Yarınki Müzakereciler görüşmesi İPTAL!
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan Rum Meclisi’nin ENOSİS kararına SERT TEPKİ: Yarınki Müzakereciler görüşmesi İPTAL!
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan Rum Meclisi’nin ENOSİS kararına SERT TEPKİ: Yarınki Müzakereciler görüşmesi İPTAL!..
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Yarınki müzakereciler toplantısı büyük ihtimalle YAPILMAYACAK. Perşembe liderler görüşmesine de gider sadece ENOSIS kararını konuşurum”dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Rum Lider Anastasiadis’in KARARI İPTALİNE İLİŞKİN BEKLENTİSİNİ yineledi, Anastasiadis’den adım gelmezse yarınki müzakereciler görüşmesinin yapılmayacağını, kendisinin de Perşembe günkü görüşmede SADECE BU KONUYU konuşacağını açıkladı.
“BM’ye RESMEN İLETTİK”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ı kabul etti.
Akıncı Özel Temsilci’den Kıbrıs Rum Meclisi’nde üretilen ENONİS’i anma kararıyla ilgili CİDDİ TEPKİ, HAYAL KIRIKLIĞINI ve BU DURUMU KINADIĞIMIZI BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e iletmesini istediğini açıkladı.
Akıncı’nın açıklamaları şöyle:
“VAHİM GELİŞME”
“Rum Meclisi’nde 1950’leri ve ENOSİS hayallerini yeniden gündeme taşıyan bir karar üretildi. Bu kararın içeriği, 1950’lerde yapılmış olan ENOSİS amaçlı plebisit ya da oylama ya da referandum – adına ne istersek diyelim – ancak kiliselerde defterlerin açıldığı ve bunun Rum toplumunca imzalatıldığı aleni bir oylama şeklinde yapılan ve % 96 oranında bir çoğunlukla ENOSİS’in talep edildiği olayın Rum okullarında her yıl kutlanması, anılması anlamında bir karar. Tabii 2017 yılında 1950’lerin bir olayının yeniden gündeme taşınması ve bu olayında ENOSİS gibi Kıbrıs Türk halkında yıllardır kaygılara neden olan bir olay olması son derece vahim bir gelişme olmuştur.
”Bu vahim gelişmeyle ilgili olarak irdelenmesi gereken boyutlarının olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, ELAM gibi Meclis’te küçük bir yer tutan, ırkçı vefaşist bir partinin Meclis’in çoğunluğunu beraberinde sürüklemesinin üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konu olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Akıncı irdelenmesi gereken bir diğer boyutun ise müzakereleri birlikte yürüttükleri Rum lider Anastasiadis’in partisinin (DİSİ’nin) böyle bir olayameclisteki komitede doğrudan onay vermesi, ardından da mecliste çekimser kalmak süretiyle yani dolaylı bir şekilde böyle bir kararın alınmasına vesile olması olduğunu dile getirdi. Üçüncü boyutunun ise Rum gençliğini ilgilendiren kısmı olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Akıncı sözlerine şöyle devam etti:
“Biz Kıbrıs’ta ortak gelecek, federal bir Kıbrıs kurmaya çalışıyoruz. Bunu her iki toplumun gelecek kuşakları için yapmayı hedefliyoruz. Bugün çözümden en uzak kesim hangi kesimdir diye sorgulandığında bu kesimin de güneydeki Rum genç kesimin olduğunu tüm araştırmaların gösterdiği bir durumda Rum gençlerine 1950’lerin ENOSİS hayalini canlı tutacak mesajların verilmekte olması bu gelişmenin vahametini bir o kadar daha arttırmış bir durumdur.”
“ÇÖZÜM İÇİN BARIŞ KÜLTÜRÜNE İHTİYAÇ VAR”
Kıbrıs’ta çözüme ulaşabilmek için yeni bir barış kültürüne ihtiyaç olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, böyle bir ortamda gençlere ENOSİS hayalini ve o plebisiti kutsayan bir anlayışın enjekte edilmesinin ve üstelik bunu Anastasiadis’in partisinin eliyle de yapılabilmesinin yürütülen müzakere sürecine büyük bir darbe niteliğinde olduğunu vurguladı. Bu kararı öğrenince bir açıklama yaparak açık bir kınama yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, açıklamasında Sn. Anastasiadis’ten bu kararı iptal etme davranışını beklediğini duyurduğunu söyledi. “Aradan iki gün geçti, bu konuda bize yansıyan herhangi bir gelişme olmadı,” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, bugün Cumhuriyet Meclisi’nin yerinde bir kararla bu gelişmeyi kınadığını ve Meclis’ten geçen kararla BM’e çağrı yapıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile bu konuyu görüştüğü kabulünün ardından yaptığı açıklamasına şöyle devam etti:“Sn. Spehar’ı buraya davet ettim. Sn. Espen Eide yurtdışında. Spehar’a bu konudaki ciddi tepkimizi, hayal kırıklığımızı ve bu durumu kınadığımızı sözlü olarak da ifade ettik ve Meclisimizde alunan kararı da duyurduk. Bizim beklentimizin hem Sn. Anastasiadis’ten bu konuda olumlu bir adım atması hem de BM’nin bu ciddi olayı görmezden gelmemesi olduğunun altını çizdik. Bu konudakitavrımızı BM Genel Sekreteri António Guterres’e de iletmesini istedik ve bu konuda BM’nin girişimde bulunmasını beklediğimizi söyledik”.Bundan sonraki sürecin ise yapılan girişimlerle ilgili olacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, “bu gelişmeleri adım adım değerlendireceğiz” dedi. Bu konu ile ilgili olarak Anastasiadis’in atacağı adımların son derece önemli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Akıncı, bu konunun geçiştirilebilecek bir konu olmadığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Akıncı Anastasiadis’in konu ile ilgili tavrını net olarak ortaya koyması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“ONAY VERMEMESİ GEREKİR”
“Nasıl ki KKTC’nin seçtiği Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’ye ilhak gibi söylemler gündeme geldiğinde buna karşı çıkan kişilerin başında ben oluyorsam, böylesi bir konu gündeme geldiği zaman buna nasıl tavır koyuyorsam, bütün adanın Yunanistan’a ilhak anlamını çağrıştıracak o eski hayalleri canlı tutacak böylesi bir girişime de Sn. Anastasiadis’in onay vermemesi gerekir, eğer Kıbrıs’ta siyasal eşitlik içinde federal bir çözümü halen hedefliyorsa.”“En zor konularda bile ben nasıl ki toplumumu ve Türk kamuoyunu da çözüme hazırlamaya çalışıyorsam ve en sıkıntılı konularda bile bunu anlatmaya gayret ediyorsam, Sn. Anastasiadis’in de artık toplumunu gerçeklerle yüzleştirme ve onları Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğine, Kuzey Kıbrıs Kurucu Devleti’nin tamamen eşit statüde olacağına, böylesi bir çözümde Kıbrıslı Türklerin de kararlaraetkin katılımının sağlanacağına, bulunulacak kurumlarda Kıbrıs Türklerinin bir figüran olmaycaklarına, bunun asla kabul edilmeyeceğine ve bu gibi kurullarda Kıbrıslı Türklerin de oyunun mutlaka gerekli olduğuna ve Kıbrıslı Türklerin bir çözümde dönüşümlü başkanlık konusunu da hakları olarak uygun ve adil bir şekilde elde etmeleri gerektiğine toplumunu hazırlaması lazımdır.”
“BİR KARAR VERSİNLER”
“Bunların yapılmadığı ve bu konuda adımlar atılmadığı taktirde, havanda su dövmeye devam ederiz” diyen Akıncı, böylece bir sonuç elde etmenin de imkansız hale gelebileceğini belirtti.
Şimdi artık herkesin gerçekle yüzleşme dönemi olduğunu ifade eden Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu geldiğimiz aşamada bir yandan Mart ayında ikinci Kıbrıs Konferansı’na hazırlanalım derken, federal bir çözümü kurmayı hedefliyorken, o konuda çalışmalarımızı yürütüyorken, 1950’lerin ENOSİS hülyalarının çağrıştırılaağı böyle kararlar söz konusu olmamalıdır. Bir noktanın daha altını çizmekte yarar görüyorum. Bu işi çok ciddiye almayalım çünkü seçim davulları çalıyor güneyde; bu tavırlar ondan dolayı yapılmaktadır. DİSİ de red cephesine göz kırpmaktadır, seçimlerde belki de ittifaklar söz konusu olacaktır. ELAM’la bile iş birliği yapılabilir gibi yaklaşımları ne anlamak ne de onaylamak mümkündür. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Eğer seçim olayı daha Şubat ayından gündeme geldiyse, o zaman bunu açıklıkla söylerler. Biz bu noktada artık adım atamayız. Geleceği doğru yol alamayız; biz ancak geçmişe doğru yol alabiliriz. ENOSİS Güney’deki toplumda hala daha prim yapıyor. O nedenle biz ancak böyle yürüyeceğiz derler. Böyle bir şeyi herkese ve üçüncü taraflara da izah ederler. Son 20 aydır biz gerçek anlamda ciddiyetle federal bir çözüm için uğraş verdik. Eğer 5’li konferans aşamasına kadar gelmişse, bizim çok ciddi gayretlerimiz sayesinde gelmiştir. Ben ısrarla ve inatla 2016 sonunu hedef olarak gösterdim. Tabii ki artık 2017’nin bahar aylarından itibaren çok sıkıntılı olacağını, bir yandan doğal gaz araştırmalarının, bir yandan Rum tarafındaki seçim sürecinin başlayacağını, dolayısıyla bunların çok sıkıntılar yaratacağını, sürecimizi etkileyeceğini söylüyordum. Bu konudaki haklılığım kendini biraz erken kanıtladı. Ben, hiç olmazsa Nisan’dan Mayıs’tan sonra artık bu noktalar gelir diye düşünüyordum. Ama bir de baktık ki Şubat’ın içinde bile Rum tarafında seçim çalışmaları, ittifak arayışları, seçime dönük yatırımlar başlamış bulunuyor. Bugünkü Rum basınının istisnasız hepsinde seçimle ilgili çalışmaların başladığını anlatan ifadeler doludur. Rum liderliği buna bir karar vermelidir. Ciddiyetle bizimle, en azından Mart ve Nisan aylarında bir çözüm için uğraş verecek mi? Seçimi daha sonra düşünecek ve federal bir çözümün getireceği seçim olasılıklılarını mı değerlendirecek? Yoksa kendi toplumu içindeki seçimlerle mi meşgul olacak? Buna da artık bir karar verilmesi gerekecektir diye düşünüyorum.”
“ATACAKLARI ADIMA GÖRE ŞEKİLLENECEK”
Bugün bütün bu endişe ve kaygıları, hayal kırıklığını, bu olayı kınadıklarını ve meclisin tavrını BM’ye resmen ilettiklerinin altını çizen Akıncı, “Bunu en üst düzey yöneticilerine, Genel Sekretere kadar taşımalarını istedik” dedi.
Bundan sonraki gelişmelerin Rum liderin atacağı adımlara bağlı olarak şekilleneceğine işaret eden Cumhurbaşkanı, Rum tarafını bir kere daha akıl yoluna davet etti.
“ENOSİS hayalleri bu adayı bu hallere getirdi. Yani eğer bugün yaşananlardan mutlu değillerse bunun baş sorumlusu bu ENOSİS çılgınlığını gündeme taşıyarak Kıbrıs’ı ta bu noktaya kadar getirenlerdedir” diyen Akıncı, bundan ders çıkarmayıp hala daha o günlerin özlemiyle yaşamanın bölünmüşlüğü kalıcı hale getireceğini ve başka da bir işe yaramayacağını belirtti.
“BASİT BİR KONU OLMADIĞINI İLETTİK”
Bir gazetecinin “Süreç Rum tarafının adımlarına göre belli olacak dediniz. Biraz açabilir misiniz?” yönündeki sorusu üzerine Akıncı, “2 gün önce bir çağrı yaptım. Rum lidere bu kararı iptal etmesini söyledim. Bugün burada da bazı çağrılarda bulunuyorum. 3-4 gün evvel toplumunuzu artık yavaş yavaş hazırlayın mesajı verdim. Kıbrıs Türkü’nün siyasi eşitliği konusunda daha net tavırlar sergileyin, bir çözümün ne olacağı konusunda halkınızı yavaş yavaş siz de hazırlayın mesajları verdim. Bu son gelişmeyle ilgili olarak da Rum liderin tavır alması ve bu yanlışı önlemesini istiyorum. Ha eğer kendisi de, DİSİ ile birlikte bu kararı almışlarsa tabii ki bunu yapamayacak. Ama onun da anlaşılmasını istiyorum. Parlamentoda DİSİ grubunun parti bünyesinde Rum yönetimi liderinden bağımsız hareket etmiş olabileceğini de bir olasılık olarak değerlendiriyorum. Bu gelişmeyi görmemiz lazım” dedi.
Bugün BM’ye de bu konunun ciddiyetini anlattıklarını da ifadede Akıncı, bunun basit ve hafife alınacak bir konu olmadığını söylediklerini belirtti.
Akıncı, “Bunun felsefeyle ilgili olduğunu, Kıbrıs’a bakış açısıyla ilgili olduğunu, Kıbrıs’ın geleceğiyle yakından ilgili olduğunu söyledik. Gelecekte inşa edeceğimiz kültürle çok yakından ilişkili olduğunu anlattım. Dolayısıyla bir kaç gün onların ne yapacağını bekleyip göreceğiz. Değerlendirmemizi ona göre yapacağız” diye konuştu.
“BU HAFİFE ALINACAK BİR KONU DEĞİL”
“Güneye verdiğiniz mesajda, Anastasiadis şunu yapmazsa ben de şunu yapmam gibi bir şey var mı? İstediklerimiz olmazsa tavrınızın ne olacağı konusunda bir sinyal verdiniz mi?” yönündeki soruya ise Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle yanıt verdi:
“Adım adım gideceğiz. Yarın müzakereciler düzeyinde bir toplantı var. Büyük ihtimal o toplantı gerçekleşmeyecek. Onu söyleyebilirim. Perşembe’ye kadar Anastasiadis ne yapacak; onu bir görmek istiyorum. Şimdi eğer, bu konuda bir adım atarsa ve bu yanlışı düzeltirse ne ala. Düzeltilmezse, Perşembe gün çok büyük bir ihtimalle bu toplantıya giderim. Ama bu toplantıda konu yalnız bu olur ve başka bir şey de konuşulmaz. Giderim ve bu toplantıda size anlattıklarımı orada da kendilerine de anlatırım ve bu konuda artık bir karar vermeleri gerektiğini yüz yüze söylerim. Gidip de orada başka türlü bir müzakere yapılmasının bir anlamı kalmaz. Bunu herkesin ne anlama geldiğini, en başta da kendileri ve onun yanında da BM ve diğer ülkeler de anlamalıdırlar. Bu hafife alınacak bir konu değildir. Çok ciddi olarak bizi rencide ve rahatsız ettiğini ve bunu her düzeyde hissettiğimizi, hem cumhurbaşkanının hem hükümetin hem meclisteki bütün partilerin. Bu toplumsal bir tepki noktasındadır. Bunu çok iyi anlamaları ve kavramaları gerekir. Dolayısıyla bu noktadan sonra onların tavırlarını da göreceğiz. Şu andan daha ötesini konuşmak yanlış olur.”