1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Yalanın amacı!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Yalanın amacı!

A+A-

Ya yalan söylemekten keyif alıyorsunuz ya da Pakistan Başbakanı’nın ne söylediğini anlamadınız!
Bence birincisi!
Kesinlikle yalan söylemekten zevk alıyorsunuz!

-*-*-

Pakistan Başbakanı, Türkiye Cumhurbaşkanı ile ortak basın toplantısı düzenliyor... 
Türkiye Cumhurbaşkanı’na “Kaşmir’e verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ederiz” gibi bir şeyler söyledikten sonra, “Pakistan olarak Kuzey Kıbrıs’taki siyasetinizde sizinle birlikteyiz” diye ekliyor...

-*-*-

Erdoğan da “Kıbrıs Türkü kardeşlerimize verilen destek için teşekkürler”e getiriyor konuyu!

-*-*-

Ne Pakistan Başbakanı, ne de Türkiye Cumhurbaşkanı, “KKTC” kısa adlı devletin adını kullanmıştır!
Çünkü her ikisi de öyle bir devleti tanımıyor, tanıyamıyor... 

-*-*-

Niye bu yalan?
Çözümsüzlüğün ve statükonun devamı için mi?
Çok işinize geliyor değil mi?

-*-*-

Haaaa Crans Montana niye çökmüştü?
Mustafa Akıncı dahil, Kıbrıslı Türk ekibindeki herkese göre, çöküşün sorumlusu “oturup müzakere edebileceği yerde, Nikos Anastasiadis’in masadan kalkıp kaçmasıydı... 

-*-*-

Anastasiadis’e göre de masanın yıkılmasının sorumlusu “Türkiye”ydi...”

-*-*-

Sonuç mu?
Masanın yıkılmasından dolayı “yıkılan” bir tek Kıbrıs türk toplumu oldu!
Geriye kalanların keyfi yerinde!

-*-*-

Ve Crans Montana yıkımından sonra çok önemli bir gelişme daha oldu...
Toplumsal varlığı ciddi tehlikeye düşen Kıbrıs Türk toplumunun başına, bu toplumun yok olup olmaması ile ilgili hiç derdi olmayan koltuk sevdalısı zavallılar getirildi...


“İşiniz hikaye; işimiz hikaye; 
gabak doğramaya devam!”

Tatil...
İki gün... 
Güzel şey ve gerekli...
Ucuz bir Avrupa tatili aradık...
Ve bulduk...

-*-*-

İsviçre veya Avusturya Alpleri’nin etekleri...
Tertemiz yollar; koskocaman ağaçlar...
İnanılmaz yeşillikte bir vadi...
Sular akıyor... 
Ve sularda dağ alabalığı yakalanıp, size sunuluyor...

-*-*-

Alakası yok!
Ne İsviçre ne de Avusturya!

-*-*-

Üzgünüm Sayın Fikri Ataoğlu ama Pedoulas...
Pedula...

-*-*-

Pedoulas, Troodos sıradağlarının kuzey yamaçlarında, deniz seviyesinden bin 200 metre yükseklikte yer alır ve Marathasa vadisinin en yüksek köyüdür. 

-*-*-

Tarihi Bizans zamanlarına dayanır. 
İddiaya göre, Pedoulas ve diğer birçok Marathasa yerleşimi, Arap akınlarının Kıbrıslıları kıyı bölgelerini terk etmeye ve dağlardaki daha güvenli yerlere taşınmaya zorladığı Bizans döneminde kurulmuş...

-*-*-

İhtişamlı kiliseleri, daracık yollar, taştan evleri ile enfes bir Kıbrıs köyü...
Enfes demişken; bir kaç restoranının enfesliğinden de söz edelim...

-*-*-

İki kişilik full meze 45 Euro...
İçinde bir tek ben eksiğim!
Bir şişe (litrelik) şarap 18 Euro...
Yani TL cinsinden 2 bin 500 TL civarı...

