1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'Yargıya yönelik açıklamalar suçtur'
'Yargıya yönelik açıklamalar suçtur'

'Yargıya yönelik açıklamalar suçtur'

Hukukçular, 22 Ocak saldırısına yönelik mahkeme kararı ve gelişmeleri YENİDÜZEN’e değerlendirdi

A+A-

Emekli Başsavcı Yardımcısı Muavini, avukat Hakkı Celal Önen: “Yargılama sürecinde de hukuki bir hata görmedim. Başsavcılığın davayı ağır cezaya göndermemesini yanlış bulmuyorum. Toplumdaki kargaşanın bitmesi ve toplum huzurunun sağlanması için yargılanmanın biran evvel başlaması sağlandı. YDP başkanın açıklaması  ise suç unsurudur”

Avukat Ürün Solyalı: “Sürecin en başından itibaren büyük eksiklikler yaşandı. Ama en önemli husus, YDP, yargılama sürecinde ve sonrasında Mahkemeye yönelik açıklamalar yaparak suç işledi. Yüksek Mahkeme’nin de bu insanları davet edip izahat istemesi ve cezai bir süreç başlatması gerektiğini düşünüyorum”

Avukat Serkan Mesutoğlu: “Yargı sürecinin normalin çok dışında hızlı bir şekilde hazırlandığını görüyoruz. Bu rutin bir şekilde takip edilen bir süreç değil. Bu bakımdan bu durum hukuk camiasında bir soru işareti, bir güvensizlik doğurdu. YDP’nin açıklaması soruşturulması gerekir”

 

KARAR NEYDİ? Hatırlanacağı üzere 21 Şubat’ta davayla ilgili karar okunmuş, sanıklardan Ümit Taş, Bayram Ak ve Abdülhadi Doğan 4’er ay, Mehmet İpek ve Ahmet Türkmen 6’şar ay ve Oktay Güney ise 2 ay hapis cezası almıştı.

 

Didem MENTEŞ

Lefkoşa’da 22 Ocak’ta yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili karara bağlanan davanın ardından hukukçular süreci değerlendirdi, çeşitli görüşler ortaya koydu.

YENİDÜZEN’e konuşan hukukçular, 22 Ocak’ta yaşanan olaylarda polisin eylemcilere müdahale etmemesini ‘eksiklik’ ve ‘güven zedeleyici’ olarak yorumlarken, yargılama sürecinde dosyanın hızlı şekilde hazırlanıp, mahkemeye getirilmesinin “olağan değil ama doğru” olduğuna dikkat çekti.

Kimi hukukçular, olaylarla ilgili Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Başkanı Erhan Arıklı’nın kamuoyuna yaptığı açıklamaların ise Mahkemeler Yasası’na göre mahkemeye müdahale kapsamında suç unsuru oluşturduğu noktasında birleşerek, cezai soruşturulma yapılmasına işaret etti.

Hatırlanacağı üzere 21 Şubat’ta davayla ilgili karar okunmuş, sanıklardan Ümit Taş, Bayram Ak ve Abdülhadi Doğan 4’er ay, Mehmet İpek ve Ahmet Türkmen 6’şar ay ve Oktay Güney ise 2 ay hapis cezası almıştı.

Avukatlarda çeşitli görüşler

Emekli Başsavcı Yardımcısı Muavini, avukat Hakkı Celal Önen, yargılama sürecinde de hukuki bir hata görmediğini dile getirdi. Başsavcılığın, bu davayı ağır cezaya göndermemesinin doğru olduğunu aktaran Önen, toplumdaki kargaşanın bitmesi ve toplum huzurunun sağlanması için yargılanmanın biran evvel başlamasının sağladığını aktardı. Önen, Yeniden Doğuş Partisi Başkanı Erhan Arıklı’nın mahkeme sürecinde ve sonrasında yaptığı açıklamaların, Mahkemeler Yasası’na göre mahkemeye müdahale olup, suç unsuru olduğunu söyledi.

Avukat Ürün Solyalı, sürecin en başından itibaren büyük eksiklikler yaşandığını belirtti. Solyalı, ayrıca YDP’nin yargılama sürecinde ve sonrasında Mahkemeye yönelik açıklamalar yaparak suç işlediğini, bunun cezai soruşturmaya tabi tutulması gerektiğini vurguladı.

