1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Yanlış Tavırlar Bunlar…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Yanlış Tavırlar Bunlar…

A+A-

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’e Doğu Akdeniz’de tartışmalı ve gerilimli hidrokarbonlar konusunda Kıbrıslı Türk ve Rumların birlikte huzur ve barış içinde çalışabileceği bir öneri paketi sundu; Rumlar reddetti ama genel anlamda tartışmalar henüz bitmedi.

Bu arada HP’li bir milletvekili Akıncı’nın önerisinin aslında ve Eroğlu zamanında Özersay tarafından yazıldığını ve Akıncı’nın bu öneriyi sunduğunu açıkladı… Eroğlu’nun cumhurbaşkanlığı sırasında BM Genel Sekreterine benzeri bir öneri sunduğu malumdur ama Eroğlu kendi önerisi olarak sundu, kimse de bu öneriyi Özersay yazdı – çizdi dememişti… Tutun ki aynı öneridir; Akıncı sununca hemen ifşaat: «Bu Özersay’ın hazırladığı öneridir»… Ne gereği vardı bu ifşaatın ?! Çünkü yakında cumhurbaşkanlığı seçimi var, Özersay aday ve onun milletvekilleri kampanyasını yapıyor.
Yanlış tavırlar bunlar… O zamanlarda sunulan öneri tüm siyasi kayıtlara ‘Eroğlu önerisi’ olarak girdi… Öneri hazırlanırken Özersay’ın öyle veya böyle katkısı olabilir… Talat döneminde görüşmeci heyet altı kişi idi ama görüşme masasına giden ve gelen tüm dokümanlar üzerinde çalışan on iki kişilik bir heyet vardı. Bu heyetin on kişisi sabitti, iki kişisi de konuya göre değişen uzmanlar idi. Sabit ve görüşme masasında yer alan altı kişiden biri de Özersay idi; MEB ve FIR hattı haritalandırma konusunda Türkiye’den teknik bilgi edindiği için bu konularda en yoğun katkı doğal olarak ondan geldi… Ancak, karşı taraf ve muhataplara iletilen tüm öneriler bu on iki kişilik ekibin ortak aklı, emeği ve şekillendirmesi idi; yani anonim idi ama muhataplara Talat tarafından sunulduğu için Talat’ın önerileri olarak kayda geçiyordu.

HP’li milletvekilinin Özersay’ı parlatmaya yönelik yorumu önce Eroğlu’na doğrudan hakarettir çünkü konu öneriyi Eroğlu değil Özersay yazmış, Eroğlu da mesinjer?!… Ayrıca, Eroğlu döneminde de Talat döneminde olduğu gibi çalışan bir ekip varsa idi, onlara da haksızlıktır çünkü önerilerde ekibin emeği red ve inkar edilmiştir. Kaş yaparken göz çıkarmak derler buna… Ve öyle bir rol sunuluyor ki, «Sen neymişsin be abi?!» denilmesi bekleniyor. Öyle bir tarzla anlatılıyor ki, bu işler ekip işi değil, Özersay’ın işidir… Ve cumhurbaşkanı seçilirse, o tek başına bunları halledecektir; ekip-mekip gerekmez… Yanlış tavırlar bunlar…

Akıncı’nın önerisi Eroğlu’nun önerisine benziyor olma olasılığı da var ama bu da yadırganacak değil, aksine doğru bulunacak bir durumdur. Eroğlu zamanı ile Akıncı zamanında sorun aynı sorun ise, Kıbrıs Türk tarafının duruşu da halen aynı ise, sunulacak öneri de benzer olabilecektir ve bu durum muhataplar nezdinde de Kıbrıs Türk tarafının istikrarlı duruşunu göstermektedir. Dolayısıyla, Akıncı’nın önerisi Eroğlu önerisine benziyor ise, bunun eleştirilecek bir yönü de olmamalıdır. Ve unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu öneriler, Kıbrıslı Türk liderin önerileridir, sahibi kendisidir; önerilerini nasıl hazırlattığı da kendi bileceği ve takdir edeceği bir durumdur. Kötü olan, liderin kendi önerisini kendi başına hazırlaması, ekip çalışması yapmaması, başkalarının aklını ve birikimlerini kullanmak gibi bir alışkanlığı olmamasıdır… HP’li milletvekilinin açıklamasının meali aslında, Özersay’ın böyle bir çalışma tarzı olacağını ima etmektedir.

Akıncı’nın bu önerisini Kıbrıs Rum siyaseti toptan ve topluca reddetti ve bu konuları da Türkiye ile görüşmek istediğini söyledi… Bu tavır çok yanlış ve sonuç alıcı değil… Ama Kıbrıs Türk Ticaret Odası bir konferansta Cumhurbaşkanı Akıncı’yı konuşturmaz da TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nı konuşturursa, Kıbrıslı Rumların yanlış tavrını eleştirmeye herhalde KTTO’nun yüzü olmaz, KTTO’nun bu tavrına destek veren ve hatta hiç ses çıkarmayanların da (ki ‘milliyetçi – anavatancı’ sektörünün unsurlarıdır) yüzü olmaz… Cumhurbaşkanı Akıncı’yı kendi konularında konuşmaya muhatap görmeyenler, Rumların muhatap görmemesini eleştirirse «Konuşana bak - önce sen muhatap al» derler…

Yanlış tavırlar  bunlar… Ve ne kadar ilginçtir ki bu yanlış tavırları sergileyenler de KKTC’ye tapınanlar rolünü kesen ‘Anavatancılık işkolu’ unsurları… «Daha neler göreceyik?!» derdi eskiler…

 

Not: Bugün 20 Temmuz 1974 BARIŞ Harekatı’nın 45. yıldönümü; adada ‘ATEŞKES’ koşullarında ‘BARIŞIK’ olmadan geçen 45 yıl, ‘BARIŞ’a ulaşamadan yaşanan 45. yıl… 

 

 

 

Bu yazı toplam 2147 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar