"Yapılan ithamlar kabul edilebilir değil"
DP Gençlik Örgütü, ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamına ve Kıbrıs Türk toplumuna yapılan ithamların kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
Demokrat Parti Gençlik Örgütü, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın kendi siyasi duruşu münasebeti ile koşullu beyanatına her ne kadar fikren katılmasalar da, ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamına ve Kıbrıs Türk toplumuna yapılan ithamların kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
Örgüt Temsilcisi Erden Pekri, yaptığı yazılı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mücadelesinde muvaffakiyet dileyerek, Cumhurbaşkanlığı makamına saldıranları kınadıklarını kaydetti.
Siyasal zemin ne olursa olsun ülkenin makamlarına sahip çıkmanın başta gençler olmak üzere, her vatandaşın birinci vicdani toplumsal sorumluluğu olduğuna işaret eden Pekri, Türkiye ile ilişkilerin zedelenmeyeceği, Kıbrıs Türk halkının kendi iradesinin ezdirilmediği günler için emek koymaya devam edeceklerini söyledi.
Pekri açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Toplum Liderlerimiz Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş’ın ve silah arkadaşlarının emanetini gelecek nesillere devredebilmek için devletten, özgürlükten, bağımsızlıktan ve egemenlikten taviz vermeden, daha refah daha yaşanabilir, daha özgür daha insan haklarına saygılı, daha demokratik ve daha adil yapmak uğraşı içerisinde bulunan ve sürekli bu uğurda mücadele eden Demokrat Parti'nin fikirlerini ve bu yüce emaneti ileriki nesillere taşımak üzere her gün uğraşmaktayız.
Bilinmesini isteriz ki devlet kurmak, egemenliğine kavuşmak varoluş mücadelesinin son noktası değil ama halkların tarihteki hak ettikleri yerlerini alabilmeleri için varılması gereken en önemli aşamadır ve Kıbrıs Türk Toplumu, Türkiye Cumhuriyetinin destekleri ile bunu başarmıştır.
Bu nedenle bizler, başta Özgürlük Mücadelesi Kahramanları Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş daha sonra özgürlük mücadelesinde yılmadan mücadele eden ve kan döken her mücahit ve mehmetçiğimize minnettarız.
Bu gün Türkiye devletinin halkı ve askeri ile girmiş olduğu mücadele de 74’teki gibi tüm diyalog ve diplomasi yolları tükenmiş bir mecburi harekattır.
Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki yaptığı operasyonda annelerin göz yaşı dökmeyeceği bir sonuçla çıkılması tüm insanlığın temennisidir.”