1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Yakıcı ‘ayrımcılık’
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Yakıcı ‘ayrımcılık’

A+A-

Böylesi bir adaletsizlik nasıl hazmedilir aklım almıyor.
Dünya bir kriz yaşadı.
Biz bir kriz yaşadık.
Hayat durdu.
Binlerce insan işsiz kaldı, cebine para girmedi; binlerce insan “yarım” ya da “çeyrek” maaşla ayakta kaldı.
Mart ayının yarısı… Nisan, mayıs, haziran… Az zaman değil…
Tek bir kez, bazılarına, bin beş yüz lira “destek” verildi.

***

Peki ne yaptı hükümet?
İlk para bulduğu an kamudan yaptığı yüzde 25 maaş kesintisini geri ödedi.
Öncelik bu mu olmalıydı?
En kötü ihtimalle eline en az beş bin lira geçmişti kamudaki memurların, işçilerin…
Kimsenin maaşı kesilmesin elbette…
Yine de bir ‘öncelik sırası’  yok mu sizce?
Özel sektörde binlercesi; şoförler, özel okul çalışanları, esnaf, turizm emekçileri, avukatlar, mimarlar, tezgâhtarlar, berberler, makinist ve hiçbir güvencesi olmayan çok ama çok insan birkaç bin lirayla geçindi.
“İki ay ödeyeceğiz” denen maaş desteği ödenmedi…
İlk taksit verildi, ikincisi için “ikinci ekonomik paket” anons edildi.
Aldatma bu!
İlkinin ikinci taksiti için yeni bir paket ne demek?

***

Peki nerede “ya hep birlikte ya hiç birimiz” dayanışması, adil paylaşımı savunan sendikacılık, hak temelli siyaset, yoksulun ve dar gelirlinin elini tutan farkındalık nerede?
Güya ‘açılım’ var ama pek çok işletme ‘zararına’ çalışıyor halen!
Pozisyonu çok daha güvenli, geliri görece çok daha iyi bir gruba ‘geri maaş ödemesi’ yapmak ama gerisini ‘siyaset şovunun mezesi’ haline getirmek insanın yüreğini sızlatıyor.

***

Yetmezmiş gibi…
Bir de ‘akaryakıt fonu’ ile oynuyorlar, yoksulun cebinden “yütmek” için!
Özel sektör çalışanlarına seyrüsefer affı yapsalar örneğin…
Yok!
Salgın için “test” gerekli, yine para istiyorlar.
Senelerce sosyal sigorta ödemiş bu insanlar “işsizlik primi” diye…
İşsiz kaldığı gün hakkını çalıyorlar.
Senelerce sosyal sigorta ödemiş bu insanlar “sağlık primi” diye…
Test için soyuyorlar.

***

Yeter ama…
Bir toplum kesimine bu kadar da “ayrımcılık” yapılmaz…
Yeter…


Samimiyet!

Bir hafta önce Kıbrıs Rum liderliği 'Ledra / Lokmacı' hariç tüm geçişleri açtı.
Lefkoşa'da Ledra Palas bunlardan biri.
'KKTC Hükümeti' ne yaptı?
Lokmacı'yı açtı ,Ledra Palas’ı kapattı.

Lokmacı’yı kime açtı?
Karşısı kapalı!
Karşısı 'açık' diye Ledra Palas’ı niye kapattı?
...
Meclis'te başbakan yardımcısı diyor ki, "Ledra Palas'ı açmadık ama Dayanışma Evi'nde çalışanların geçişlerine izin veriyoruz."
Gidecek de Dayanışma Evi’nde ne yapacak bu insanlar?
O merkeze, kimseler gidemeyecekse eğer...

Şimdi anladınız mı bu yazının başlığı niye ‘samimiyet.’

Bu yazı toplam 2377 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar