1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Yangınlarda yönetsel zaafiyetlerin payı büyük"
"Yangınlarda yönetsel zaafiyetlerin payı büyük"

"Yangınlarda yönetsel zaafiyetlerin payı büyük"

Yeşil Barış Hareketi, Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA) ve Boğaztepe Kültür ve Çevre Koruma Derneği, “yönetsel” zaafiyetlerin yaşanan yangınlarda en büyük paya sahip olduğunu ileri sürdü ve tedbirlerle ilgili hazırladığı manifestoyu yayımladı.

A+A-

Yeşil Barış Hareketi, Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA) ve Boğaztepe Kültür ve Çevre Koruma Derneği, “yönetsel” zaafiyetlerin yaşanan yangınlarda en büyük paya sahip olduğunu ileri sürdü ve tedbirlerle ilgili hazırladığı manifestoyu yayımladı.

Üş sivil toplum örgütü adına yapılan yazılı açıklamada, yangınların önlenmesine yönelik olarak üç örgüt tarafından belirlenen öneriler arasında, araçta sigara içilmesinin yasaklanması, çevre yönetiminin bağımsız yapılması, itfaiyenin güçlendirilmesi, elektrik kablolarının yer altına alınması, çöp yönetimindeki yanlışlıkların giderilmesi ve cam şişelerin depozitolu yapılması da bulunuyor.

 

YÖNETSEL ZAAFİYETLER

Yangınların önlenmesi ve erken zamanda etkisiz hale getirilmesi için yaptıkları çalışmayı ülkenin doğal varlıklarını kurtarmanın anahtarı olarak gördükleri ifade edilen açıklamada, “Yönetsel zafiyetlerden kaynaklanan yangınlar bugüne kadar yaşadığımız yangınlar içinde en önemli yeri tutmaktadır. Organize olma, programlı çalışma ve zamanında hareket etmede eksiklikler ve ihmaller çoğalmakta, davranışlarda sorumluluk duygusu giderek azalmaktadır. Gerek Orman Dairesi, gerek belediyeler, gerekse Karayolları Dairesi ve bu gibi resmi kurumların, her yıl düzenli olarak yapmaları gereken temizlik işlerini yetki çatışmaları içinde gerektiği gibi yerine getirmedikleri görülüyor” denildi.

 

PERSONEL YETERSİZ

Denetim ve gözetimlerin de yetersiz olduğu iddia edilen açıklamada, “Yangınlara müdahaleye yönelik teknik yeterliliğimiz ve personel miktarı grafiği, özellikle itfaiye örgütümüz açısından içler acısıdır ve hızla aşağıya doğru gitmektedir. 1980’li yılların başında, o zamanki nüfusa göre yapılandırılan itfaiye teşkilatı 7 şubeye 282 kadro ile tanımlanmışken bugün, birkaç kat artan nüfusa rağmen, yaz aylarında 11 şubede 217 personelle yanıt vermeye çalışmaktadır” ifadelerine yer verildi. 

Atıkların geri dönüştürülmesine yönelik kararlı bir politika bulunmadığı ve çevreye bırakılan atıkların yangına neden olabildiği ifade edilen açıklamada, “Hiçbiri yasal olmayan ve tamamen ilkel biçimde çalıştırılan yüze yakın atık depolama alanları da birçok yangının başlamasına ve yaşanmasına neden olmaktadır” denildi. 

 

ARABADA SİGARA İÇİLMESİ YASAKLANMALI

Araçlardan atılan sigaraların neden olduğu yangınlara da değinilen açıklamada, araçlarda sigara içilmesinin yasaklanması çağrısında bulunuldu.

Orman yangınlarına yönelik sivil toplum örgütlerinin birikimlerinden yararlanılmadığı belirtilen açıklamada, çevre yönetiminin bağımsız olması gerektiği de kaydedildi.

Örgütlerin önerileri şöyle:

1.    İtfaiye teşkilatı, güncel nüfusa ve hizmet noktalarına göre yeniden yapılandırılmalı, personel sayısı artırılmalıdır. 
2.    Yıllardır envanterde bulunan ve artık iş göremez durumda olan itfaiye araçları ile donanımları elden çıkarılarak, tüm ihtiyacı karşılayacak kadar,  günümüz teknolojisine ve ülkemizin arazi yapısına göre en uygun araçlar ile donanımlar alınmalıdır.
3.    Yangınla ilgili önlemler, hazırlıklar ve donanımların sağlanması bir rutine bağlanarak, görev tanımları ile kimlerin hangi görevlerde olacağı, sorumluların kim olacağı netleştirilmelidir. Orman Dairesi personelinin tanımlı sorumlulukların yapmak üzere harekete geçmek için siyasilerin kararına tabi olmadan, otomatik olarak, işlerinin gereklerini uygulamaya geçebilmelidirler. 
4.    Araçlarda sigara içilmesi kesinlikle yasaklanmalı buna rağmen içip izmaritini dışarıya atanların cezası en az 3 kat olmalı ve bu uygulama titizlikle denetlenmelidir. Bu konuda ciddiyetle çalışacak bir takip ve ihbar sistemi oluşturulmalıdır. Motorlu araçlardan çöp ve sigara atılmasını önlemek için verilecek cezalar yol kenarlarına dikilecek tabelalarda belirtilmelidir.
5.    Yangınların oluşması ve verdiği zararların azaltılabilmesi için yolların 2 tarafında ve hendeklerinde bulunan otlar, zamanlama iyi ayarlanarak, yeşil haldeyken, kurumadan, otlar tohum bırakmadan gerektiği şekilde titizlikle temizlenmelidir. Yasalarda yetki karmaşası çözümlenerek, Kara Yolları’nın, belediyelerin ve köy muhtarlarının işbirliği ile çalışması sağlanmalıdır. 
6.    Yapılacak yasal düzenlemelerle, cam şişelerin depozitolu ile geri dönüşüme yönlendirilmesi atılan ve kırılan camların yangın sebebi olmasını azaltacaktır. 
7.    Yol kenarlarında bulunan ormanlar, Orman Dairesi tarafından ve yol kenarında ekinleri veya ağaçları olan çiftçiler de kendi tarlalarının kenarlarını, en geç Nisan ayı sonunda, otlar ve ekinler kurumadan, kalem/anız kalmayacak biçimde, traktörle en az iki defa sürmeleri sağlanmalıdır.
8.    Anız veya derelerdeki bitkilerin yakılmasından vazgeçilmeli, bunun için Çevre, Orman ve Tarım yasalarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
6.    Birçok ülkede olduğu gibi, elektrik enerjisi nakil hatları ısıl genleşme, rüzgâr ve yıldırım etkisine karşı önlem olarak yer altından geçirilmeli, trafoların bulunduğu yerler ve çevresi beton olmalı, etrafında ot ve ağaç bulunmamalıdır. 
7.    Piknik ihtiyaçları için belirlenen alanlarında, güvenlik sorumlusu ve yangın söndürme donanımları bulundurulması zorunlu olmalıdır. 
8.    Belirlenen piknik alanları dışında, ormanlarda veya tarım arazilerinde ateşli piknik yapılmamalıdır. İlgili belediye ve/veya park görevlisinin bulunmadığı orman veya piknik alanlarında ateşli piknik yapılmamalıdır. 
9.    Bu kurallar, ayni şekilde, av mevsiminde ava açılan bölgelerde avcılar için de geçerli olmalıdır.
10.    Çöp ve moloz atık alanları orman alanlarından uzak bölgelerde yasal düzenlemelerle nizami biçimde oluşturulmalıdır. Ateş alma potansiyeli dolayısıyla, özel, tüzel kişiler ve yerel yönetimler veya başka herhangi birileri bu alanlarda atık biriktirmemelidirler.
11.    Ormanlık bölgelerdeki her yerleşim yerinde, herhangi bir yangın durumunda, özellikle, itfaiye gelinceye kadar gerekli müdahalenin yapılabilmesi için, muhtar başta olmak üzere, gönüllü yangın ve söndürme personeli eğitilmeli, her yıl düzenli tatbikatlar yapılmalıdır.
Özellikle, yangının ilk safhasında müdahalede gerekeli alet ve malzemelerin, bu gönüllü personelin kullanımı için hazır bulunması sağlanmalıdır.
12.    Yangına karşı görev yapacak arazöz sürücüleri ve ek orman işçileri gibi mevsimlik geçici personel seçilirken; bu kişilerin, yeteneklerinin yanı sıra, üstlenecekleri görev için inançlı, gereken davranış disiplinine uyabilecek sağlam kişilik yapısına sahip olmaları aranmalıdır. Belirli bir eğitime tabi olacak bu personele aldıkları eğitimde başarılı olduklarını belgeleyen sertifikalar verilmelidir. Bir sonraki yılda ihtiyaç halinde, sertifikalı tecrübeli elemanlara öncelik sağlanmalıdır.
13.    Gözetleme kuleleri 7/24 saat hizmet verebilecek şekilde derhal devreye sokulmalı, eksik kuleler en kısa zamanda tamamlanmalıdır.
14.    Kameralı otomatik gözetleme sistemi de en erken zamanda işler vaziyette devreye sokulmalıdır.
15.    Yangına karşı her an müdahale edebilecek donanıma sahip en az bir helikopter ve bu konuda eğitimli personelin ülkemize kazandırılması gerekmektedir.
16.    Orman Dairesi’nin mesleki bilgiye sahip personeli ve gerekli teçhizatı günün koşullarına göre artırılmalıdır.
17.    Özel Çevre Koruma Bölgelerinde yeni itfaiye merkezleri oluşturulmalı, var olan civar itfaiye merkezleri de yeniden yapılandırılmalıdır. 
18.    TOMA gibi düz yol araçları yerine uzun menzilli arazi tipi araçların alınması tercih edilmelidir.
19.    Orman ve genel olarak çevreyi korumak için tüm deniz kıyı şeritleri ve mevcut sulak alanlar/göller ve dereler “Mutlak Korumu Bölgesi” ilan edilmelidir. 
20.    Mevcut “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” ve “Mutlak Deniz Kıyı Koruma Bölgeleri”nde, katiyetle ateş yakmak veya yangına neden olabilecek hiçbir faaliyetlerde bulunulmamalıdır.
21.    Koruma alanları sadece tabela çakılarak değil, bütün tehditleri dikkate alıp ortadan kaldıracak, çağdaş normlara uygu biçimde korumaya alınmalıdır.
22.    Orman ve çevrenin korunması için Çevre ve Orman Yasalarında öngörülen cezalar daha caydırıcı hale getirilmeli ve titizlikle uygulanmalıdır.
23.    Yaptırımlara uymayanlara yönelik olarak cezai müeyyideler uygulanmalıdır.
24.    Kundaklama cezalarında etkili bir ağırlaştırma düzenlenmeli, bu konudaki ihbarlara ödül verilmelidir.
25.    Çevre yönetimi tamamen bağımsız bir oluşum olarak yeniden kurgulanmalı ve Ormanlar, Koruma Alanları, Sulak Alanlar ve Kıyılar bu birime bağlanmalıdır. Bu oluşum tamamlanıncaya kadar ise, Çevre yönetimi bir bakanlığın herhangi bir dairesi olmaktan çıkarılıp, ayrı bir Çevre Bakanlığı olarak faaliyete geçmelidir.
26.    Oluşumu yasa ile düzenlenmiş olmasına rağmen sonradan kaldırılan, çevre faaliyetleri sürdüren sivil toplum örgütleri dâhil, çevreye ilişkin bütün paydaşların yer aldığı “Çevre Danışma Kurulu” yeniden faaliyete geçirilmelidir.
27.    2021 yılının “Orman ve Çevrenin Korunması Yılı” olarak ilan edilmesi ve ülkemizde olması gerektiği gibi, dünya normlarına uygun olarak, %30 gerçek orman alanı oluşturma hedefi ile ağaç dikimlerine ağırlık verilmelidir.
28.    Ülkemizde, küresel ısınmanın özellikle yaz aylarında aşırı sıcaklara neden olmasına bağlı artan yangın risklerini dikkate alarak, yeni ağaçlandırılacak alanlarda çok yanıcı olan çam ağaçlarına alternatif, doğamıza uygun başka türler seçilmelidir.
Unutulmaması gerekir ki, devletin görevi “Eko-sistemimizi oluşturan ormanları ve genel olarak çevreyi, ülkemizin doğal ve kültürel zenginliklerini sadece yangınlara karşı korumakla kalmamaktadır. “Turizm” ve “Kalkınma” kisvesi altında betonlarla işgal edilen kıyıları da içeren sahilleri, dereleri, dağlarımızı, tarımsal arazileri korumak ve geliştirmek de Anayasa’nın 40’ıncı maddesi uyarınca özel ve tüzel kişilerle en başta devletin asli görevidir.”

Foto: Arşiv

Bu haber toplam 1884 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler