Yangının Öğretisi: Güven Yaratıcı Önlem Projesi…
Yaşanan yangın felaketi Kıbrıs’ı yurt bilen herkesi yaktı… Karada söndürme çabalarında büyük ve kutlanası bir toplumsal birliktelik, yardımlaşma ve dayanışma yaşandı…Panik nedeniyle söndürme operasyonunda zafiyetler ve hatalar yapılmış da olabilir; olayın büyük vahameti karşısında bunlar olağandır. Affedilmeyecek hata ise, bu olandan ders almamak ve bundan sonrasında yaşanacak benzeri felaketleri en az hasar ile atlatmak için gereken önlemleri almamak olacaktır.
Yangını söndürmeye hava araçları ile katılan taraflara bakıldığında önemli noktalar var… Türkiye’den alayla-valayla KKTC’ye gönderilen yangın helikopteri on gün sonra geri Türkiye’ye gitti; Lefke tarafındaki yangına havadan müdahale üç saat kadar sonra yapılabildi… Mersinlik yangınında ise havadan müdahale 26 saat sonra yapıldı… İngiliz Üsler’inden iki hava yangın aracı müdahale etti. Güney Kıbrıs’tan iki hava yangın aracı ise yangının ikinci günü ve felaketin boyutunun milletçi tavırları aştığının anlaşılması ile gerçekleşti. Daha sonra İsrail’den de iki hava söndürme aracı geldi; bu sırada da tek olan Türkiye hava yangın aracı sayısı da TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın KKTC ziyaretine denk gelerek dörde çıkartıldı. Bu hava yangın araçlarının tamamı yangın başladığında emre amade olsaydı, yangın söndürme operasyonunu yönetenin ihtiyaç hissettiği anda talep etmesiyle müdahaleye gelmiş olsalardı böyle yirmi bine dönüm orman arazisi kömür ve kül olmayacaktı.
Yani, bu yangın felaketinin önemli öğretisi, yangın hava araçlarının emre amadeliğinin uygulamada mümkün olduğu, yangının boyutunun büyüme seyrine girmesi ile hava araçlarının söndürme operasyona katılacağı bir organizasyonu kurgulamak gerektiğine dairdir. Bu organizasyonu kimler yapmalı?... Kıbrıslı Türkler ve Rumlar birlikte yapmalı… Nasıl yapmalı? Tarihi ve Kültürel Miras Teknik Komitesi en uygun örnektir. Bu komite Kıbrıs’ın tamamında var olan tarihi ve kültürel eserleri Kıbrıs’ın halklarının ortak mirası olduğu gerçeğinden hareketle ve bu mirası geleceğe taşımak sorumluluğu da adanın halklarına birlikte ait olduğu bilinci ile hareket ediyor; tarihi ve kültürel mirasın devamlılığını sağlamak için projeler üretiyor, mali kaynak buluyor ve projelerini uyguluyor. Bu teknik komite, Talat-Papadopulos döneminde Güven Yaratıcı Önlemler bağlamında düşünülen ve hayata geçirilen az sayıda teknik komitenin en başarılı olanıdır.
Kıbrıs’ın tamamında var olan ormanlar da Kıbrıs halklarının ortak doğa mirasıdır ve geleceğe taşımak sorumlulukları da ortaktır. Bu nedenledir ki, yangın hangi tarafta olursa olsun, diğer tarafın da ciğerleri yanıyor. Ama bir tarafın yönetenleri göstermelik yardım teklifinde bulunur, yangınla boğuşan tarafın yönetenleri de kibirle reddeder olguları çok yaşandı; ortak doğa mirası ormanlar ve ormanlardaki yaban hayat da yangınlarda kömür ve kül oldu… Mersinlik ve bölgesinde yaşanan yangında Güney hükümetinin yardım teklifi, Kuzey hükümetinin kibri ile bir gün oyalandı; yaşanacak felaketin vahametini anlayan Kuzey hükümeti yardımı kabul etti. Ardından da İsrail’den de hava yangın araçları geldi; onların gelişinde Güney hükümetinin öyle veya böyle katkıları olduğu kesindir.
Bu yaşananların deneyimi ve olumlu sonuçlarının bilinci ile Kıbrıs Türk ve Rum tarafı birlikte bir Yangın Söndürme Teknik Komitesi oluşturup havadan müdahale araçlarının emre amadeliğinin bir sisteme bağlandığı bir organizasyon yapmasında yarar var. Yaşananlar göstermiştir ki, adanın hangi tarafında ormanlar yansa, tek başına söndürme çalışmaları yetersiz kalıyor, dışardan destek kaçınılmaz oluyor. Dolayısıyla, BM’nin kolaylaştırıcılığında bir teknik komite kurulsun; her yangından hava aracı desteği alınan Türkiye, Yunanistan ve İngiliz Üsleri de bu organizasyonun üyeleri olsun; zaten üçü de halen garantör ülkedir. Yangın Teknik Komitesinin çalışma esasları ve düzeni Tarihi ve Kültürel Miras Teknik Komitesi gibi olsun. Herhangi bir taraftaki yangına acil müdahale yapmaya yetecek kadar az sayıda hava aracı da emre amade olmak üzere ara bölge olan eski Lefkoşa Uçak Alanında konuşlandırılsın. Yangın anında, ilk müdahale yapılırken, Yngını söndürme operasyonunu yönetenlerin doğrudan talebi ile daha fazla sayıda araç da Türkiye’den, Yunanistan’dan ve İsrail gibi diğer komşu ülkelerden gelsin.
Böylesi bir projeyi kimler başlatabilir? Teknik Komiteler iki tarafın liderliğinin inisiyatifi ve mutabakatı ile oluşuyor. Yangın Komitesi oluşturmada liderlerin ‘Milliyetçi yaklaşım ve kibirler sorunu’ olacağı da bir gerçektir; dolayısıyla onların inisiyatif alması sürpriz olacaktır. Ne yapılmalı?! CTP böylesine bir projeyi oluşturur, Rum siyasi partilerinden AKEL ve DISY ile paylaşır, ortak bir proje geliştirirler ve BM’ye önerirlerse, BM bunu liderlerle paylaşabilir ve liderlerin de bu projeyi kabullenmesinin zemini yaratılmış olabilir. Böylesine bir proje, Tarihi ve Kültürel Miras Komitesi gibi AB ve diğer dış kaynaklardan da mali katkı alabilir.
Bu arada belirtmek gerekiyor ki, yangın konularında iki taraflı bir komite halen var, daha çok ara bölgedeki yangınlarla ilgi ve temas yapma kapasitesinde bir komitedir; aslında yoklukla maluldür. Onun misyonunu da içerecek bir Yangın Teknik Komitesi oluşturulması, tarafların imkân ve kabiliyetlerini birleştirip emre amade yapması, bundan sonra nereden, kaç yangın hava aracının ne zaman gelecek diye zaman kaybetmeden yangına havadan ilk müdahale yapılır, ardından da yeterli hava desteği yetişir ve ada halklarının ortak mirası ormanlar korunur, geliştirilir, çoğaltılır ve geleceğe miras olacak devredilir.
Zor mu?! Hayır… İrade varsa, yolu var…