YARINSIZ ÇOCUKLAR
Tam bir "arı kovanı" ülke...
Çoğunluğu çirkef arılar...
Bal yapmazlar!
Kovana çomak girdi diye utanmazlar...
Kimileri balı tutup parmak yalarken, uzaktan bakanlara aldırmazlar...
* * *
Sesini yükselten "öfkeli" bir grup var.
Bir de tedirgin, çaresiz ve iliklerine kadar sömürülen "sessiz" bir çoğunluk.
İkisi de mağdur...
İlk grubun geliri ve yaşam standardı görece çok daha iyi durumda.
Ama "konforuyla" birlikte "borcu" da artmakta!
Büyük evleri, pahalı araçları, özel okullarda eğitim alan evlatları, diplomaları, gösterişli giyim kuşamları, mevsimlik tatil planları, temizlik ve ütü için yardımcıları, lazerli bacakları, akıllı cihazları var.
Ama "güvenli" yaşayamıyorlar.
Mutlu değiller.
Ve çocuklarının yarınını bilmiyorlar...
* * *
Sesini dahi yükseltemeyen bir diğer grup var, gerçek dar gelirliler.
Çoğunluğu "asgari ücret"ten tek kuruş fazla kazanamıyor, örgütsüz ve limitsiz çalışıyorlar, evlatları devlet okullarında eğitim alıyor, kirada yaşıyor, ucuz arabalar kullanıyor, taklit markalarla giyiniyorlar.
Ama "güvenli" yaşayamıyorlar.
Mutlu değiller.
Ve çocuklarının yarınını bilmiyorlar...
* * *
Cebinize bin lira da girse on bin lira da fark etmiyor!
Yediğinize, içtiğinize güvenemiyorsunuz!
Nüfus kontrolsüz artarken, kentler plansız betonlaşırken, altyapı insan hayatını iyileştirme yetisini yitirirken, kamu kaynakları ölçüsüz ve keyfi üleşilirken nefessiz kalıyorsunuz.
Trafikte yaşadığımız azap, endişe ve sinir harbi değişmiyor!
İster en lüks aracı sürünüz, isterseniz kelepir!
* * *
Tam bir "iktidar zehirlenmesi" var.
Keşke bu alanda "siyasiler" yalnız kalsa!
En azından "seçimden seçime" de olsa hesabı sorulurdu.
Yok, siyasiler ne yazık ki yalnız değiller.
Tabandan tavana çoğaltılan "sessiz sözleşme"de bireysel menfaat ve fayda odaklı nice imza var.
Bunu bozmanın yolu, toplumsal kavgadır.
Ve eşitlik, haysiyet, üretim, adalet!
* * *
Kelepir hayatlarımız var.
Sonuç aynı...
Mutlu değiliz.
Ve "yarınsız" çocuklar büyütüyoruz.