1. HABERLER

  2. YAŞAM

  3. Yaşlılık ve cinsellik
Yaşlılık ve cinsellik

Yaşlılık ve cinsellik

Yaş yetmiş iş bitmiş mi? Ne dersiniz? Yaşlılık kelimesi, duyulduğunda genellikle insanların aklına torunlarıyla oynayan dedeler, örgü ören nineler, bazen de akşamüstü yürüyüşleri geliyor. Peki ya cinsellik?

A+A-

Yaş yetmiş iş bitmiş mi? Ne dersiniz? Yaşlılık kelimesi, duyulduğunda genellikle insanların aklına torunlarıyla oynayan dedeler, örgü ören nineler, bazen de akşamüstü yürüyüşleri geliyor. Peki ya cinsellik?

 

Toplumumuzda yaşlılık ve cinsellik kelimeleri aynı anda kullanıldığı zaman ortak bir algı oluşuyor, ‘yaşlılıkta cinsellik mi kaldı!’. Oysa durum bu algının o kadar aksine ki. Örneğin ‘yaşlılıkta cinsellik biter’ bilgisi neredeyse asırlardır dilden dile dolaşan yanlış bir bilgidir. Gerçek şu ki, yaşlı bireylerde cinsel istek bir düğme ile tık diye kapanmaz ya da kaybolmaz. Sadece biçim değiştirebilir. Bazı insanlar için fiziksel temas, duygusal yakınlıktan daha önemli hale gelirken bazı insanlar için de tam tersi olabilir. Toplumda var olan başka bir yanlış düşünce ise ‘yaşlı bedenler için cinselliğin uygun olmadığı’ düşüncesidir. Bu düşüncenin nedeni ne olabilir diye baktığımızda, toplumun genç ve dinç bedenleri cinselliğin tek adresi olarak kodlamasından kaynaklandığını görebiliriz. Oysa yaş almak, bedenin cinsellikten elini eteğini çektiği anlamına gelmez. Evet, beden değişir fakat bu değişim cinselliği imkânsız kılmaz. Çünkü yaşlı bireyler de bedenlerini keşfetmeye devam eder ve fiziksel engelleri aşmanın bir yolunu bulabilir. Üstelik araştırmalar, duygusal bağların yaşlılık döneminde daha güçlü olduğunu ve bu durumun cinsel yaşamı zenginleştirebileceğini gösteriyor. ‘Yaşlılarda cinsellik sağlığa zararlıdır’ cümlesi şehir efsanesidir. ‘Tansiyon fırlar’ veya ‘kalp dayanmaz’ gibi yorumlar, yaşlı bireylere cinselliği adeta bir tehdit gibi gösterir. Ancak yapılan çalışmalar bizlere düzenli cinsel aktivitenin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığa katkıda bulunduğunu kanıtlıyor. Belki de toplumun geneli tarafından kabul edilen ‘yaşlılar cinsellik hakkında konuşmak istemezler’ algısına baktığımızda, aslında bu algının doğru olmadığını görebiliriz. Evet, yaşlı bireyler cinsellik ile ilgili konuları çoğu zaman çekinerek ele alıyor veya hiç konuşamıyor olabilir. Ancak bu durum, konuşmak istemediklerinden değil toplumsal baskıdan kaynaklanıyor. Oysa doğru bilgiye ulaşmak ve bilgileri paylaşmak herkesin hakkı değil mi?

 

İlk başta sorduğum sorunun cevabı, kocaman bir hayır. Çünkü ‘yaş yetmiş, iş bitmemiştir’, sadece biçim değiştirmiştir. Sevgi, yakınlık ve dokunmanın gücü her yaşta canlılığını korur. Önemli olan bu gerçeği kabul etmek ve yaşlı bireylere de cinselliklerini yaşama hakkı tanımaktır.

 

Son olarak yaşlı bireylere şunu söylemek isterim; ihtiyacınız varsa konuşabilir, danışabilir, merak edebilir ve öğrenebilirsiniz. Çünkü cinsellik bir insanlık hakkıdır ve asla yaşla sınırlı değildir. Yanlış bilgileri bir kenara bırakıp gerçek bilgileri aramaktan çekinmeyelim ve o gerçek bilgileri bulduğumuzda onları sıkı sıkı kucaklayalım. Yaşlanmanın hayatın sonu olmadığını, sadece farklı bir dönemi olduğunu ve bu dönemde de sevginin, yakınlığın, tabii ki de cinselliğin hala var olduğunu hep hatırlayalım.

Uzm. Nilsu Atıcı

Aile Danışmanı/Cinsel Danışman

Bu haber toplam 1128 defa okunmuştur