1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Yangından mal kaçırmıyoruz, nihai kararı verecek olan halktır"
"Yangından mal kaçırmıyoruz, nihai kararı verecek olan halktır"

"Yangından mal kaçırmıyoruz, nihai kararı verecek olan halktır"

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Guterres Çerçevesi’nin temel unsuru olan dönüşümlü başkanlıkla ilgili 2’ye 1 oranının çok net yazıldığını belirtti.

A+A-

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Guterres Çerçevesi’nin temel unsuru olan dönüşümlü başkanlıkla ilgili 2’ye 1 oranının çok net yazıldığını belirtti. 

30 Haziran’da sunulan gayri resmi, “non-paper”in Rum tarafının iddia ettiği gibi “Güvenlik ve Garantiler”le ilgili olmadığını vurgulayan Akıncı, çerçevede öngörülen haritanın ise Kıbrıs Türk tarafının sunduğu harita olduğunu, ne Annan Planı, ne de Rum tarafının haritasından söz edildiğini kaydetti.

Kıbrıslı Türk lider Akıncı, bugün TAK ve BRT muhabirlerinin sorularını yanıtladı. Akıncı, Crans Montana’da Kıbrıs Konferansı sırasında BM Genel Sekreteri’nin sunduğu çerçevenin unsurlarını dile getirdi. 

Kıbrıslı Türk lider, 6 unsur içeren çerçevenin temel unsurlarından birinin, “2’ye 1” oranının çok net yazıldığı dönüşümlü başkanlıkla ilgili olduğunu kaydetti. Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritanın da esas alındığı çerçevede ne Annan Planı, ne de Rum tarafının haritasından söz edildiğini belirtti. 

Akıncı, iki mülkiyet rejiminin öngörüldüğü çerçevede, Güney Kıbrıs’ta bırakılacak topraklarda eski toprak sahibinin, Kuzey Kıbrıs’ta kalacak topraklarda ise içinde yaşayanların hakları korunacak bir düzenlemenin öngörüldüğünü kaydetti.

Çok tartışma konusu olan Türk ve Yunan vatandaşlarına eşdeğer muamele konusuna da değinen Akıncı, çerçevede, olası çözüm sonrasında daimi ikamet talebiyle geleceklerle ilgili “adilane ve eşitlikçi” bir muamele öngörüldüğünü belirtti. Akıncı, “Dörde bir oranı diye bir şey önerilmiyor. Rakamsal bir ifade yok” dedi.

Mustafa Akıncı, “Güvenlik ve Garantiler”le ilgili olarak tek yanlı müdahale uygulamasının sürdürülebilir olmadığına işaret edilen çerçevede, olası bir anlaşma sonrasında bir geçiş süreci sonunda tarafların anlaşacağı bir mekanizmanın oluşturulmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Akıncı, garantörlerin dışişleri bakanları düzeyinde temsil edildiği Kıbrıs Konferansı’nda sunulan çerçevede, asker çekilmesi sözkonusu olacaksa, bunun nasıl ve ne şekilde yapılacağının, “daha üst seviyede, başbakan düzeyinde ele alınabilir” denildiğini belirtti.

Rum tarafına yönelik; “Guterres Çerçevesi’ni sulandırmadan, çarpıtmadan kabul etmeye hazırsa bir an önce açıklasın” çağrısını yineleyen Akıncı, “Bunları müzakere edelim derlerse benim çağrım bunun müzakeresine yönelik değil. Niyet varsa, ortada bu belge var” dedi.

Çağrısıyla ilgili güney ve kuzeyden gelen eleştirilere de değinen Akıncı, “Eleştirilere gözümüzü kapatamayız ancak halk rahat olsun. Yangından mal kaçırmıyoruz. Nihai kararı verecek olan halktır.. Ben bir tek Kıbrıs Türkü’nün çıkarına bakarım” şeklinde devam etti.


Mustafa Akıncı, Guterres Çerçevesi’ndeki ilkelerin sadece güvenlik, garantiler ve askerle ilgili olmadığını, siyasi eşitlik, toprak ve mülkiyet konusuna ilişkin de düzenlemeler öngördüğünü belirtti.

BM Genel Sekreteri’nin bu stratejik konularda uzlaşı olması halinde, bir çıkış yolu olabileceğini düşündüğünden bu çerçeveyi ortaya koyduğunu kaydeden Akıncı, “Konuşma görüşme meselesi değil. Bu ilkeler kabul ediliyor mu edilmiyor mu? Eğer kabul ediliyorlarsa, ben kabul etmeye hazırım, bunu açıklasınlar” dedi.

Akıncı, “Yorumsuz ve sulandırmadan var iseler, bize yeni bir müzakere yolu açılabilir ama önce bu stratejik bir paket olarak duyurulur kabul edildiği. BM Genel Sekreteri bugünlerde birini görevlendirecek. Taraflarla bunu konuşur, görüşür. Bir uzlaşma varsa, o zaman ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir çalışmaya girilip, girilmeyeceği ortaya çıkar” şeklinde konuştu.

Stratejik paket anlayışı ve ilkeler üzerinde uzlaşı varsa, elbette bunun altını dolduracak bir çabaya ihtiyaç olacağını kaydeden Akıncı, “Ancak irade varsa, çok büyük bir zaman dilimine ihtiyaç olmaz” dedi.

TAK ve BRT muhabirinin sorularını yanıtlayan Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin, hep söyleyip, gündeme getirdiği strateji paket önerisini Crans Montana’da hayata geçirmeye çalıştığını belirtti.

Akıncı, Guterres Çerçevesi diye adlandırılan, yıllar içerisinde tartışmalarla ortaya çıkan unsurları barındıran ve Kıbrıs Konferansı’nda önlerine gelen belgenin paket haline getirilmesi ihtiyacını hissettiklerini ve beklentilerinin de bu olduğunu söyledi.

Kıbrıslı Türk lider Akıncı, “Ama maalesef o günlerde, bütün konferans güvenli ve garantiler boyutundan ibaretmişçesine 6 maddeden oluşan bu çerçeve bütünüyle gözlerden kaçırılmaya çalışıldı. Çünkü bu çerçevenin sadece asker ve garanti boyutu değil, diğer boyutları da sözkonusuydu. Siyasi eşitliği, toprağı, mülkiyeti de içeren unsurlar vardı ” dedi.

 

“İlkeleri kabul ederlerse, takvimi belli bir müzakere süreci başlayabilir"

Guterres Çerçevesi’nin stratejik paket yapılması önerisini yineleyen Akıncı, çerçevede yer alan ilkelerin kabul edilmesi halinde, takvimi belli bir müzakere sürecinin başlayabileceğini belirtti.

Akıncı, “Niyet ve irade varsa, şimdi bu çerçeveyi stratejik bir paket şeklinde sulandırmadan ve kendi yorumlarımızla çarpıtmadan, önümüze konan olduğu gibi kabul edilmeli” diye konuştu.

 

“Resmi bir belge olarak değil, Non-Paper olarak ortaya geldi"

Mustafa Akıncı, Kıbrıs Konferansı’nda gündeme gelen belgenin, resmi bir belge olarak değil, non-paper olarak ortaya geldiğini ve ilkelerinin belli olduğunu belirtti.

Akıncı, “Siyasi eşitlik kavramı, harita konusu, mülkiyet, Türk-Yunan vatandaşlarına eşdeğer muamele yapılması ve iki şıklı güvenlik ve garantiler. Toplamda 5 gibi görünür ama 6 temel unsurdan oluşuyor” dedi.

 

“Dönüşümlü Başkanlık çok net çözümlendi”

Mustafa Akıncı, Guterres Çerçevesi’nde “Dönüşümlü Başkanlık” konusunun çok net olarak çözümlendiğini vurguladı. Akıncı, “Dönüşümün oranı da söylenmek suretiyle, 2’ye 1 oranı şeklinde, çerçevenin temel unsurlarından biridir” şeklinde devam etti.

Diğer bir temel unsurun ise “kararlara etkin katılımla” ilgili olduğunu kaydeden Akıncı, oylamaların, her iki toplumdan en az 1 olumlu oy içermesi ve tıkanıklıklar oluşursa “tıkanıklıkları aşma” mekanizmasının uygulanmasının çok net olarak ortada olduğunu belirtti.

 

“Önce Dönüşümlü Başkanlığa gerek yok dediler... Sonra bir uzlaşıyı bertaraf ederek dönüşümlü başkanlığı kabul edeceklerini ifade ettiler"

Kıbrıslı Türk lider Akıncı, Rum tarafının Crans Montana’da önce “ret” tavrı geliştirdiğini ve “Kıbrıslı Türklerin eşitliğini zaten sağlamıştık. Dönüşümlü başkanlığa gerek yoktur. Buna ilkesel olarak karşıyız” diye yazılı cevap getirdiklerini belirtti.

Akıncı, Rum tarafının müzakerelerin sonuna doğru, yıllar içinde gerçekleştirilen müzakerelerde ortaya çıkan bir uzlaşıyı bertaraf ederek dönüşümlü başkanlığı kabul edebileceğini ifade ettiğini kaydetti. Akıncı, şöyle devam etti:

“Neydi bu uzlaşma? Eş başkanlar olacak ve bunlar kendi taraflarında ayrı ayrı seçilecek. Bunu ‘Single ticket’ denilen tek oy pusulasında, yani ABD’deki gibi başkan ve başkan yardımcısı imajı yaratmaya yönelik bir öneriyle geldiler. Bu öneriler buralarda da yapıldı yıllarca ve bizler tarafından hep reddedildi bizim tarafımızdan. En son taktik olarak bunu getirdiler.”

