1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Yaşasın Taksim!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Yaşasın Taksim!

A+A-

Yok ya hu ne işgali?
Amaaaaan siz da çok Rumcusunuz yani!

-*-*-

Eskiden “yekten söylemiş olayım” derdik…
Ben de yekten söyledim!

-*-*-

Bu ülke yani Kuzey Kıbrıs işgal altında değildir ve doğrudur, bunu söyleyen Rumcudur!
Kabul!

-*-*-

Şimdi yazacaklarımı dikkatli okuyun…

-*-*-

1 – Şeriat propagandası yapan bir hocamız, Milli Eğitim Bakanı’nı dahi tehdit ediyor ve kimse bu adama dokunamıyor… 

-*-*-

2 – Merkezi İhale Komisyonu (MİK), Merkez Bankası yeni bina ihalesinin kararını açıklıyor… Hooooop arkasından uyduruk, kıytırık suçlamalarla insanlar karalanıyor… İhale iptal ediliyor… 

-*-*-

3 – Aylardan beri elektronik etikete geçileceği kaydediliyor… Devreye büyük marketlerin sahipleri giriyor, bu iş iptal ediliyor… 

-*-*-

Bu üç konuyla ilgili olarak sormak istiyorum:

-*-*-

1 – Milli Eğitim Bakanı yaklaşık 2 yıldan beri önce Bugün ve sonra Özgür Gazete’nin gündeme getirdiği şeriat, cihat işleri ile ilgili araştırma açabilme “bronzosuna” sahip mi?

-*-*-

2 – MİK’in kararı neden iptal edildi? MİK’in kararının iptalinin tek sebebi, bu ihaleyi Türkiye’den gelen bir şirkete verme çalışmasından başka bir şey değildir… MİK Başkanı ya da Maliye Bakanı’nın bu konuda doğruyu açıklama “bronzosu” var mı?

-*-*-

Elektronik etikete geçilememesinin sebebini hükümetten her hangi bir yetkili açıklayabilir mi yoksa “bronzo” yok mu?

-*-*-

Bu düzenin bu şekilde olmasına sizce kim sebep oluyor?
Türkiye!
Türkiye’yi ve KKTC’yi yönetenler, bu çirkin sistemin koruyucusudur…

-*-*-

Bu çirkin sistemin koruyucusuna “sen olmazsan Rumlar bizi kesecek, güvenlik ve garantiler kırmızı çizgimizdir” demek ne kadar doğrudur?

-*-*-

Bunların dışında günlerdir yazıyoruz, tetikçi turizminin önüne geçemeyen “güvenlik sistemi”, sadece olası bir Rum saldırısında mı harekete geçecektir?

-*-*-

Efendim, büyük marketler madem ki elektronik etikete geçmeye karşıdır veya Ticaret Odası da bunu istememektedir; o zaman “gelin bunları protesto edelim” desek; bu protestoya uyacak kaç Kıbrıslı kalmıştır?

-*-*-

Özellikle Lefkoşa ve Girne bölgesinde bir çok market veya süpermarket faaliyettedir… Bu market ve süpermarketlerin müşterilerinin yüzde 80’den fazlasının “Kıbrıslı” olmadığı gerçeği apaçıktır…

-*-*-

Kıbrıslı Türk nüfus yapısı, ya da tam doğru ifadeyle “Kıbrıs’ın demografik yapısı” kesinlikle değiştirilmiştir ve bu büyük bir savaş suçudur ve yine kimsenin umurunda da değildir…

-*-*-

Bu film bitmiştir…
Taksim gerçekleşmiştir…
Kıbrıs’ın arısı 1974’ten sonra “de facto” olarak; pek yakında da “de jure” olarak Türkiye’nin malı olacaktır…

-*-*-

TMT’yi de kutlarım, EOKA’yı da; UBP’yi de merhum Rauf Denktaş’ı da, hatta hepimizi da!
Hayırlı ve de uğurlu olsun!

-*-*-

İşgal mi?
Ne işgali kardeşim, bu iş bitti, Taksim gerçekleşti…
Ve bir de Rumlar hala Enosis istiyor diye ağlamazlar mı?

-*-*-

Haaa dün sabah televizyonda da söylemiştim; tekrarlayayım; “… KKTC Hükümeti Elektronik Etiket uygulamasına geçsin, pahalılık kontrol altına alınsın; şeriat – cihat propagandası yapıp, Eğitim Bakanı’nı dahi tehdit edebilenler hakkında polis soruşturma başlatsın; MİK Başkanı ya da Maliye Bakanı çıkıp Merkez Bankası ihalesi ile ilgili olarak gerçekleri anlatıp derhal istifa etsin; namusum ve şerefim üzerine and içerim ki UBP’ye üyelik başvurusu yapacağım!

-*-*-

Vaz geçin güvenlik ve garanti saçmalığından…
Atı alan Üsküdar’ı çoktaaaaan geçti!
Güvenlik ve garanti zaten “Kıbrıs cumhuriyeti” devleti içindi; onu da dejenere ettik, yalanla anlatıyoruz, sanki Kıbrıs Türk toplumunun güvenliğinin garantisiymiş gibi veriyoruz!
Öyle olsaydı, garanti altındaki bu toplum tüketilir miydi?
Tüketildi!

-*-*-

Haaa “güvenlik ve garantilere karşıyız” diyor ya Kıbrıs Rum toplumu!
Eveeet, öyle diyorlar…
Vaz geçsinler; çünkü bundan sonra güvende de değiller garantide de!
AB’den, NATO’dan yardım istesinler, Ukrayna gibi AB’nin silahlı güvencesin talep etsinler!
Biz bittik, onlar balarının çaresine baksınlar!
Yaşasın Taksim!

-*-*-

Haaaa Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu mu?
Ersin Tatar dahil hepimizde var mı?
Ben olsam, tümünü bir şekilde iptal ederdim…

-*-*-

“Ya gelirsiniz, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yaşarsınız ya da o bölgede – hani işgal altındaki topraklarda evet işte o bölgede kalanların pasaportları iptal edilecek” derim… 

-*-*-

Bu arada, özellikle TMT’ci olup hala hayatta kalanlara da bir hatırlatmada bulunmak istiyorum…
TMT Andı nasıl başlıyordu değerli kardeşlerim?
“… Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için…”
Kıbrıslı da der, “Mamır ettiniz!”
Ne yaşayışımız kaldı, ne hürriyetimiz…
Canımız tehlikede…
Malımız yok…
Her türlü anane, mukaddesat hak getire…
Şeftali bile oldu Şef Ali…
Ne futbolumuz kaldı, ne kulübümüz… 
Herkes Fenerbahçeli veya Galatasaraylı!
Ya da Galatasaraylı veya Fenerbahçeli!

-*-*-

Kıbrıslı görmek isteyen, hafta sonu hava da iyi olacak, Trodos’a gelsin!

-*-*-

Değilse Larnaka’da Makkenzi’de balık yiyelim!
O da olmadı, Nicosia Mall’da ya da Uzun Yol’da görüşürük!
“Aman pasaportum, canım pasaportum, gerisine karışmayalım”…
Ne demiştik?
Yaşasın Taksim efendim!


ekran-resmi-2025-02-26-10-45-27.png

taksim-graffiti-in-nicosia-late-1950s.jpg

Bu yazı toplam 1728 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar