiyet verebilir. Halen hava defi toplarımız yoktur fakat üç dört aya kadar vaziyet değişecektir. Çünkü hazırlıklar yapmaktayız."

Bu yazı toplam 2164 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar