Yalanların tek sebebi başarısız olmuş siyasettir!
Ersin Tatar, BRTK’nın bir programına telefonla katıldı ve şu cümleyi söyledi:
“... Erdoğan’ın KKTC’nin tanınması yönünde (BM Genel Kurulu’nda) yaptığı çağrının, sadece New York’ta değil, tüm Dünya başkentlerinde yansımaları oldu ve algı yarattı...”
-*-*-
Tatar’ın bu ifadesi doğru değildir...
Çünkü, Erdoğan’ın çağrısı değil “tüm Dünya başkentlerinde”; New York’ta da yansımaya sebep olmadı...
Algı da yaratmadı...
-*-*-
Belki Atina ve Lefkoşa’da “mümkün değil” tepkilerine sebep oldu ama “tüm Dünya başkentleri” derken, koskoca cumhurbaşkanının çok dikkatli olması gerekirdi...
-*-*-
Haaaa şimdi “Tatar yalan söyledi” dersem, Yenidüzen de bunu yazarsa, “Cumhurbaşkanı’na yalancı dedi, hakaret etti” diyerek mahkemeye gieer miyiz?
-*-*-
Buyursun!
“Tüm Dünya başkentlerinde yansımaların nasıl olduğunu...” sormaz mıyım?
Haaa yalan söylemedi ama biraz abarttı mı diyeceksiniz?
Kardeşim, o zaman “yansıma yaşanan beş Dünya başkenti say” demez miyim?
Dost Pakistan’dan bir gazetenin 31’inci sayfasında, iki paragraf, tek sutun haber dahi “yansıdı”nın tarafımdan kabulü olacaktır, belirtirim!
-*-*-
O buyurmazsa, siz buyurun; Erdoğan’ın çağrısının yansımaları olan tek bir başkent adı söyleyin!
Gardaşımız Bakü da kabulümdür!
-*-*-
Yalandan ölen olmamıştır!
Abartıdan kimse ölmez, emin olun!
Ama burada söylenen yalanlar aslında neyin ispatıdır biliyor musunuz?
Çok başarısız ve açıkça çaresiz kalmış bir dış siyasetin!
Çünkü bu dış siyasetin tutmayacağını herkes çok iyi biliyor!
Türkiye, kendi iç ve dış sorunlarını çözmeden; garantörü olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni durduk oturduk yere bölemez!
Ve hepsi bunun farkındadır!
Yalanın tek sebebi, iktidarlarının devamı adına tirbünlere oley çektirmekten başka bir şey değildir!
-*-*-
Ersin Tatar, bir de Türk televizyonuna konuştu ve burada da, “... silah ambargosunun kaldırılması konusunda ABD yönetimine tepkimizi koyduk” dedi...
Nasıl koydunuz?
KKTC olarak, Amerikan yönetimine tepki koyamazsınız çünkü sizi kimse muhatab almaz!
Haaa KKTC’de 15 derneğin 5 yöneticisi toplanır, bir mektup verilir ellerine, giderler, Ledra Palace’ta BM askerine sunarlar... Ya da aynı dernekler, gider ABD’nin Kuzey Lefkoşa’da bir apartman dairesindeki ofisine mektubu bırakır...
Peki Tatar nasıl tepki koydu ki?
Joe Biden’ı sokakta bisiklet sürerken gördü ve “be Joe başgan, be Joe başgan, be Joe başgan goduk sağa, goduk sağa, goduk sağa tepkimizi” diye bağırdı mı?
-*-*-
Bu yalanlarla, abartılarla ya da saçmalıklarla nereye kadar?
Çok yazık!
Gerçekten Kıbrıs Türk toplumunun düştüğü veya düşürüldüğü seviye yerlerde sürünmektedir!
Titina Louzidou’nun ömrü, Girne’deki mülkünü geri almaya yetecek mi?
Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi, Kıbrıslı Rum Titina Louzidou ile Kıbrıs’ın Türkiye kontrolündeki bölgesi arasındaki gelişmelerle ilgili yeni bir karar verdi...
-*-*-
Bu karar nedir?
Bu karar en basit şekliyle Rum tarafını “gıcık eden” bir karardır çünkü “iade” kadar, tazminat ve takasın da geçerli olduğuna hükmedilmiştir...
-*-*-
Ayrıca, kararda, “evet mülk Titina’nındır ama sorunu çözmesi gereken adres, Kuzey Lefkoşa’daki Taşınmaz Mal Komisyonu’dur” anlamı da bulunmaktadır...
Bu ne demektir peki?
Anladığım kadarıyla bu demektir ki; “Değerli Titina abla, mülk senindir, buna saygımız sonsuz ama sana parasını ödeyerek ya da karşılığında başka mülk alarak da sorunu çözebilirsin... Haaa yok hayır illa ki malımı isterim malımı isterim diyeceksen, git Taşınmaz Mal Komisunu ile anlaş, bizi uğraştırma”...
-*-*-
Aslında “bütün çaldıklarımız” pardon “aldıklarımız bizimdir çünkü kan döktük” kafasında olan ancak bu son kararla “hayır sizin değildir” vurgusu bir kez daha yapılan bu karara mevcut KKTC Yönetimi neden sevinmiştir?
Çünkü, “iade” kadar, “takas ve tazminat”ın da geçerli bir çözüm olduğu vurgulanmaktadır...
-*-*-
Rum tarafı neden gıcık olmuştur?
Çünkü daha önce mahkemenin verdiği, “Türkiye bu mülkü derhal iade etmeli” şeklinde özetleyebileceğimiz “sert” karar, şu anda o sertliği yitirmiştir ve “sertimsi” hale dönmüştür!
-*-*-
Bu karar, özellikle İspanya ve İtalya delegelerinin “usandık be gavollem artık bu saçmalıktan” diyerek, Rum tarafına açık destekten farıması şeklinde de algılanabilir ki bunu yorumlayacak olursak, AB’nin Kıbrıs meselesinden bıktığı sonucuna da rahatlıkla varabiliriz.
-*-*-
Şimdi ne olacak?
Hiç bir şey!
ARUCAD binayı üniversite olarak kullanıyor, kullanmaya devam edecek...
Titina Louzidou, dilerse TMK’ya baş vuracak ve “ödeyin bana parasını” diyecek...
ARUCAD ile anlaşırlarsa, parası ödenecek ve bina yasal anlamda üniversitenin mülkü haline geçecek.
Anlaşamazlarsa mülk ARUCAD tarafından kullanılacak; Titina Louzidou ve Allah gecinden versin ama öldüğü zaman da mirasçıları, mahkeme mahkeme dolaşmaya devam edecek!
Özel bir şirket, Türkiye’den veya Dünya’nın her hangi bir ülkesinden KKTC’ye yolcu taşıyacaksa, ne mutlu bize... Bunu alkışlamaz mıyız? Ellerimiz parçalanıncay akadar alkışlarız... Ama, tek hedefi ticari karlılık olan özel bir şirketi bize “milli hava yolu” diye sokmaya çalışırsanız, arkasında “alicengiz işleri” aramamıza bile gerek yoktur...