Akıncı, BM Genel Sekreteri Guterres çerçevesinde böyle bir şey olmadığını ve çok net şekilde dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılım olayı olduğunu belirtti. Akıncı, “Eğer bu belgeyi gerçekten kabul ediyorlarsa, Kıbrıslı Türkler açısından bugüne kadar elde edilen diğer siyasi eşitliğe ilişkin bir federasyon çatısı altında elde edilebilecek unsurlar ne ise, bununla birlikte hemen hemen tamamlanmış oluyor. Eğer gerçekten samimi olarak prensipte bu kabul edilirse” dedi.

 

“Kıbrıs Türk tarafının sunduğu harita ek bazı düzenlemelerle toprak konusu sonuçlandırılabilir"

Kıbrısloı Türk lider Akıncı, haritayla ilgili bir bulanıklığa da açıklık getirmek gerektiğini belirterek, “Esas alınacak olan harita, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritadır. Guterres Çerçevesi bunu söylüyor” diye konuştu.

Akıncı, 11 Ocak’ta Cenevre Konferansı’nda Türk tarafının sunduğu haritayı hemen reddeden Rum tarafının, konferansta kabul edilmesi mümkün olmayan, çok maksimalist bir harita sunduğuna işaret etti.

Rum tarafının, son zamanlarda, BM Genel Sekreteri’ne yazdıkları mektupta da dile getirdiği gibi, Annan Planı’ndaki haritayı da kabul edebileceği yönünde söylemler geliştirdiğine işaret eden Akıncı, “Guterres çerçevesi diye adlandırdığımız belgede, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritanın esas alınacağı var. Yani ne Kıbrıs Rum tarafının, ne de Annan Planı’ndaki haritanın adı geçiyor” dedi.

BM Genel Sekreteri’nin, Rumların kaygılarına cevap verebilecek bazı ek düzenlemeler yapılabilir mi şeklinde bir yaklaşımı olduğunu kaydeden Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritada ek bazı düzenlemelerin yapılmasıyla toprak konusunun sonuçlandırılmasının sözkonusu olabileceğini belirtti.

 

“2 Milkiyet rejimi Öngörülüyor"

Akıncı, mülkiyet konusunda Guterres Çerçevesi’nde çok net şekilde “2 mülkiyet rejiminden” söz edildiğini belirtti.

“Güneye bırakılacak topraklarda, eski mülk sahiplerini gözetecek; kuzeyde kalacak topraklarda da içinde yaşayanları gözetecek bir sistem kurulması” prensibinin sözkonusu olduğunu kaydeden Akıncı, bu prensibi kabul edip etmediklerini açıklamalarını beklediklerini söyledi.

 

“Türk - Yunan vatandaşlarına 'Eşitlikçi ce adilane' muamele"

Akıncı, olası çözüm sonrasında Türk ve Yunan vatandaşlarına, Kıbrıs’ta eşdeğer muamele konusunda ise 4’de 1 oranı gibi rakamsal bir ifade yer almadığını ve ‘adilane ve eşitlikçi’ bir muameleden söz edildiğini belirtti.

Konunun çok saptırıldığını, zaman zaman “Türkiye’nin 80 milyonun buraya göndererek, AB’ye geçiş kapısı yapmaya çalışıyor” şeklinde söylemler ortaya atıldığını kaydeden Akıncı, bunun aslı ve astarı olmadığını ve Türkiye’nin AB ile mal ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin Gümrük Birliği Anlaşması bulunduğunu hatırlattı.

Kişilerin dolaşımıyla ilgili de düzenlemeler bulunduğunu, tek sıkıntının daimi ikamet isteyenlerle ilgili olduğunu dile getiren Akıncı, “Olası bir anlaşma sonrasında gelecek olanlara, adadaki Türk Yunan dengesini gözetecek şekilde ‘adilane ve eşitlikçi’ bir muamele olmalıdır diyor Guterres Çerçevesi. Yani Rum tarafının sıklıkla ifade ettiği gibi, 4’de 1 oranı öngörülmüyor. Bu kendi yorumlarıdır. Sulandırdıkları konu da budur. Çerçevede rakamsal bir ifade yer almadı” diye konuştu.

 

“Garantörlerin tek yanlı müdahale hakkının sürdürülebilir olmadığı dile getirildi"

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, “Güvenlik ve Garantiler” başlığıyla ilgili olarak Guterres Çerçevesi’nde “garantörlerin tek yanlı müdahale hakkının sürdürülebilir olmadığı” yönünde bir ifade yer aldığını belirtti.

“Yani birinci günden kalksın demiyor. Sürdürülebilir değil diyor ancak bununla birlikte uzlaşılacak yeni bir güvenlik düzenine geçmeyi öngörüyor” diyen Akıncı, şöyle devam etti:

“Bunun için de tarafların kendilerini güvende hissedebilecekleri ve karşılıklı olarak kabul edebilecekleri uygun bir uygulamanın gözetim mekanizması vurgulanıyor. Garantör ülkelerin de bu mekanizmanın bir parçası olmasını sağlamak suretiyle, bir tarafın güvenliğinin diğer tarafın güvenliğine halel getirmeyecek bir düzenlemenin ikame edilmesinden söz ediliyor.”

 

Asker konusu ayrı bir başlık"

Mustafa Akıncı, asker konusunda ayrı bir başlık açan Guterres Çerçevesi’nin asker sayısı, eğer çekilecekse hangi takvime göre olacağı ve geleceğine ilişkin kararın, Çerçeve sunulurkenki seviyede ele alınmamasını öngördüğünü belirtti.

Akıncı, garantör ülkelerin başbakanlarının da geleceği bir toplantıda bu konunun bağlanmasının öngörüldüğünü ve Türkiye’nin de “bizim başbakanımız 4 saatte gelebilir” cevabını verdiğini kaydetti.

Mustafa Akıncı, Rumların iddia ettiği gibi çerçevede “sıfır asker, sıfır garanti” unsuru bulunup bulunmadığına ilişkin bir soruya yanıtında, çerçevede böyle bir ifade yer almadığını söyledi.

 

“Ucu açık bir süreçle ne öngörülüyor"

Kıbrıslı türk lider Mustafa Akıncı, “bir uzlaşma varsa, o zaman ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir çalışmaya girilebilir” yönündeki sözlerine ilişkin “Ne kadar bir süre öngörüyorsunuz?” yönündeki soruya yanıtında, “İrade varsa, çok büyük bir zaman dilimine ihtiyaç olmaz” dedi. Akıncı, şöyle devam etti:

“Stratejik paket anlayışı ve ilkeler üzerinde uzlaşı varsa, elbette bunun altını dolduracak bir çabaya ihtiyaç olacaktır. Bunun dışında da konular var. Onlar için de makul bir süre uğraşılabilir. Asıl olan, niyet ve iradeyi belirleyecek olan, bu konularda aynı düşünüp düşünmediğimizdir. Yoksa bugüne kadar olduğu gibi, çarpıtmalar ve sulandırmalar devam edecek. Devam edecekse zaten böyle bir stratejik anlaşma da mümkün olmaz. Ancak kabul edilecekse, o zaman bir umut ışığı doğar ve makul bir süre üzerinde uzlaşılıp, bir çıkış yolu yeniden gündeme gelebilir.”

Mustafa Akıncı, Guterres Çerçevesi ile ilgili Rum tarafına yaptığı çağrıya Güney Kıbrıs’tan ve içten aldığı eleştirilerle ilgili “Normaldir” dedi.

Eleştirilere gözünü kapamadığını ancak herkesin içinin rahat olmasını isteyen Akıncı, “Biz yangından mal kaçırmıyoruz. Günün sonunda, nihai kararı verecek olan halkımızdır. Ne olursa olsun, iki toplumun referandumuna gidecek” şeklinde devam etti.

Akıncı, Rum tarafının çağrıya yaklaşımının önemli olduğuna işaret ederek, “Eğer bize gelin bunları müzakere edelim derlerse, benim çağrım buna değil. Aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar beklemek mümkün değil. Biz onları çok yaptık. Niyet ve irade varsa, Belge ortada” şeklinde konuştu.

 

"Genel Sekreterle belgeyi madde madde teyit ettim"

Akıncı, Crans Montana’da özel temsilci tarafından sunulan çerçeveyi, Eylül ayında New York’ta gerçekleştirdiği görüşmede BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile madde madde görüşüp, teyit ettiğini belirtti.

Akıncı, “Size aktardığım, Crans Montana’da önümüze konan ve bizim de kabul ettiğimiz bu belgedir. Bunu stratejik bir paket olarak ilan etmeye hazırsalar, lütfen açıklasınlar” dedi.

Mustafa Akıncı, çağrısının uluslararası bir yankısı oldu mu yönündeki soruyu yanıtlarken, bu konuyla ilgili bir teması olmadığını ancak çağrısının olumlu yankı bulacağından emin olduğunu söyledi.

Eylül ayındaki BM raporunda “iki tarafta da siyasi irade yoktu” denilerek, Türk tarafına büyük haksızlık yapıldığına işaret ederek, bundan sonra haksızlık yapılmaması temennisinde bulunan Akıncı,  BM Genel Sekreteri’nin özel danışman değil, çalışma arkadaşlarından birisini, tarafların nabzını tutmak üzere görevlendirmesinin beklendiğini belirtti.

Bu haber toplam 2189 defa okunmuştur