Avukat Serkan Mesutoğlu, Afrika gazetesi önünde yaşanan olaylarla ilgili yargı sürecinin normalin çok dışında hızlı bir şekilde hazırlandığının görüldüğünü, doğru ama olağan olmayan bu durumun hukuk camiasında güvensizlik yarattığını söyledi. Mesutoğlu, YDp Başkanın ise adaletine sağlanmasına yönelik değil de mesaj verme amaçlı yaptığı açıklamalarının gerek polis gerekse başsavcılık tarafından soruşturulmasını gerektiğini vurguladı.


Emekli Başsavcı Muavini, avukat Hakkı Celal Önen:
“Yargılama sürecinde hukuki bir hata görmedim”

Emekli Başsavcı Muavini, avukat Hakkı Celal Önen, Afrika gazetesi önünde yaşanan olaylarla ilgili yürütülen yargılama sürecinde hukuki bir hata görmediğini dile getirdi.

Olay günü yaşananlardan dolayı gerekli önlemleri almadığı için polisin halkın güvenini sarstığını, söyleyen Önen, yargılama süreci açısından şunlara değindi:

“olay yargıya intikal ettikten sonra yargıcın hükümsüz tutuklu olarak sanıklara 1 ay vermesi, 1 ay kalacaklar anlamına gelmiyordu, dosyanın 1 ay içinde hazırlanıp getirilmesi anlamındaydı. Bu meselede polisin toplayacağı şahadet pek fazla yoktu çünkü her şey hazırdı. Polis dosyayı bitirdi yargıca sundu ve yargılama başladı. 

Başsavcılığın, bu davayı ağır cezaya göndermemesinin ise yanlış olmadığını aktaran Önen, bu kargaşanın bitmesi ve toplum huzurunun sağlanması için yargılanmanın biran evvel bitmesini sağladığını belirtti. Yapılan işlemi hukuki hata olarak görmediğini belirten Önen, “Bugüne kadar benzer meseleler de ağır cezada yargılanmadı. Bu noktada da Başsavcılık bana göre yanlış işlem yapmadı. Hatta daha da iyi yaptı. Bu kargaşa durumunun temizlenmesi için süreci biran önce yargıya havale etti. Ben de olsam aynı işlemi yapardım. Ben de olsam bu halk içindeki huzursuzluğun uzamaması için davayı hemen getirirdim. Dolayısıyla ben yapılan işlemden hukuki hata görmüyorum” dedi.  

“Yargıç güzel değerlendirdi”

Yargıcın kararında haklı noktalara değindiğini söyleyen Hakkı Önen, şöyle konuştu: “Yargıç da duruşma içinde duruşma açmaya mecburdu. Çünkü savunma bunu tahrik altında yaptık dedi. İddia makamı da bunu kabul etmedi. Bunu kabul etmediği için müdafaa bunu ispat etmek zorundaydı. Yargıcın kararın da anlıyoruz ki savunmanın yaptığı tahrik iddialarından tatmin olmadı. 

Yargıcın kararında da haklı noktalara temas ederek kararını vermiştir. Bazı kişiler böyle olaylara bu şekilde ceza verilmediğini söylüyor. Ancak geçmişte hiçbir olay ve başka birinin malına, mülküne tehdit noktasına gelmedi. Dolayısıyla bazı benzetmeler de yanlıştır. Burada farklı bir durum vardı. Bir binanın içine girdiler. Civardaki binalara zarar verdiler. O binanın içindeki insanlara karşı bir tehditte yaratıldı. O bakımdan yargıç bunlara bakarak karar verdi. Yargıcın ceza süreleri de tamamen takdirindedir. Çünkü bizim hukuk sistemimizde sıfırdan başlayarak, yasanın ön gördüğü limite kadar verme hakkı var. Ama yargıç güzel değerlendirdi diye düşünüyorum”

“YDP başkanın açıklaması suç unsurudur”

