1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. “Yaptığım işin hep en iyisini yapmaya çalıştım”
“Yaptığım işin hep en iyisini yapmaya çalıştım”

“Yaptığım işin hep en iyisini yapmaya çalıştım”

“Her zaman hırslı, kaybetmeyi de pek sevmeyen bir çocuk oldum. Bu huyum bana büyüdüğümde de çok şey kattı. Yaptığım her işin en iyisini en güzelini yapmaya çalıştım.”

A+A-

Serkan SOYALAN

   Voleybolun genç ve başarılı ismi Seray Bayraktar ile yaşamından, voleybola bir söyleşi gerçekleştirdik. Küçük yaşlarda halk danslarına başlayan, ancak sonradan voleybola kayan Bayraktar, günümüzde genç yaşına rağmen “voleybolun başarılı sporcuları” arasına adını yazdırmış durumda…

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Seray Bayraktar kimdir?

Ben 7 Mart 2005 tarihinde Mağusa’da küçük bir klinikte doğdum. Annemin ismi Hacer babamın ismi de Hakan’dır. Ben 2 yaşındayken küçük kardeşim Sıla dünyaya geldi. O sıralar zaten ilgilendiğim tek şey kardeşimdi. O büyüdükten sonra birlikte koşup oynar olduk. Çok hareketli bir çocukluk geçirdim, hiç yerimde duramazdım. Hani şu hep derler ya, insan 7’sinde neyse 70’inde de odur diye, işte hep bu söz üzerinden gittim. Her zaman hırslı, kaybetmeyi de pek sevmeyen bir çocuk oldum. Bu huyum bana büyüdüğümde de çok şey kattı. Yaptığım her işin en iyisini en güzelini yapmaya çalıştım.

Voleybola ne zaman ve nasıl başladınız?

9 yaşımdayken kardeşim ben ve yaşıtım olan kuzenim Elif’le birlikte folklora başladım. Yaklaşık 1 sene boyunca folklor oynadıktan sonra pek bana göre olmadığını anlayıp ayrılmak istedim. Yaz tatilinde çok sıkıldığımdan annemin beni voleybola yazdırmasını istedim ve 10 yaşında Serpil Kayalp hocamın yönetiminde olan voleybol kursuna katıldım. Aynı sene içinde Alasya İlkokulu’nun voleybol takımına seçildim. Yoğun bir çalışmanın ardından takımımız KKTC İkincisi gelmeyi başardı. İşte ilk madalyamı o zaman aldım. Benim için büyük anlam ifade eden gümüş madalyam şu an odamın en güzel köşesinde duruyor.

“Nasıl cevap vereceğime karar veremedim”

Dünyaya kapalı kapılar ardında, ülkemizde spor yapmak nasıl bir duygu?

Şimdi dünyaya kapalı kapılar ardında, ülkemiz içerisinde spor yapmak pek hoş bir duygu değildir sanırım. Daha büyümeden bu soruya nasıl cevap vereceğime karar veremedim. Ama tabi ki dış ülkelerin insanlarından değişik tabirlerle takdir edilmenin duygusunu hayal edebilirim. Çünkü herkesin başarılı sporcular hakkındaki yorumu farklıdır ve değişik her bir yorum da o sporcunun hayatına güzel şeyler katabilir. 

Genç ve başarılı bir sporcu olarak hedefleriniz nelerdir?

Benim şimdiki hedefim şu anki halimden çok daha başarılı bir voleybolcu olmak. Bir sene evvelki hedefim de şu anki halime gelmekti. Beni üç şey buraya getirdi; istek, yoğun bir çalışma ve etrafımdaki çok değer verdiğim insanlar. Her zaman istemek başarmanın yarısıdır diye düşündüm. Çünkü bir şeyi istemek, o ulaşmak istediğin yere gelebilmek için verebileceğin çabayı gösterir. Bu yüzden önce her şeyi istedim, sonra büyük bir çaba ve büyük yardımlar sayesinde olduğum noktaya geldim ve daha da ilerlemeyi düşünüyorum.

