Yasak !!!!
Ve sonunda bunu da gördük. Sizleri bilmem ama ben, ileriki günlerde daha neler görebileceğimizi çok ama çok merak etmeye başladım.
Eseri bilmiyorum, okumadım. Metinde neler var bilmiyorum. Ama Yaşar Ersoy’u tanıyorum. Bugüne kadar neler yaptığını da biliyorum, ne yapabileceğini de, ne yapmayacağını da.
***
Haberi görünce kahroldum. İnsanlarımız adına üzüldüm; sanatçılarımız adına üzüldüm; demokrasi anlayışımız (!!!) adına üzüldüm; hoşgörü anlayışımız (!!!) adına üzüldüm: ülkem adına üzüldüm; nerelere doğru götürüldüğümüze üzüldüm; sonumuzu artık hiç kestiremediğime üzüldüm.
***
70’li yıllardaydık. Ülkeyi Bayraktar, Sancaktarlar yönetiyordu. Ağızlarından çıkan her şey ‘emirdi’ ve sorgusuz sualsiz uygulanırdı. Bayrak Radyosu da doğrudan Bayraktarlığa bağlıydı. Sıkıca da, her şeyiyle denetleniyordu. Sadece program metinleri, haber metinleri, yorumlar değil, yayınlarda kullandığımız müzikler de. Ve bir gün bir YASAKLAR listesi gelmişti Bayraktarlık’tan. Yasaklanan şarkılar ve şarkıcıların listesi idi bu. Ayrıntılara girmeyeceğim ama ‘yasağın’ boyutlarını anlayabilmeniz için bazı örnekler de vermek zorundayım.
Örneğin Cem Karaca, Selda, Zülfü Livaneli gibi ses sanatçıları, tüm şarkılarıyla yasaklanmıştı. Örneğin besteci Şanar Yurdatapan’nın tüm eserleri yasaklanmıştı.... Örneğin, sözleri Nazım Hikmet’ten, Sabahattin Ali’den olan tüm şarkılar yasaklanmıştı... Bir müzikçi olarak bu karara isyanımı zor bastırmıştım. O günlerde karşılaştığım bir milletvekilimize durumu anlattım. “İdeolojik içerikli olanlar bir yana, bestelenmiş Orhan Veli şiirleri de okuyor mesela Cem Karaca; halk türküleri de okuyor Selda... Bunlar da mı yasak ? Bu nasıl mantık ?” demiştim. Hiç ağzını bile açamamıştı zavallı milletvekili. Sadece “Biz Bayraktarlığa ve kararlarına karışamayız ki...” gibi sözlerle geçiştirmeye çalışmıştı serzenişimi...
***
Ve bugün... Yıl 2019... Yasaklar var yine...
Eyy yasakçılar.... Mazur görün. Çok merak ettim.
Kaç tiyatro eseri yazdınız bu güne kadar ? Kaç tane tiyatro eseri okudunuz ? Kaç oyun izlediniz sahnede ?
Maksadınız ne ? Eski zamanlara mı dönüyoruz gene ? Yasaklar devrinin kahramanları mı olmak istiyorsunuz ? Kimi mutlu etmeye çalışıyorsunuz ? Birilerini mutlu ederken, kendi halkınızın mutsuzluklarına mutsuzluk eklediğinizin farkında mısınız ?
Bir tatilden çelişkili izlenimler
Mersin’in Gözne Yaylası’nda bir restoranda öğle yemeğindeyim. Birkaç masa ötede dört kişilik bir aile var. Aile, (görünüşe göre) anne-baba ve iki kızlarından oluşuyor. Anne, türbanlı. 18-20 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim kızlarından biri, başı açık ve üstelik mini etekli. İkinci kız 10 yaşlarında. O da kız kardeşi gibi türbanlı değil.
***
Mersin’in büyük ve ünlü AVM’lerinden birinde dolanıyoruz. Türkçe yanı sıra, Rusça, Arapça, Kürtçe konuşanlar bol bol... Giysilerine takılıyorum gene. Rusları, Ukraynalıları, Moldovyalıları ayırabiliyorum hemen. Arapça (ve bağıra çağıra) konuşanlar arasında türbanlılar da var, kapkara çarşaflılar da... Türkçe-Kürtçe konuşanlar mı ? Onlar da karmakarışık... Mini şortlu kızlar da var, kapkara etekleri yerlere sürünen, türbanlılar da...
***
AVM’de, dünyaca ünlü bir markanın mağazasındayım. Kalabalık var. Aldıklarımı ödemek için kasiyere doğru yaklaşıyorum. Önümde, sadece gözleri açıkta olan, kara çarşaflı (herhalde Suriyeli) bir hanım var. Sıra ona geliyor. Aldıklarını ödeyecek. Yan gözle ne satın aldığına bakıyorum. Birkaç külot ve birkaç sutyen koyuyor tezgahın üzerinde. “Haaaa...” diyorum kendi kendime. “..Demek ki bu kapkara çarşafın altında, dünyaca ünlü (ve pahalı) gavur malı sutyen ve don var....”
Sokak Ağzı
“Kurban adı altında, hayvan katliamı aslında. Maksat fakir fukaraya yardımsa, para yardımı yapsanız ya...”
***
“Yaşasın. Okullar açılıyor. Bu yıl da yüz binleri misafir edeceğiz ülkemizde. Sadece üniversitelerimiz değil para kazanacak olan. Ev sahipleri de şimdiden başladılar kazanacakları sterlinlerin hesabını tutmaya.
***
“Maraş’ı açarsak, gelip Türk idaresinde yaşamayı kabul edecek Rum mal sahiplerini de kabul edecek miyiz aramıza ? ”
***
“Kıbrıs’da tatil günlerinin ziyaret yerleri. Türkler için, Baf, Leymoson, Larnaka. Rumlar için, Girne, Karpaz, Omorfo. Çok enteresan değil mi ?”
***
“Maraş açılırsa Kıbrıs’ta 74’deki gibi yeni bir dönem başlayacak. Bu yeni dönemin de adı ‘Kapanın Elinde Kalır 2 Dönemi’ olacak.”
Anlayana
“Dünyadaki en karlı ticaret din ticaretidir. Sermayesi YALAN, müşterisi CAHİL’dir.” (Aziz Nesin)