1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Yaratıcı Şehirler ve Mağusa (2)
Yaratıcı Şehirler ve Mağusa (2)

Yaratıcı Şehirler ve Mağusa (2)

GENÇ KÖŞE / BERKE DAĞLI

A+A-

Bir önceki teorik yazıyı pratik ile buluşturmak için UNESCO tarafından kurulan Yaratıcı Şehirler Ağına kısaca bakmak gerekir. Yaratıcı Şehirler Teorisini pratikte buluşturmuş bu ağ UNESCO tarafından 2004 yılında yaratılmış olup, çeşitli bölgelerden, farklı gelir seviyeleri, kapasite ve nüfusa sahip şehirleri yaratıcı endüstriler alanında çalışmak üzere bir araya getiren bir girişimdir. Şehirler tarihi ve kültürel geçmişleri ve çeşitli kültür aktörlerini bir arada bulunduran dinamik yapılarıyla yaratıcılığın yeni boyutlarını üretmeye ve keşfetmeye muktedirdirler. Program, yerel aktörler tarafından yürütülen kültürel endüstrilerin yaratıcı, ekonomik, sosyal potansiyelini geliştirmeyi amaçlamakta ve bu sebeple UNESCO’nun kültürel çeşitlilik ideallerini desteklemektedir. Yaratıcı Şehirler Ağı, şehirler tarafından kendi yetenek ve enerjilerini yönlendirecekleri yaratıcı endüstri sektörü tercihlerine göre seçilebilecek yedi tema etrafında şekillendirilmiştir. Bu temalar edebiyat, film, müzik, zanaat ve halk sanatları, tasarım, gastronomi ve medya sanatları olarak belirlenmiştir. Hâlihazırda, Yaratıcı Şehirler Ağı’nın 350 üyesi bulunmaktadır. (UNESCO Türkiye)

Mağusa özelinde UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağını tartışacaksak, Mağusa’nın kültürel miras açısından zengin bir şehir olduğunu altını çizerek başlamakta fayda var. Mağusa’nın kültürel mirasını özel kılan ise farklı medeniyetlerden miraslar barındırmasıdır. Bu mirasların etrafında şekillenen şehir, yaratıcı bir yöne doğru dönüşmelidir. UNESCO Yaratıcı Şehirler ağı, şehre yeni bir fırsat sunmaktadır. Bu ağ, şehrin yaratıcılığını kullanarak sürdürülebilir kalkınma yolunda dönüşmesine yardımcı olur. Bu miraslar, tasarımcıları, sanatçıları, yerel halkı ve diğer paydaşları etkileyebilecek eşsiz tasarımlar olup, Mağusa’yı bir Tasarım Şehri olmasına öncülük edebilir. Yazının ilk kısmında da bahsettiğimiz gibi, kentin yaratıcı bir yöne doğru evirilmesi üreten bir toplum kurmak için gerekli yaratıcı alanları ve sürdürebilir bir kalkınma modelini sağlamaya aracı olur. Kuzey Kıbrıs’ın siyasi durumu böyle bir Uluslararası Ağa katılmaya her zaman engel teşkil etse de bu ağın gereksinimlerini düşünerekten hazır olmak için önümüzde hiçbir engel yok. Tıpkı AB uyum yasaları gibi Avrupa Birliğinde olan yasa ve tüzükleri ülkemizde uygulamada hiçbir engel olmadığı gibi.

Kent yönetimi veya Yaratıcı Şehirler Ağı için bir yazı veya görüş ortaya koyarken bunun sadece ve sadece bilgilendirme amaçlı olmasına çok dikkat ediyorum. Kenti oluşturan herkesi etkileyecek böyle bir öneri yapmak için tüm paydaşlara ihtiyaç vardır. Özellikle “bilir kişi” olduğumuzu düşünüp öneri sunmak ilk kısımda da belirttiğim üzere yaratıcı alanları yerel halktan ve amacından koparmış oluruz. Bu noktada ilk olarak yapılması gereken ise Yaratıcı Şehirler Ağı için paydaşların olacağı bir proje grubu kurmaktır. Bu, bir şehrin "yaratıcı şehir ağı" statüsüne ulaşmasının ilk adımıdır. Her şehir, yaratıcı şehir ağı için, ilgili alanında uzmanlardan ve paydaşlardan oluşan bir grup ile çalışır. Örneğin, Dublin’in Edebiyat Şehri statüsü, Dublin Şehir Konseyi Halk Kütüphanesi Servisi ve yönetim grubu tarafından yönetilmektedir. Bu nedenle, uzmanlar ve paydaşlardan oluşan bir grup oluşturmak gereklidir. Bu grup; yerel halk, sanatçılar, tasarımcılar, uzmanlar, akademisyenler, belediye temsilcileri, iş insanları ve STK temsilcilerini içermelidir. Kısa dönemli hemen yapılması gereken bir başka önemli nokta ise Mağusa’nın sahip olduğu kültürel mirasına yerel halkın farkındalığını artırmaktır. Bu, sosyal medya üzerinden aktif kampanyalarla başlanılabilir.

Orta vadeli hedeflerin ilk adımı kentte devam eden restorasyon çalışmalarının desteklenmesini sağlamaktır. Eğer tasarım kültürel miras ile gelecekse kentin kültürel Mirasını korumak, tasarım şehri olması için önemlidir. 2012’den bu yana, Othello Kalesi, Martinengo Burcu, Arsenal Kapısı ile Deniz Kapısı arasındaki Surlar, Ravelin Burcu, St. Anne Kilisesi, Karmelit Kilisesi, Tabakhaneciler Camiisi, Ermeni Kilisesi ve Arsenal Burcu, BM Kalkınma Programı (UNDP) tarafından finanse edilen Kültürel Miras Teknik Komitesi tarafından restore edilmiştir. Küçük projeler için (örneğin Tabakhaneciler Camiisi) yaklaşık 353.000 Euro, büyük projeler için ise (örneğin Othello Kalesi) 1.305.000 Euro harcanmıştır. UNDP’nin fonları ve çabaları şehir için hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, her proje için ortalama 800.000 Euro harcadığımızı varsayarsak ve bu miktarı şehirdeki kişi sayısına bölersek, kişi başına yaklaşık 20 Euro düşmektedir. Her ay yaklaşık 1,5 Euro ek ödeme yapılarak belediye, her yıl sürdürülebilir bir şekilde bir koruma projesini finanse edebilir. Bu noktaya kadar yaptığım öneriler olmazsa olmazlardır. Bundan sonra yapacağım önerileri ise ilk öneride bahsettiğim proje grubunda tartışılıp karar alınmasıdır. Benim ‘‘bilir kişi’’ olduğum yönünde bir iddiam yok. Olsam da tek başıma karar alınması projeyi amacından kopartır. Bu konularda araştırma yapan bir öğrenci olarak sadece diğer yaratıcı şehirler ağında yapılmış önerileri Mağusa ile olabilirliğini tartışabilirim.

Restorasyonlar yapılırken bir yandan da kültürel mirasların hangi amaçlarla kullanılacağını düşünmek gerekir. Bu amaçla çeşitli projeksiyon modelleri mevcuttur. Mağusa’yı farklı kılan çok katmanlı yapısı, burada artı bir değer sunmaktadır. Özellikle Luzinyanlar, Venedikliler, Osmanlılar ve İngilizlerden kalma görünür mirasa sahip alanlar, yaratıcı şehirlerle bağlantı kurmak amacıyla yeniden kullanım için değerlendirilebilir. Örneğin, kentte geçen aylarda düzenlenen "Vintage Bicycles of Cyprus" sergisi, ilerleyen yıllarda Fransa’da tasarlanan tüm bisikletlerin sergilendiği Saint Etienne şehrinde gerçekleşen "Bicyclette, faire des vélos" sergisi ile ortak bir sergi çalışması yapılabilir. Bu çalışma için hem Mağusa’nın hem de Lüzinyanlar gibi Fransız bir kent olan Saint Etienne’i Lüzinyan döneminde yapılmış Mağusa’daki Othello Kalesin kullanılabilir.

DAÜ Mimarlık Fakültesi, Kıbrıs’taki en eski mimarlık fakültesidir. Tasarım, ve kültürel miras dersleri, miras alanlarına taşınabilir. Bu, öğrencilere bir vizyon kazandırabilir ve onları Mağusa Suriçi’ne çekmeye yardımcı olur. Ayrıca yine proje grubu ve Üniversite ile beraber tasarım alanlarında çeşitli etkinlikler (tasarım haftaları, konferanslar ve festivaller) düzenlebilir. Kentin bir başka orta dönemli ihtiyacı ise yayın merkezidir. Mağusa ile ilgili eski kitapların çoğu tükenmiştir. Örneğin, Camille Enlart'ın "Kıbrıs'ta Gotik Sanat ve Rönesans" adlı kitabında Mağusa'nın mirasına dair geniş bir bölüm bulunmaktadır. Ancak, yerel halk ve ilgilenen kişiler bu kitaba kolayca erişememektedir. Bir yayın merkezinin olması, şehrin kendisiyle ilgili kitaplar basmasına olanak tanır. Ayrıca, yeni araştırmacıları şehir hakkında yazmaya ve çalışmalarını yayımlamaya teşvik eder. Orta vadede bir başka öneri ise tıpkı Dublin’de de olan kentin yaratıcı ağına ait bilgiler ve tasarımlar ile kenttin görünür yerlerine etiketler oluşturulabilir. Böylelikle kent tasarım ile daha fazla bütünleşmiş olur.

Son olarak uzun vadede uluslararası bağlantıları geliştirme ve kente ortak kullanımlı çalışma alanları sağlanabilir. Tasarımcılara ortak çalışma alanları, hem bireysel bir alan sunar hem de birlikte üretme fırsatı yaratır. Onların yaratıcılığı ve üretkenliği şehri olumlu yönde etkileyebilir ve benzer tasarım ilgisine sahip insanları kendine çekebilir.

Sonuç olarak, Mağusa’nın UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na katılma adaylığı, siyasi durum nedeniyle zorludur. Ancak, uluslararası bir tanınırlık olmadan da Mağusa, bu önerileri tartışmaya açabilir. Tasarım şehri olmak, şehirdeki tasarımcılarla etkileşim yoluyla yerel halkın yaratıcılığını da geliştirir. Yaratıcılık bilgi artırdıkça, şehrin üretkenliği de artacaktır. Unutulmaması gereken bir nokta, yerel halkın aktif katılımı çok önemlidir. Bu nedenle, yerel halkı göz ardı eden elit bir kamusal alan yaratmaktan kaçınmak kritik öneme sahiptir. Yukarıda listelenen tüm öneriler UNESCO tasarım şehri için başlangıç kriterlerini karşılamaktadır. Ancak, tekrar söylüyorum bu öneriler uzmanlar ve kurulacak proje ekibi tarafından hazırlanması gerekir.

 

Bu haber toplam 707 defa okunmuştur