Hakkı Önen, Yeniden Doğuş Partisi Başkanı Erhan Arıklı’nın mahkeme sürecinde ve sonrasında yaptığı açıklamaların, Mahkemeler Yasası’na göre mahkemeye müdahale olup, suç unsuru olduğunu vurguladı. Arıklı’nın milletvekili olduğu için dokunulmazlığı bulunduğunu ve bunun arkasına saklanarak açıklamaları yaptığını söyleyen Önen, şöyle konuştu: “Yargı devam ederken parti başkanının yaptığı açıklama, mahkemenin kararını çok etkilemeye yönelikti. Bu Anayasaya da Mahkemeler Yasası’na da aykırıdır. Karardan sonra yaptığı açıklama da aynı şekilde mahkemeye müdahaledir. Çünkü yargı süreci kesinleşmemişti. Eğer yargı süreci kesinleşmiş olsaydı, istinaf süreci kesinleşmiş olsaydı o zaman herkes hukuki değerlendirmesini yapardı. Yargı süreci henüz tamamlanmadı, eğer istinaf edilirse Yüksek Mahkeme’nin yargılama süreci başlayacak. O yargıçları da etkilemeye yöneliktir diye düşünüyorum. O bakımdan bir suç işlenmiştir. Yargı süreci dokunulmazlığı var diye başlayamaz. Soruşturma belki yapılabilir ama aleyhine dava getirilemez”   


 

Avukat Ürün Solyalı:
“YDP’nin yaptığı açıklamalar suçtur”

22 Ocak itibariyle yaşanan süreci değerlendiren Solyalı, olay günü gazetenin önünde toplanılacağının bilinmesine rağmen polisin daha önceki eylemlerde aldığı tertibatı almaması, halihazırda polisin önünde suç unsuru oluşurken müdahale etmemesinin çok büyük eksikler olduğunu söyledi. Polisin görevinin suça derhal müdahale etmesi olduğuna işaret eden Solyalı, “polis bu noktada eksik davrandı. Müdahale eden polisler de vardı. Polisin oradaki olayları engelleyecek kapasitesi varken bunu yapmadığını gördük. İlk ve büyük eksiklik buradan başladı da olaylar buraya geldi diye düşünüyorum” dedi.

“Hızlı bir dava görüldü”

İkinci eksik noktanın ise insanların tutuklanıp, aranan şahısların da bulununcaya kadar polisin tutukluluk hakkını 24 saat kullanmayı tercih etmemesi olduğunu belirten Solyalı, “daha önceki eylemlerde olduğu gibi burada bunu görmedik. Tabi bizim için önemli olan insan hak ve özgürlüklerinin derhal kendilerine iadesidir. Dolayısıyla geriye kalan 9 kişinin aranmasında da bunun yardımcı olabileceği bir durum da yaratılmadı. Ama polis 9 kişinin aranmasında da bunun yardımcı olabileceği bir durum da yaratılmadı. Bunda da polisin bir eksikliği var diye düşünürüm” dedi.

Solyalı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “aslında ciddi anlamda polis görevini ihmal ederek ya da yapması gerekeni yapmayarak süreci biraz tetikledi. Buradan eksik başladı. Tabi diğer taraftan mahkemeye çıkarıldılar. Mahkeme teminat şartı olarak 1 aylık süre verdi ve yine belli davalarda olmasına rağmen, genelde alışık olmadığımız çok hızlı bir dava gelmesi oldu. Burada da Savcılık ve sanıkların avukatı belli konularda oturup uzlaşmadan Mahkemenin önüne dava atıldı. Bu da sanıkların daha fazla içerde kalmasına sebep oldu. Olgularda anlaşma olsaydı düşük ceza alanların bir kısmı cezasını yarılayacaktı. Hızlı hızlı yapıldı diye burada da bir eksilik yaşandı. Onun dışındakiler Mahkemenin önüne konulan deliller, olgulardı ve karar verildi”

“YDP’nin açıklamasına yönelik cezai bir süreç başlatılması gerekir”

Altını çizmek istediğim önemli bir husus da Yeniden Doğun Partisi bu süreçte ciddi ve Mahkemeye müdahale edici açıklamalarda bulundu. Bununla alakalı hem yargılama işlemi devam ederken hem de dün yargılama işlemi bittikten sonra bunun Türkiye kökenli insanlara çifte standart uygulanması suretiyle verilen bir ceza olduğunu söyledi. Bunun bir suç olduğunun altını çizerim. Bunun bir suç olduğu, bunun milletvekilleri tarafından yapılmış olmasının soruşturma maksatları bakımından hiçbir önem arz etmediği, yine soruşturmanın yapılabileceği ama yargılamanın milletvekilliklerinin düştüğü zaman başlayabileceği konusunda ısrarcıyım. Bence Yüksek Mahkeme’nin de bu insanları davet edip izahat istemesi gerektiğinin, cezai bir süreç başlatması gerektiğinin de altını çizmek isterim”   

 


 

Avukat Serkan Mesutoğlu:
“YDP’nin açıklaması soruşturulması gerekir”

Avukat Serkan Mesutoğlu, Afrika gazetesi önünde yaşanan olaylarla ilgili yargı sürecinin normalin çok dışında hızlı bir şekilde hazırlandığının görüldüğünü, “bu olağan değil ama doğrusudur çünkü bir hukuk devletinde herkesin hızlı bir şekilde yargılanma ve yargılanmanın soncunu görme hakkı vardır. Ama doğru olarak savunduğumuz husus, normalde polis ve Başsavcılık tarafından rutin bir şekilde takip edilen bir süreç değil. Bu bakımdan bu durum hukuk camiasında bir soru işareti, bir güvensizlik doğurdu” dedi. Olayların yaşandığı gün polisin sadece gazetenin kapısını korumaya çalıştığını, gerek gazetenin binasına çıkanlara müdahale etmemesi gerekse Meclis’in damına çıkanlara geç reaksiyon göstermesinin polisin zafiyetini gösterdiğini vurgulayan Mesutoğlu, eylem ile ilgili olarak aranan 9 kişinin tespit edilememesinin de polisin zafiyeti olarak nitelendirdiğini belirtti.  

Polisin askere bağlı olduğunu, olaylarla ilgili tüm sorumluluğun polisin üzerine yıkılmasının ise soru işareti olabileceğine dikkat çeken Mesutoğlu, “PGM GKK’ya bağlıdır. Bu nedenle GKK’nın da sorumluluğu olduğunu düşünürüm. Zafiyet kesinlikle vardır” dedi.

Başsavcılığın ağır cezalık bir meseleyi alt mahkemede görüşülmesi için yetki sahibi olduğunu, bu davada olduğu gibi de bu yetkisini de kullandığını aktaran Mesutoğlu, “bu yetki ortada bir suçla ilgili kabul beyanı olacağında bu yapılıyor. Aslında izlenen süreç farklı değil birçok davada bu olmuştur. Ama kamu vicdanı açısından bu davanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmesi daha doğru olacaktı” dedi.

“Soruşturulmalı”

Öte yandan YDP’nin yaptığı açıklamalara değinen Mesutoğlu, mahkeme kararlarının eleştirilmesinde herhangi bir sakınca görmediğini, neticede mahkeme kararlarının toplumsal olduğunu ancak mahkeme kararlarıyla veya süreciyle ilgili görüş beyan ederken, görüşlerin eleştirel olsun veya olmasın, dikkat edilmesi gereken sınırları olduğunu aktardı. Mesutoğlu, şunları söyledi: “Erhan Arıklı’nın daha henüz yargı karar vermeden yürütülen soruşturma, kovuşturma ve yargı sürecini, adaletin sağlanması süreci olarak değil de ‘22 Ocak eylemlerini yapanları cezalandırma; Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mesaj verme’ süreci olarak nitelendirmesi bahsettiğim hukuki düzenlemeyi ilgilendiren ve söz konusu düzenlemenin ihlal edilip edilmediğinin gerek polis örgütü gerekse başsavcılık tarafından soruşturulmasını gerektiren bir eylemdir diye düşünüyorum” dedi.

Öte yandan, 22 Ocak’ta meydana gelen saldırıları yapan kişilerle ilgili verilen karardan sonra yine YDP tarafından yapılan açıklamaya bakıldığında, bu açıklamaların yine Mahkemeler Yasası’nında suç olarak düzenlenen ‘kararını vermiş olan mahkemeler hakkında yapılan şeref veya haysiyet veya onur kırıcı nitelikte ifadeler’ kapsamına girdiğini bana düşündürmektedir. Zira, söz konusu açıklama, mahkemelerin bugüne kadar verdiği kararlarda zaten halihazırda bir çifte standardın bulunduğunu ve bu karar ile çifte standardın tescil edildiğini söylemek suretiyle mahkemelerin saygınlığını yani bir diğer ifadeyle haysiyetini doğrudan hedef almıştır.

 

yeniduzen-satin-aliniz-034.jpg

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2898 defa okunmuştur
İlgili Haberler