Yahudi Muhacirler-71-
Özellikle savaşabilecek Yahudi Muhacirler'in Filistin'e gönderilmemesi konusunda bir genelge yayınlayan Kıbrıs'taki İngiliz Hükümeti, bu konuya hassasiyet göstermeye devam ediyor. Filistin'e yeni gönderilenlerin "seçilmiş" oldukları, haber içerisinde yer almaktadır. Elbette bu engellemeye karşı "kaçak" olarak Mağusa'dan ayrılmaya kalkanlar da olabilmektedir. Az sonra okuyacağınız haber içerisinde bu "ilginç" kaçış serüvenine de değinilmekte.
"09 Eylül 1948-Hür Söz-s:2
252 Yahudi Gitti
Mağusa: İtalyan Bandıralı "Yordania" vapuru ile geçen gün 131'i erkek ve 121 kadın olmak üzere 252 Yahudi Filistin'e hareket etmişlerdir. Bunlar askere müsait çağlarda olmayan Yahudilerdendir.
Bir Yahudi, vapurun içinde bulunan bir sandığa saklanarak Filistin'e gitmek istemiş ise de, saklandığı sandığın üzerine tesadüfen bir asker oturmuş ve sandıktaki Yahudi deliklerin kapanmasından havasızlığa dayanamayarak bağırmağa ve çırpınmağa başlamıştır. Böylece dışarı çıkarılarak Karaoğlu kampına iade edilmiştir."
Özellikle İsrail Devleti'nin kurulmuş olmasından dolayı Kıbrıs'taki kamplardan sırasını beklemek yerine kaçarak bu topraklara gitmeye çalışan Yahudi Muhacirlere sıkça rastlamaya başlıyoruz. Bunu gerçekleştirenler ise muhtemelen, "savaşabilecek" kişiler olarak değerlendirilip en son gönderilmeleri planlanan Yahudi Muhacirler olduklarını söyleyebiliriz. Diğer taraftan Yahudi Muhacirlerle ilgili ihtiyaç duyuldukça yeni kanunların yapıldığını da görmekteyiz. Bu yeni kanunda özellikle "kadınlar" muhaf tutulmakta.
"10 Eylül 1948-Hür Söz-s:2
Kaçak Yahudiler
Maraş'tan bildirildiğine göre, Dikelya'daki kamplardan kaçmış bulunan 19 Yahudi mültecisi Stravulo isminde bir mevkide bulunan bir bahçede portokal ağaçlarının altında yakalanmışlardır. Bunlar isimlerini vermekten çekinmişlerdir."
"18 Eylül 1948-Hür Söz-s:2
Mülteciler Hakkında Yeni Kanun
Dün çıkan fevkalade bir "Resmi Gazetede" Kadın dışı Mülteciler hakkında yeni bir kanun ilâvesi neşredilmiştir. "Şüphenin izalesi" ismini taşıyan bu kanuna göre, esas kanun tahtinde, kampta muhafaza altına alınan herhangi bir şahıs kanuni olarak bu muameleye tabi tutulmuştur. "
Az önce Ksilotimbo Kampı'ndan kaçışla ilgili bir haber okumuştuk. Bu olaydan yaklaşık yirmi gün sonra da bir başka kaçış girişimi Karaoğlu (Karağulos) Kampı'ndan gerçekleşiyordu. Ama bu kaçış girişiminde bir de ölüm yer alıyordu.
"02 Ekim 1948-Hür Söz-s:2
Memleket Haberleri
Karaoğlu'daki Yahudiler Kaçmağa Teşebbüs Ettiler
Bir Yahudi Öldürüldü
Resmi bir tebliğe göre, 29 Eylül'ü 30 Eylül'e bağlayan gece Karaoğlu kampında bulunan bir kısım Yahudiler kaçmak teşebbüsünde bulunmuşlardır. Müteşebbisler, askeri muhafızlar tarafından görülerek durdurulmuşlardır. Kaçmak isteyenlerden birisi, kendisine yapılan ihtarı dinlememiş ve koşarak kaçmağa başlamıştır. Bunun üzerine, muhafızlardan biri kaçan Yahudi'nin üzerine ateş açmış ve bir kurşunla kendini yaralamıştır.
Yaralı hastahaneye gitmeden ölmüştür. Mahkeme tarafından icap eden tahkikat yapılmaktadır.
Diğer taraftan bu meselede ilgili olan Yahudilerin söylediğine göre, kamp tel örgülerinin dışına çıkanların sayısı 9'dur. Bunların yanına gelen bir İngiliz askeri kendilerinden ellerini yukarı kaldırmalarını istemiştir. Yahudiler bunu yapmışlarsa da asker iki ayak mesafeden üzerlerine ateş açmış ve Chaimsohn isimli Yahudiyi öldürmüştür.
Kamptaki Yahudiler, Birleşmiş Milletler Derneği Sekreteri Mr. Tryve Lie'ye bir protesto telgrafı çekmişlerdir.
Ölen Yahudi için bir günlük matem ve açlık grevi ilân edilmiştir."
Kıbrıs Komünist Partisi AKEL'in o günlerde hükümete bir eleştirisi ve çağrısı yer almıştı Yahudi Muhacirer konusunda. Haberden anlaşılacağı gibi, bazı Yahudilerin Kıbrıs'ta kalabilecekleri gibi bir durumun o günlerde konuşulur olduğunu görebilmekteyiz.
"07 Ekim 1948-Hür Söz-s:
Yahudilerin Kıbrıs'ta Kalması Meselesi
Kıbrıs AKEL Partisi hükûmete göndermiş bulunduğu bir protestoda Yahudi mültecilerin Kıbrıs'ta bırakılmaları keyfiyetinden şikâyet etmiş ve bunların Ada'dan çıkarılmasını istemiştir."
Kıbrıslı Türk Hasan Nevzat Karagil'in, özellikle Kıbrıslı Türklerin hakları konusunda Türkiye'de örgütlenme ve yayıncılık açısından önemli bir yere sahip olduğu, bu konularla ilgilenenlerce bilinir. Karagil yayıncılık konusunda "Yeşilada" dergisiyle de her zaman anılmıştır. Hasan Nevzat Karagil o yıllarda aynı zamanda Hür Söz gazetesinin de İstanbul muhabirliğini üstlenmekteydi. İstanbul'da yaşayan Yahudilerin de Kıbrıs üzerinden Filistin'e göç etmeleriyle ilgili bir haberi, Hür Söz gazetesinde paylaşıyordu.
"01 Kasım 1948-Hür Söz-s:1
TÜRKİYE HABERLERİ
İstanbul Muhabirimiz H.N.Karagil bildiriyor
Kıbrıs'a Vapur seferleri Yapılıyor
.....
Filistin' Hicret Eden Yahudiler
Gitmek İstiyen Yahudilerin Sayısı Beş Bini Aştı
İstanbul (Hususi): Filistin'e hicrete hazırlandıkları bildirilen Yahudilerden ilk kafile dün akşam saat 21'de kiralanan "Polixcuia" adlı İngiliz motörü ile limanımızdan ayrılmıştır.
Diğer taraftan, gitmek isteyen Yahudilerin resmi makamlara müracaatı ayni hızla devam etmektedir.
Gitmek isteyen Yahudilerin sayısı beş bini aşmıştır.
Ayrıca Türkiye'den Filistin'e hicret etmek isteyen Yahudileri nakletmek üzere Pan Crescend ve Pan York adındaki gemilerin yakında limanımıza gelecekleri öğrenilmiştir. "
Yahudi Muhacirlerin Mağusa'dan Filistin'e gönderilmeleri öncesinde gemiye binişlerinde sıkı bir arama tarama konrolünden geçirildiğini görüyoruz az sonra okuyacağımız haberde. Bu uygulamadan hoşnutsuz olan Yahudi Muhacirlerin üst makamlara şikayet ettiklerini ve bu konunun kaale alınıp bir açıklama yapıldığını da gazete haberinde okumaktayız.
"12 Kasım 1948-Hür Söz-s:2
.....
Kıbrıs Yahudileri
Kıbrıs'taki Yahudi mültecileri adamızdan ayrılırken bunlara ait olan sandık ve elbise valizlerinin araştırılması hakkında Avam Kamarası'ndan Müstemlekeler Bakanı Mr. Creech Jones'a bir sual sorulmuş ve Bakan buna cevaben, bu araştırmalarda, çalınmış askeri eşya arandığını söylemiştir. Ayni zamanda bazan sandıklara askeri çağda Yahudilerin de saklandıkları ve bunun tetkiki için bu tetbirlerin alındığını da bildirmiştir.
Bakana göre, daha evvel birkaç defa sandıklarda Yahudi bulunmuştur. Mr. Jones sandıkların süngülerle kırılarak açıldığını yalanlamış ve bu gibi iddialar hakkında tetkiklerde bulunacağını ilâve etmiştir."