Hastane yangını yeni bir acı deneyim oldu.
“Kriz yönetimi”nde yine tökezledik.
İyi ki hekimler, hemşireler, sağlık çalışanları vardı da büyük bir felaket en az kayıpla atlatıldı.
Fotoğraflara yeniden bakınız lütfen!
Ne giriş çıkışlar denetlenebildi, ne de paniğin önüne geçilebildi.
Çoğu hasta deyim yerindeyse “elden ayaktan” taşındı.
“Kaos”a rağmen inisiyatifi üstlenen personel oldu.

*  *  *
“Her gün de hastane yanmıyor” diyeceksiniz.
Doğru.
Mesele tam da bu…
Yirmi senede bir yaşanacak felakete hazır olmak.
Girne’deki “cephane patlaması”nda da bunu görmüştük, böylesi kritik anlarda, panikle çözüm arıyor, çırpınıyor, mucizelere seviniyor, sürükleniyoruz.

*  *  *

İki senede bir hükümetlerin, altı ayda bir de bakanların, müdürlerin, müsteşarların değiştiği yerde bir “standart” yaratılamıyor.
İllaki “istikrar”a ihtiyacımız var.
Politik değil “ehliyet” sahibi kadrolara…

*  *  *

Hastane yanınca “sigorta” da gündeme geldi.
Sigorta şirketi birkaç gündür “poliçeye bakmadan göreve soyunduk, hastanenin tamirine başladık” diyor.
Evet de sigortanın işlevi zaten bu değil mi?
“Poliçeye bakmamak” marifet kabul ediliyor.
Sanırım birileri o poliçeye bakmalı!

*  *  *

Sigorta şirketine sorduk, poliçe yangını kapsıyor,  85 milyon TL’ye kadar ödeme güvencesi veriyor.
“Eğer bir kasıt yoksa” diyor sigorta şirketi (!)
Böyle de bir “ihtiyat” var ortada…
Bir de anladığım şu, poliçede hangi cihazlar var, hangisi yok, pek bilinmiyor.

*  *  *

Sigorta eksperi yani bilirkişi ve uzmanlar yurt dışından gelmiş.
(Bir anımsatma, Devlet Laboratuvarı yangınında, sigorta-devlet arasındaki anlaşmazlık mahkemelik oldu, halen çözüm üretilmedi.)
Yine plansızlık var.
Sigorta 85 milyon TL’yi içeriyorsa, örneğin “yardım kampanyası” ne için başlatıldı?
Bir de…
Şu anda hastanede hemen başlayan bir inşaat var.
Kim yapıyor?
Sigorta şirketi!
Soruyorum: Sizin işiniz inşaat mı?
İyi niyetten şüphem yok ancak bir hastanenin tamiri, tadili, inşası boyası dahil ayrı bir uzmanlık değil mi? Sigorta şirketinin sahibi ile konuşuyorum, “biz elimizi taşın altına koyduk, hemen işe koyulduk” diyor.

*  *  *

Size hastane yangınındaki şaşkınlığımızı birkaç örnekle açıklayayım.

• 06.45'te yangın başladı.
• Öğlene doğru Başbakan Tatar, 300'e yakın hastanın başka hastanelere aktarıldığını söyledi.
• Saat 12 gibi bu kez Sağlık Bakanlığı’ndan bir açıklama yapıldı, Başbakan'ın 300 dediği rakamın 86 olduğu duyuruldu.
• Saat 19.00 gibi yeni bir açıklama ile başka hastanelere sevk edilen hastaların 103 olduğu söylendi.
   

*  *  *

Elbette böylesi büyük bir felaket içerisinde rakamlar şaşabilir.
Tamam.
Ama artık yangın bitti.
Şimdi gerçekten bir planlamaya ihtiyaç var.
Hem yangının yaralarını sarmak…
Hem de yola koyulmuşken hastanenin tüm eksiklerini gidermek için bir fırsat penceresi açabiliriz.
Birisi bir “hesabını” yapmalı bunun, bir “analizini” ortaya çıkartmalı…
Devlet Emlak da görünür olmalı, Planlama İnşaat da!
Sigortadan kaç para gelecek, ihtiyaç ne, inşaatı kim yapacak, denetimi kim?
Standartları kim belirleyecek?

*  *  *

Sürüklenip gidiyoruz ya…
“Yangın yeri” tüm bunlar aslında…