1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. “Yahudiler gelmiye başladı...”(1946 Hür Söz)
Eralp Adanır

Eralp Adanır

“Yahudiler gelmiye başladı...”(1946 Hür Söz)

A+A-

İkinci Dünya Savaşı sonrası özellikle Yahudi ırkının Hitler tarafından büyük bir kıyıma uğraması, insanlık dışı olaylara maruz kalması, dünya tarihi içerisinde yer alan önemli konulardan biridir. Yurtsuz kalan binlerce Yahudinin yeni yurt edinmek için, daha önceden anayurt bağlamında yapılan çalışmalarda, Filistin toprakları uygun görülmüş, savaş sonrası ise bu topraklara yerleştirilmek için gemilerle önce Mağusa’ya, buradan da Filistin’e yeni bir göç akımı organize edilmişti. 1.Dünya Savaşı sonrasında İngilizlere esir düşen Osmanlı askerlerinin tutsak olarak getirildikleri Mağusa’nın Karağulos Esir Kampı, 13 Ağustos 1946 tarihinden itibaren yeniden düzenlenerek, bu kez 2. Dünya Savaşı sonrası Yahudilerin “Muhacir Kampı” halinde kullanımına veriliyordu. Bu yazımızda yine eski Kıbrıs Türk Basınımızda yer alan Hür Söz gazetesinin haberleriyle yol alacağız...

17 Ağustos 1946-Hür söz- s:2
Memleket Haberleri

Yahudiler Gelmiye Başladı
Geçen gün Kıbrıs’tan muvakkaten iskân ettirilmelerine karar verilen Yahudilerden ilk kısmı gelmiştir. Empire Heywood adını taşıyan sekiz tonluk bir gemi ile Em(pire)-Rival adını taşıyan on iki bin tonluk iki gemi Mağusa sahilinden yarım mil uzakta demirlemiştir. Onlara refakat eden Ajak kruvazörü de tekriben bir bil uzakta demirlemiştir. Empire Rival gemisinden 448 erkek ve 303 kadın inmiştir. Bu gemide hiç bir çocuk yoktu. Empire Heywood gemisinden 120 adam 148 kadın ve 717 çocuk inmiştir.

Aynı tarihli gazetede kısa sürede söz konusu kampların Yahudi göçmenlerine yetmediği anlaşılıyordu. Halbuki İngiliz yönetimi, 1939 yılında Filistin'e, gelecek 5 yıl içinde göç edecek Yahudilerin sayısını 75,000 ile sınırlama kararı almış ve II. Dünya Savaşı içinde bu kararını titizlikle savunmuştu. Öyle ki savaşın sonlarına gelindiginde 75,000'lik kota henüz dolmamıştı bile. II. Dünya Savaşı sona erdiğinde İngiltere yeni bir gerçeklikle yüzyüze kalmıştı. Bu nedenle II. Dünya Savaşı sona erdiğinde İngiltere Filistin'e Yahudi göçüne dair sınırlamaları -Batı dünyasının ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin baskılarına rağmen- sürdürdü ve ayda 1500 Yahudi göçmeni Filistin'e kabul edeceğini ilan etmişti(Dr.Esra Danacıoğlu-Kıbrıs Yahudi Gözaltı Kampları 1946-1949)

Bu durumda kampa getirilecek sayının kamp kapasitesini aşmış olmasının, bu konuda yanlış bir hesaplamanın yapıldığını göstermekteydi. Haberde şöyle deniliyordu...

Kamplar Yetmiyor
Bildirildiğine göre Mağusa yakınında Yahudiler için yapılan kamplar kâfi gelmemektedir. Bu yetersizliğin önüne geçmek için Lârnaka ve Leymosun kazalarında da kamplar kurulacaktır...

Bu konuda kapmların Lârnaka ve Leymosun(Limasol)da kurulmadığı bilinmektedir. Muhtemel kamp kapasitesi yeni eklemelerle artırılmıştı.


22 Ağustos 1946 s:2
Memleket Haberleri

ESPERİNİ Yahudi meselesine temas eden bir yazısında Yahudilerin Kıbrıs’ta yerleşmelerine ne kadar aleyhtar olursak olalımYahudilerin bugün Karaolus kampındaki durumlarına karşı sempati göstermekten kendimizi alamayız, demektedir. Yazı şöyle devam ediyor: “İşte bu durumdandır ki Yahudiler matbuat temsilcilerine şikayette bulunmak istemişlerdir. Pazar günü kampta olan hadiseler bu zavallıların durumlarını düzeltmek için Hükûmetin hemen harekete geçmesi lûzumuna bir işarettir.”

Özellikle Kıbrıslı Rumları, Yahudi yerleşimciler konusunda ikiye ayrılmıştı. Esperini gazetesinde yer alan haberde de görüleceği gibi, Yahudi göçmenlerine insani bir yaklaşım sergilenmekte ve sorunlarıyla bizzat Hükümetin ilgilenmesi gerektiği yönünde uyarıda bulunuyordu. Ertesi gün Hür Söz gazetesinde “Yahudier” başlıklı bir yazıda ise, Kıbrıs Rum halkı için Yahudi göçü konusundaki huzursuzluk dile getirilmekteydi...

23 Ağustos 1946-s:4
Yahudiler

ANEKSARTITOS “Yahudiler...” başlıklı bir yazısında Yahudi muhacirlerinin devamlı bir şekilde memleketimize naklinin Kıbrıs halkını büyük düşüncelere sevkettiğine temas ederek diyor ki: “Yahudilerin bu adada muvakkaten kalacaklarına dair olan resmi sözler ne bu düşünceyi giderebilir ve ne de salim bir garanti teşkil edebilir. Yahudilerin Kıbrıs’a gelmesi aleyhinde bulunmamızda hiçbir anti-semitik duygu yoktur. Aleyhinde olmamıza sebep Yahudi meselesinin Yahudileri yığın yığın Kıbrısa getirmekle halledilemeyeceğidir. Yahudi meselesi ancak onların emniyetle yaşıyabilecek bir Yahudi ve Arap devleti kurulmakla mümkün olacaktır.”

Makale sahibi Yahudi meselesinin halledilmesi için Birleşmiş Milletler Kuruluna havale edilmesi gerektiği fikrini ileri sürmektedir.

“Bu müddet zarfında ve bu meseleye hakiki bir hal çaresi bulununcaya kadar Amerika ile İngiltere Yahudilere kendi memleketlerinin kapılarını açmalıdırlar. İster muvakkat ister daimi olarak Yahudilerin Kıbrıs’ta yerleşmelerine aleyhtarız. Çünkü zirai vaziyeti gayet fakir olan ve endüstrisi bulunmayan bir ada, halkın fikri sorulmadan buraya getirilen binlerce Yahudiyi besleyemez.”

Bu yazı toplam 3050 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar