Psikolojide "yansıtma" diye bir kuram vardır.
Şimdi çok da bilmişlik yapmayalım.
Ne olduğunu uzmanları çok daha iyi yorumlar.

Ama çok özüyle anlatalım.
Yansıtma ya da projeksiyon, özellikle bireylerin kendileri hakkında olumsuz olarak gördükleri, toplum tarafından kabul edilmeyen veya kişisel olarak kendilerine rahatsızlık veren düşünceleri ve duyguları başkalarına yüklemeleri şeklinde işler.

Bir nevi savunma mekanizmasıdır bu...
İnkârdır aslında…
Yüzleşmeyi önler…

***

“Mevcut statüko sürdürülemez” dedi Ersin Tatar!
O zaman gidecek.
Çünkü temsil ettiği siyaset statükonun ta kendisidir.

Kıbrıs’ta “statüko” nedir?
En temelde çözümsüzlüktür.
Bir yanda dünyanın tanıdığı Kıbrıs Cumhuriyeti, diğer yanda kimsenin tanımadığı “KKTC”nin varlığı ve Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumun dışında kalmasıdır.

Kıbrıslı Türkler açısından “statüko” kendi ülkesinde, kendi hayatıyla ilgili kararları bir başkasının vermesi, kuralları bir başkasının belirlemesidir.

İçinden rüşvet, hile, yolsuzluk, yalnızlık geçen bir karanlık yoldur; vasatlıktır, sıradanlıktır, iradesizliktir, çürümedir, yozlaşmadır.

“Mevcut durum”dur statüko!
Tatar’ın isteği de bu mevcut durumun sürmesidir.

***

Tatar’ın siyaseti “çözümsüzlüğü” tarif etmektedir.
Bir yandan “Kıbrıs Cumhuriyeti” devleti vardır, beri yanda “ayrı devlet” dediği KKTC!
Bu iddiayla 50 yıldır yapılan “deneme” ortadadır.

"Yapay Zeka"ya sordum.
Meşhur ChatGPT.
"Kıbrıs'ta statüko nedir" diye...

5 maddeyle özetledi.

1- Bölünmüşlük.
2- Yeşil Hat.
3- Uluslararası tanınma sorunu.
4- Müzakerelerde çıkmaz.
5- Türkiye'nin rolü...

"Yapay Zeka"nın yanıtlarının işaret ettiği her başlık "yapay lider"in gerçeklerini anlatıyor aslında...

***

“Kıbrıs'ta statüko genellikle adadaki mevcut siyasi, hukuki ve toplumsal düzeni ifade eder. Bu terim, özellikle Kıbrıs sorununun çözülmemiş olmasından kaynaklanan ve uzun yıllardır devam eden fiili durum için kullanılır.”

İşte bu durumu değiştirecek görüşü, tasarımı, planı yoktur Tatar’ın…
Ne söylüyorsa havada kalıyor.
“İki devlet” diyor ama misal hangi iki devlet olduğunu söyleyemiyor.

Bu iki devletten biri Kıbrıs Cumhuriyeti mi örneğin?
İyi de o devletin “garantörü” Türkiye!
Üstelik “bölünmez bütünlüğünün” garantörü…

Tatar inatla çözüm diye çözümsüzlüğü anlatıyor.
Oysa hepimiz biliyoruz…
Kıbrıs sorunu çözülmedikçe ne diğer sorunlarımız tam anlamıyla çözülebilir ne de geleceğimizi hayal edebiliriz.

5 yıl boyunca hiçbir “resmi” müzakere yapmadan görevini tamamlayacak ilk “gayri resmi” lider olacaktır sanırım kendisi…

“Mevcut statüko sürdürülemez” derken haklıdır.
Yansıtma olsa bile…

***

Tatar'dan Erdoğan'a bir geçiş yapalım.
Seçilmiş belediye başkanlarına kayyumlar atıyor şu günlerde...
Bir de iş insanlarıyla çatışıyor.

Dün bir demecini okudum.
"Kraldan çok kralcı davrananların ederi, onlara sahiplerinin biçtiği değer kadardır. Kuklalarla işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır."

Kıbrıs’ta statükoyu anlatırken, ne ilgisi var, diyeceksiniz.
Demezsiniz!
Eminim demezsiniz...
Bu cümlenin, buralarla ilgisini bal gibi de bilirsiniz!