YAŞAMI YÖNETMEK
Yaşamı yönetmek aslında zamanı yönetmektir. En temelde de insanın kendini yönetmesidir. Bu yaşamda insanın en değerli sermayesi nedir? Sağlık mı? Para mı? Zaman mı?
Özlem Onar
Yaşamı yönetmek gerekir mi? Yaşamı yönetebilir miyiz? Yaşamı yönetmek bizi yormaz mı? Yaşamı yönetirsek hayatın heyecanı kaçmaz mı? Yaşamı yönetmek ciddi bir problem midir? İnsan, yaşamı problem olarak gören tek canlı türüdür. Çünkü diğer canlı türlerinden farklı olarak; yaşamının bir gün sona ereceğinin bilincindedir. Neden insan yaşamı problem haline dönüştürüp, anlam ve değer katmak için emek harcıyor? Bu soruyu, “Doğal ölüm gerçeği karşısında yaşam anlamsızdır ve insanın hayatını inşa etmek için çabalaması da boşuna kürek çekmektir” şeklinde yanıtlayanlar olacaktır. Madalyonun bir de öteki tarafından bakalım; insan ölümsüz olsaydı yaşamına anlam ve değer katmak için emek harcar mıydı? Bu sorumuza şöyle cevap verebiliriz: Ölümsüz olsaydık her şeyi ama her şeyi gerçekten de erteleyip, ileriye bırakıp dururduk. Bir şeyi hemen o an ya da ertesi gün ya da bir yıl, on yıl, yüz yıl ya da şu kadar sonra yapmamızın hiçbir önemi kalmazdı. İşte ancak ölümlü olduğumuz, bir sonumuz olduğu gerçeği, ömrümüzün, imkânlarımızın sınırlı olması, bir tek bu gerçek, hayatın anlamlı görünmesini sağlamakta; girişimlerde bulunmamızı, bir şeyler yapmaya kalkmamızı, elimize geçen fırsatı değerlendirmemizi, hayata geçirmemizi, zamanı kullanmamızı anlamlı ve maksatlı kılabilmektedir.(1)
Sağlık, para
Yaşamı yönetmek aslında zamanı yönetmektir. En temelde de insanın kendini yönetmesidir. Bu yaşamda insanın en değerli sermayesi nedir? Sağlık mı? Para mı? Zaman mı? Paranın bir araç olmaktan çıkıp amaç haline dönüştüğü çağımızda paranın her türlü problemi çözebileceği algısı oluşmuştur. Oysa sağlık ve zaman kaybedildiğinde yerine tekrardan koyamadığımız en önemli iki değerimizdir. İnsanın sağlığı ve zamanı olduğu takdirde yitirdiği parayı yeniden kazanabilir. Bu noktada ekonomik zorlukların ve ekonomik mağduriyetin insanlar ve toplumlar üzerindeki etkisinin yadsınamıyacağını da söylemek isterim. Yine de zaman bizim sağlıkla birlikte en değerli sermayemizdir. Parayı harcarken gösterdiğimiz hassasiyeti ve önemi zamanı harcarken genellikle göstermeyiz veya gösteremeyiz.
Vizyon
Zamanı yönetebiliyor muyuz? Zamanı yönetmek denilince ilk akla gelen kavramlar hangileridir? Zamanla ilgili günlük söylemlerimizde oldukça pesimist tavırlar sergileriz. “Kendime ayıracak zamanım yok.” “Zaman ne kadar da hızlı geçiyor.” “O kadar çok işim var ki, uyumaya vaktim yok.” “Tam da dinlenmeden işe geri dönme zamanım geldi” v.b. Bu söylevlerden yola çıkarak zaman yönetiminde zamanı planlamanın ve programlamanın, önceliklerimizi ve vizyonumuzu belirlemenin şart olduğunu söyleyebiliriz. Yaşam biz olsak da olmasak da sürekli bir akış halindedir. Bu akış içerisinde her şeyi planlayarak kontrol edebilir miyiz? Yoksa hayata başkalarının yaptığı programlara ve doğaya uyum sağlamak zorunda mıyız? Yaşamımda benim seçimlerim yoksa benim yaşamım diyebilir miyiz?
Çemberin içi
Ünlü müzisyen John Lennon’un dediği gibi; “Hayat, sen başka planlar yaparken başına gelenlerdir.” Yaşamda bütün unsurları kontrolümüz altına alamayız. Fakat olaylara olan bakış açımızı, aldığımız kararları, emeğimizi, duygularımızı, tepkilerimizi, düşüncelerimizi kontrol edebiliriz. Bizim kontrolümüzde olmayan onca unsura rağmen kendimizi kontrol ederek, zamanımızı yönetmek için ne yapmamız gerekir? Her şeyden önce yaşamımızın bir anlamı olmalı; vizyon sahibi olmalıyız. Vizyon, bizim şu andaki görevlerimizden öte yaptığımız işlere yüklediğimiz anlamla ilgilidir. Gelecekte nasıl bir insan olacağımız, diğer insanlara hatta canlılara nasıl bir katkıda bulunacağımızla alakalıdır. Bu noktada mesleğinizin ne olduğunun, inancınızın ne olduğunun, etnik kökeninizin ne olduğunun v.b. bir önemi olmaksızın; “Yaptıklarımla hayatıma nasıl bir anlam verebilirim” sorusuna verdiğiniz öznel yanıtınız önemlidir. Bir öğretmen dünyadaki bütün gençlere ulaşamasa bile öğrencilerinin bakış açılarında bir farkındalık oluşturmayı hedefleyerek, yaşamını anlamlı kılar. Zaman yönetiminde de yaşamını anlamlı kılacak önemli ve öncelikli işlerini programlayarak, hedefini somut davranışlara dönüştürebilir. Eylem çemberinin çapının büyüklüğü değildir belirleyici olan; daha çok çemberin içinin doldurulup doldurulmadığıdır, bir hayatın gerçekleştirilip gerçekleştirilemediğidir. Üstelik nispeten bir başkasınınkine göre çok daha geniş olan hayat çemberinin içini kısmen doldurabilen birinin hayatı, kendi küçük, sınırlı hayat çemberinin içini tamamen doldurabilen birininkine göre daha az anlamlı olmuş demektir. (2) Her yönüyle dezavantajı olan sosyal bir çevrede öğretmenlik yapan biri, kıskandığı her türlü avantajın olduğu sosyal çevrede öğretmenlik yapan birine göre sorumluluklarına sahip çıkarak anlamlı bir yaşamı oluşturabilir.
Sonuç
Kısacası, insan bilinçli ve sorumluluk sahibi bir varlıktır. Bilgi ve becerilerini artırarak çoşkulu ve anlamlı bir yaşam inşa edebilir. Bu yaşam sadece kendileri için değil tüm insanlık için de ethik değerleri içeren mutlu ve huzurlu bir yaşama dönüşebilir. Hayat, karşımıza çıkacak olan engellere rağmen yaşamımızın anlamını aramaya ve bu konuda emek harcamaya değer.
KAYNAKÇA
1) (Viktor E. Frankl, Çeviren: Veysel Atayman, Hayatın Anlamı ve Psikoterapi, İstanbul, Say Yayınları, 2016, s.62)
2) (Viktor E. Frankl, Çeviren: Veysel Atayman, s.55)