Orası çok uzun yıllar ‘Polis Genel Merkezi’ olarak kullanılmıştı. Sonra Genel Müdürlük taşındı, ‘Lefkoşa Müdürlüğü’ oldu. O da taşınınca ‘karakol’ görevi yaptı. Ardından polis binadan tamamen ayrıldı.
Binayı bilmeyen yok: Lefkoşa’nın göbeğinde, Sarayönü’nde…
İşte o bina, polis ayrıldıktan sonra mahkemelerin kullanımı için ayrılmıştı. Ancak henüz mahkemeler binayı kullanamıyor.
Neden mi?
‘Sıva’ meselesi yüzünden!..

*  *  *

Adli Yıl’ın açılışında dün son derece önemli mesajlar verildi. Yüksek Mahkeme Başkanı’nın, Baro Konseyi Başkanı’nın ve Cumhurbaşkanı’nın altını çizdiği birçok önemli nokta vardı yargı erkiyle ilgili…
Her yıl olduğu gibi bu yılki açılışta da mahkemelerin, savcılığın, avukatların sıkıntıları dile getirildi, rakamlar verildi, hükümete sitem dolu mesajlar iletildi.
Bunlardan biri de Lefkoşa’daki mahkeme binasının ‘sıva’ meselesiydi işte!..
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik anlattı: Meğer eski polis binasının hala kullanılamıyor oluşunun sebebi ihaleye çıkılırken ‘sıva’ konusunda yapılan hatadan kaynaklanıyormuş.
Bir de ‘hatalı elektrik projesi’ yüzünden…
Anlaşılan odur ki, Yüksek Mahkeme uzun süredir bu konuda ilgili birimlerle sürekli istişare ediyor ama bir sonuç elde edilemiyor.
Sonuç?

Devlet yeni yargıç münhali açıp istihdam yaptı ama duruşma salonu olmadığından yargıçların ataması yapılamıyor. Kabarık davaları süratle görüp sonuçlandırmak, yani ‘adaleti geciktirmemek’ mümkün olamıyor.
Benzer durumlar Mağusa’da ve özellikle Lefke’de de var.

*  *  *

Narin Ferdi Şefik bu ülkede devlet protokolünde en tepedeki dört isimden biridir. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan’ın ardından Yargı’nın başındaki isim olarak yerini alır.
Konuya bu açıdan bakıldığında insanın içi acıyor.
Eğer devletin en üst makamlarından birinin istediği, talep ettiği, üstelik de yargının süratlenmesi için elzem olan ve kimsenin itiraz etmediği, kararı da alınmış bir konuda aynı devletin diğer kurumları bu kadar kayıtsız, umursuz davranabiliyorsa, vatandaşın halini siz düşünün!..
‘Memleketin çivisi çıktı’ derler ya…
Meğer tavanı da çökmüş.
Temeli çatlakmış.
Hem ‘sıvası’ da dökülmüş!..