Örnek isimler

Kendinize örnek aldığınız isimler kimlerdir?

Voleybola başladığım günden bu yana örnek aldığım birçok kişi oldu. Ama tabii ki aralarından birkaç tanesinin bende çok ayrı yeri var. Ben voleybola başladığımda, çok değerli Serpil hocama yardım etmek için gelen Şerife Çakar vardı. İlk zamanlarımda hep onu örnek aldım ve halen daha almaya devam ediyorum. 2 sene önce Şerife’yle aynı takımda oynamaya başladım. Bu benim için çok önemliydi, çünkü onun gibi olmak istediğim birisiyle aynı takım, aynı saha içerisinde oynamak büyük bir onurdu. Şimdi ise çok yakın iki dostuz. Şerife ile birlikte örnek aldığım isimlerden bazıları ise; Zalihe Postacıoğlu, Sıla Kayalp, Merve Çelebi ve Buğra Eryıldız. Tabii bu isimler sadece ülkemizde örnek aldığım isimler. Ama sadece büyüklerimden örnek almakla yetinmedim, bazen sahada tanımadığım benden küçük bir kızın hareketinden de etkilenmişliğim olmuştur.

Altyapılarımız ne durumda?

Şu anda bildiğim kadarıyla Mağusa, Lefkoşa ve Erenköy’de voleybol altyapısı veren hocalarımız var. Kendi yaşıtlarım arasında okullar arası olan maçlarda gördüğüm kadarıyla ise birçok başarılı oyuncu halen daha yetişmekte. Bu adamızın geleceğinin voleybol açısından parlak olduğunu gösteriyor.

Anılar

Sporda yaşadığınız ve unutamadığınız bir anınız var mı?

Bir de tabii o sporu yaparken yaşadığımız anılar var. Benim de yeri geldi, çok üzücü anılarım oldu, yeri geldi mutluluktan ağladığım anılarım oldu. Ama en keyiflileri hiçbir zaman unutulmaz. Bir gün antrenman yaparken, başparmağım sakatlandı, canım o kadar yanmıştı ki, antrenmana devam bile edememiştim. Zaten parmağım sakatlandıktan sonra da antrenman bitmişti. Bütün arkadaşlarım parmağıma bakmak için yanıma geldiğinde salonun kapısından Serpil hocam elinde pastayla yanıma geldi. O parmağımdaki acı o pastayı görünce neredeyse yok olmuştu, yarı ağlamaklı bir haldeyken arkadaşlarım bana sarıldı. Parmağımı sakatladığıma değmiş gibi hissetmiştim, antrenman sonrası doğum günümü kutlarken çok güldük, beraber eğlendik. İste o zaman ailemin sadece dört kişiden oluşmadığını anladım.

Buradan ülkemizde sporu yönetenlere bir mesaj verecek olursanız, neler söylemek istersiniz?

Ülkemizde gördüğüm kadarıyla voleybola aşırı bir ilgi yok. Zaten maçları izlemeye de sahada oynayan arkadaşlarımın ve benim ailem dışında hiç kimse gelmez. Forma yaptırmak için sponsor ararken ailelerimizin dışında çok nadir destekleyiciler buluruz. İşte bunlar da voleybola yeteri kadar ilgi olmadığının göstergesidir. Oysa insanları voleybola teşvik eden etkinlikler olsa belki de bu durumda olmayız. Çünkü biliyorum ki halen daha voleybola “veleybol” diyen kişiler de vardır. Bence artık adada sadece futbol diye bir sporun olmadığını, bir sürü spor olduğunu göstermenin zamanıdır, bunu da bizlere yardımcı olacak yöneticilerle ve devlet büyükleriyle sağlayabiliriz.

Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Öncelikle benimle röportaj yaptığınız için sizlere, daha sonra bu metni üşenmeden okuyan okuyuculara çok teşekkür ederim. Sağlık ve sporla kalın.

Bu haber toplam 4596 defa okunmuştur
Etiketler :
Adres Kıbrıs 438 Sayısı ISSN 2672-7560

Adres Kıbrıs 438 Sayısı ISSN 2672-7560