-*-*-

Kalacağımız “kiralık stüdyo” pırıl pırıl!
Hatta bir daha yazayım, tertemiz...
İnternet bedava ve şifresiz...
Ortalık onlarca yabancı turist dolu; sokakları geziyorlar... 
Günübirlik gelmiş çoğu...

-*-*-

İki kişi için iki gecelik “kahvaltı dahil” fiyatı da yaklaşık 150 Euro... 
Ve evet pahalı... 
Önceden rezervasyon yapmadığımız için böyle fiyata bulduk... 
5 bin 600 TL’ye geliyor...

-*-*-

Ve Sayın Fikri Ataoğlu, bizden başka Kıbrıslı Türk aileler de gördük... 
Bir aile, “Trodos’ta da Platres’de de yer bulamadık, buraya şans eseri geldik” dedi...

-*-*-

Pedula’ya 1974 öncesi Lefke’de yaşarken de gelirdik...
Lefke’den dümdüz Trodos’a doğru çıkın, Aplıç sınır kapısı sonrası Kalapaniyotis, akabinde ünlü “su köyü” Mutulla ve en yüksekte Pedula...

-*-*-

Haa Mutulla’nın suyu çok ünlü... 
Ama Mutulla’daki su kaynağı azalmış; oradan bir bardak su almak bile yasak...
İnsanlar bunun hesabını, kitabını yapmışlar, koruyorlar... 

-*-*-

Sevgili Ataoğlu, Pedula’da bir Bizans Müzesi, bir de Folklor Müzesi var...
Haaa bir de çoğu evlerde ne yazık ki Yunan Bayrağı asılı... Ki buna üzüldüm... 

-*-*-

Köyde tarihi 1474’e dayanan Archangelos Michael Kilisesi yanı sıra, köyün tam orta yerinde, her yerden görülebilen bembeyaz Timos Stavros Kilisesi’ni görebilirsiniz... 

-*-*-

Ve değerli UBP – DP – YDP Hükümeti ve saygıdeğer Cumhurbaşkanımız; Güney Kıbrıs’ta Pedula gibi onlarca hatta belki yüzlerce köy var... 
Köylerin tapuları asırlardır aynı aileler ait... 

-*-*-

Ne Yunanistan’dan gelenlere toprak dağıttılar ne de tapu ile ilgili en küçük bir sıkıntıları söz konusu!

-*-*-

Topraklarına, köylerine sıkı sıkı sarılmış durumdalar...
Ve dibine kadar – ortalıkta çok Yunan Bayrağı olsa da “Kıbrıs”ı yaşayıp, “Kıbrıs”a Kıbrıslı olarak sahip çıkmışlar... 

-*-*-

Acıdır, Yunanlı olmaya da – olmadıkları halde – son derece ciddi önem veriyorlar...
Ve ayrıca kiliseye gidenleri; örneğin bizi yönettiğini sananlar gibi “münafık” da değil; inanarak gidiyorlar!

-*-*-

Anlayacağınız sevgili hükümetim, değerli cumhurbaşkanım ve saygıdeğer Türkiyeli büyüklerimiz; “işiniz hikaye; işimiz hikaye; gabak doğramaya devam!”


476244301-1989330794885838-5553106986803835134-n.jpg 476382949-1690662631830529-8390288595568668840-n.jpg

Kıbrıs’a sahip çıkmak... Pedula köyünde Makarios III’ün heykeli var... Çok merak ettim, KKTC’de kaç köyde, Cumhurbaşkanı Makarios III’ün Yardımcısı veya Muavini Drç Fazıl Küçük’ün heyeklini gördünüz? Evet, her yanda – beni üzse de Yunan Bayrağı asılı ama yazımızda da dediğimiz gibi; insanlar asırlardır aynı ailelere ait topraklarına Yunan, Ortodoks ya da Kıbrıslı kimlikleri bir yana; çatır çatır sahip çıkıyorlar...

Bu yazı toplam 1380 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar