Yapılan zamlar, ülkemizi pahalılık cehennemine dönüştürüyor
Ülkemizde, Kasım ayı enflasyonu, yüzde 4.42 olarak açıklandı. Aralık ayına göre, 11 aylık enflasyon da, yüzde 74.16 oldu. Bu bağlamda, yıllık enflasyon ise, ( Geçen Kasım’ dan bu Kasım’a) yüzde 81.99'a ulaştı.
Yıl sonu hayat pahalılığı ödeneğine baz olacak enflasyon, Kasım ayı sonuna kadar, yılın ilk 6 ayından sonra, aritmatik olarak( endeks değeri olarak değil) yüzde 40. 84 oranında birikmiştir.Aralık ayı enflasyonu ile birlikte, bu oran daha da artacaktır.
Geçen aylara göre enflasyon, bu ay daha yüksek gerçekleşti. Bunun başlıca nedenleri özellikle, elektrik, gaz zamları, giyim, ayakkabı ile haberleşme ana gruplarında yaşanan fiyat artışları ve döviz kurlarının yükselmesidir.
Yıllık bazda, gıda’da yaklaşık yüzde 62, Sağlık’ta yüzde 89, eğitim’de yüzde 115 enflasyon gerçekleşti. Ayrıca, Kasım ayı itibarı ile, bazı ürünlerin yıllık yüzde 100’ü aşan zam oranları da, aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir.
Cep telefonu görüşme ücreti, yıllık yaklaşık yüzde 208, Belediye su ücreti yüzde 155, özel ilkokul öğretim ücreti yüzde 154, özel üniversite öğretim ücreti yüzde 115, kuzu eti ise yüzde 106 oranında artmıştır.
Türkiye’de ise, Kasım ayı enflasyon oranı yüzde 3.28, yıllık enflasyon oranı ise, yüzde 61.98 olarak gerçekleşti. Ayni para birimi kullanmamıza rağmen, Türkiye’ den çok daha pahalı olduğumuzu, yıllık enflasyonlar arasındaki yüzde 20 fark, açık olarak göstermektedir.
Ülkemizde, döviz kurlarındaki yükseliş, pahalılığı ve enflasyonu da tetikliyor. Döviz artışı ile birlikte, tüm mal ve hizmetlere yapılan zamlar, piyasayı pahalılık cehennemine çeviriyor.
Elektrik, akaryakıt, gaz başta olmak üzere, tüm mal ve hizmetlere yapılan zamlar, enflasyonu daha da fırlatıyor. Özellikle,artan Enerji fiyatları, girdi maliyetlerini de artırınca, işletmeler de ürettikleri mal ve hizmetlere zam yapmak zorunda kalıyor.Böylece, pahalılık da, domino etkisi ile artıyor.
Öte yandan, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, Kasım ayı sonunda, aylık 17 bin 880 TL’ ye yükseldi. Net asgari ücretle( 15,750 TL) açlık sınırı arasındaki fark da, 2 bin 130 TL oldu. Temmuz ayında belirlenen asgari ücret, açlık sınırı ile başa baş noktadaydı.Geçen 4 aydaki erimeyi net olarak görebiliyoruz.
Gıda harcamalarına bile yetmeyen asgari ücretle, dar gelirliler, diğer harcamalarını karşılamak için durmadan borçlanmaktadır. Son yıllarda, vatandaşların ihtiyaç kredisi ve kredi kartları borçları giderek artmaktadır.
KKTC Merkez Bankası, 2023 Eylül sonu verilerine göre, Bankaların tahsili gecikmiş alacakları 2.76 milyar TL’ ye ulaştı. Tahsili Gecikmiş alacaklar (Ödenemeyen borçlar), geçen yılın ayni dönemine göre yüzde 44 oranında artmış görülüyor.
Mahkemeye taşınan tahsili gecikmiş alacaklar içinde, ödenemeyen konut kredileri, ödenemeyen araba kredileri ve ihtiyaç kredileri ile ( eğitim,sağlık vb) ödenemeyen kredi kartı borçları da bulunmaktadır.
Enflasyonun yüksek seyrettiği bu dönemde, Hükümet, 6 ayda bir yapılan maaş artışlarını, 2024 yılından itibaren daha kısa süreli periyotlara( 3-4 ay) çekmelidir.
Devletin gelirlerinin son dönemde arttığını görmekteyiz. Bu bağlamda, Hükümet, hayatı ucuzlatmak için, KDV, fon indirimlerini rahatlıkla yapabilmeliydi. Fakat, olması gereken vergi indirimleri maalesef gerçekleşmedi.
Yapılan sürekli zamlar, enflasyonu yükseltmekte, kamu çalışanlarına ve emeklilere yapılan hayat pahalılığı ödeneğini artırmakta ve böylece bütçe açıklarını da büyütmektedir.Yani, kısır bir döngü devam etmektedir.
Enflasyonu artırmamak için, Hükümet, özellikle akaryakıt, gaz, elektrik zamlarını halka daha az yansıtmalı, temel gıda, temizlik malzemesi ve ilaçta, gerekli KDV, fon indirimlerini süratle yapmalıdır.
Yapılacak elektrik zamları, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır.Böylece, KIBTEK’in zarar etmesi de önlenecektir.
Akaryakıt zamları da, pompa fiyatına yansıtılmadan, fiyat istikrar fonu tarafından karşılanmalıdır.Fonda, yeteri kadar vergi miktarı biriktiği için, zamlar, pompa fiyatına yansıtılmayabilir. Akaryakıtta. indirim yapılması gereken zamanlarda ise, gerekli indirim mutlaka yapılmalıdır.Son zamanlarda, bu indirimleri göremiyoruz.
Yüksek enflasyon ve pahalılıktan dolayı, maaş, emekli maaşları, ve asgari ücrete yapılan artışlar kısa sürede erimekte, çalışanlar, geçinemedikleri için, borçları durmadan katmerlenerek artmaktadır.
Ülkedeki sorunlar, Hükümet’in, halkın esas gündemi olan pahalılık ve geçim derdine odaklanmamasından dolayı bir türlü çözülememektedir.
Piyasadaki pahalılık ve artan enflasyon, ülkemizi pahalılık cehennemine çevirirken, Güney Kıbrıs’ tan gelen rum komşularımızın ve turistlerin kullandıkları para birimi, TL karşısında değer kazandığı için ise, ülkemiz, onlara göre, adeta ucuzluk cenneti haline gelmektedir.