1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. YAKIŞMADI ÇETİNKAYA
YAKIŞMADI ÇETİNKAYA

YAKIŞMADI ÇETİNKAYA

İnsanları yaşarken hatırlamak bir erdem olsa gerek... O’nun yaptıklarını O yaşarken hatırlamak, O’nu çok sevdiğimizi söylediğimiz gelecek kuşaklara örnek olarak göstermek bir başka dünyanın geleneğinden olsa gerek. Bu özellik bizim kültümüzde

A+A-

 

 

 

UNUTULAN EFSANELERDEN ÖMER ARAP VE ÇETİNKAYA!

İnsanları yaşarken hatırlamak bir erdem olsa gerek... O’nun yaptıklarını O yaşarken hatırlamak, O’nu çok sevdiğimizi söylediğimiz gelecek kuşaklara örnek olarak göstermek bir başka dünyanın geleneğinden olsa gerek. Bu özellik bizim kültümüzde sanırım artık yok.

Bu hafta size Ömer Arap’tan bahsedeceğim. Hani söylerler yada anlata anlata bitiremezler ya Çetinkaya efsanesini işte o efsaneyi yaratanlardan biri ile beraberdik geçenlerde.

Öyle yalnızlık çektiğinden falan değil hani. Onu çok seven ailesi etrafında idi. İki kızı, damadı, torunları hep beraberdiler. Hani bayram da değildi ama belliki ailesi yanındaydı. Ama buna rağmen Ömer Arap unutulmaktan bahsetti bana hep. Aranmamaktan. Vefasızlıktan. 

Geçmişe gittik onunla. 1929 doğumlu bu efsane futbolcu, sol ayağını damar rahatsızlığı yüzünden kaybetmiş ama yaşama sevincinden bir şey yitirmemişti. Futbol oynarken giydiği sert, tahta ve çivi ile sağlamlaştırılmış kramponlarının ayağını çok harap ettiğini söylüyordu kızı Meryem.

Futbola Larnaka Demirspor’da başlamış, KOP 2.liginde oynamış daha sonra da o günlerin adeta Kıbrıs Türk Karması gibi olan Çetinkaya’ya transfer olmuştu. Çetinkaya’nın 2 Kupa şampiyonluğu ve Pakkos Şildinde onun da imzası var. “1955’ten sonra KOP bize kapılarını kapayınca futbolun artık tadı kalmamıştı” diyor Ömer Arap. “KOP’tan dışlanmamız benim futbolumun da sonu oldu” dedi.

2003 yılında kapılar açıldığında futbolunu bilenler Güneyden gelip bulmuşlar Ömer Arap’ı. Astra Radyosundan Yorgo Pirgadis röportaj yapmış kendisiyle. O yıllarda sağlık problemleri yaşadığını bana anlatırken duygulandık hepimiz. Yaşadığı damar sorunları nedeniyle Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesine bir doktorumuz tarafından yatırıldığını ama yatıran doktorun yurt dışına gitmesiyle beraber tam 9 gün kendisiyle hiçbirinin ilgilenmediğini söyledi Ömer Arap...

Ayağı gittik sonra kangrenleşmekta ama ilgisizlik devam etmekte iken kendisine Omonoia kulübünün sahip çıktığını ve kulüpte para toplanarak Güney Lefkoşa’da bir özel klinikte ameliyatının yaptırıldığını anlatırken “gözlerim hep Çetinkaya’yı aradı” diyordu. Çetinkaya efsane takımının oyuncularına sahip çıkmazken O’na saygıyı Omonoia gösteriyordu. Çünkü Ömer Arap KOP’ta futbol oynamış ve tüm Kıbrıs’ın efsane oyuncularından biriydi. O’nu Rum, Türk, Ermeni futbola meraklı olan herkes biliyor ve saygı gösteriyordu. Sadece terini akıttığı ve adını Kıbrıs Şampiyonu diye Pakkos Şildine yazdırdığı takımı ve yöneticileri hatırlamıyordu artık.

İnsanlar ölünce tam sayfa gazete ilanı vermek ve mezarında nutuk atmak adetten sayılıyor artık. Yaşarken unutmak da!

Çetinkaya gibi büyük bir kulübü yönetmek, KKTC liginde şampiyonluklar kazanmak yada hergün gazetelerin arka sayfalarında boy göstermek mesele değildir diye düşünüyorum. Kendimizin çaldığı, kendimizin söylediği bir ligde şampiyon olmakla olmamak arasında herhangi bir fark olduğunu söyleyenin anlını karışlarım. Dünya futbolunda bir hiç olduğumuzu itiraf etmediğimiz sürece bir adım ileri gitmemiz de mümkün değildir.

Büyük takım olduğunu söyleyen ve tarihine baktığımızda Kıbrıs’ın sadece futbol değil, siyasi tarihinde de iz bırakmış Çetinkaya’ya bu davranış yakışmıyor. Unutulan sadece Ömer Arap olsa bunları söylemeyecektim. Maalesef konuştuğum birçok oyuncusu da ayni düşünce ve duygularda... Bu senin büyüklüğüne hiç mi hiç yakışmıyor Çetinkaya!

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1800 defa okunmuştur