'Yaz Avı' vicdanları sızlatıyor!
Uzun zaman oldu “avı” yazmadık…
Malum yaz dönemindeyiz…
Ve yine “Ağustos Avı” dedikleri bela yeniden gündemde…
Hedefte üveyikler var!
Üveyikler, “EN/Endangered-Çok Yüksek Tehlikede” ve “CR/Critically Endangered-Kritik Düzeyde Tehlikede” kriterlerinin de aşılması halinde, “EW-Extinct in thewild,” durumuna düşecek.
Bu durum, “Doğadaki son üveyik de tükendi” demek olacak…
İki adım sonra, üveyikler bitiyor.
Durum böyleyken, geçen yıl, yani 27 Ağustos 2017'de başlayan 2. İnce Av’da, her bir avcının günde 40 olmak üzere toplam 160 üveyik vurma hakkı vardı… Ve bu limitler de sonuna kadar kullanıldı…
Üveyikler ülkemize Orta-Güney Afrika’dan, ilkbahar-yaz göçmeni olarak geliyor. Göç yolları ve yaşam alanları zorluklarla, tehlikelerle dolu. Eskiden durup su içtikleri çoğu pınar kurumuş…
Kurumayanlara insanlar el koymuş. Yerinde duran pınarların başında ise, eli silahlı insanlar, av diye pusuda onları bekler… ,
Eskiden beslendikleri araziler ev dolmuş, tarla bahçe olmuş, üzerlerine fabrikalar kurulmuş. Artık kolayca yiyecek bulamıyorlar.
Birçok durumda, yedikleri onları zehirliyor. İnsanların neden olduğu küresel ısınmadan kaynaklanan kötü havalarda, telef oluyorlar. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen ülkemizde yine de bu kuşun avına izin verilmesi gündemde!
Onlara yaşam hakkı yok; “Vurun…”
Hükümetler, birçok konuda “Ne yapalım AB’de böyledir” diye savunma yapıyor ama AB’nin avla ilgili kurallarını hiç umursamıyor.
“Avrupa Parlamentosu ve Konsey Yabani Kuşların Korunması Direktifi”ne göre, “Bir kuş türünün avlanmasına ancak, yüksek popülasyonu, yaygın coğrafik dağılımı ve yüksek üreme oranı varsa” izin verilebilir (Dikkate alınan hususlar bölümü Madde: 10).
Ülkemizde üveyik kuşunun popülasyonu yüksek, coğrafik dağılımı da yaygın değildir.
Bu eskidendi… Artık her yıl daha az üveyik geliyor. Üreme her yıl daha az oluyor.
Çıkan palazların çoğu da av diye öldürülüyor. Kıbrıs’tan çıkışı başarsalar bile, geri gelme şansları çok az…
AB Direktifi’ne göre, bir kuş türünün avlanmasının devamına ancak. popülasyon düzeyinin yeterli kalması koşuluyla izin verilebilir. (Dikkate alınan hususlar bölümü: madde 10). Herkes, ilgili tüm kaynak ve örgütler, üveyik sayısında ciddi azalma olduğunu söylüyor.
Ama “her şeye rağmen avcılık” da sürüp gidiyor. Av izinleri otomatiğe bağlandı. Hiçbir kriter, veri, karşı görüş-öneri dikkate alınmıyor.
Çok sayıda avcı bu kötü durum nedeniyle avı bıraktı, avdan soğudu. Toplum avın kapatılmasını, en azından birkaç yıl doğanın rahat bırakılmasını istiyor.
Ne yazık ki, toplum vicdanının bu sesini duyan-dinleyen, yok. Bu ses, AB Çevre Komiserliği’ne de henüz ulaşamadı. AB, kendi koyduğu kurallara rağmen Rum tarafı dahil 8 üye ülkesinde hala daha üveyik vurulmasına “Dur” demiyor…
AB Direktifi, kuşların kitlesel biçimde öldürüldüğü yöntemlerle av yapılamasını yasaklıyor. (Dikkate alınan hususlar bölümü madde 11). “Kuluçka ve yumurtadan çıkma döneminde kuşların kasıtlı olarak rahatsız edilmesi yasaktır” diyor (Madde 4, paragraf 4/bent D). Avına izin verilen kuşların üreme döneminde avlanmasını yasaklıyor (Madde 7 Paragraf 4). Ancak bu söylediklerini denetlemiyor.
Şöyle ki; Kıbrıs’ta üveyik, bu kuşun beslenme, su ve dinlenme gibi yaşamsal ihtiyaçları istismar edilerek yapılıyor. Üveyikler geçit noktaları, beslenme sahaları ve subaşlarında pusu yöntemiyle kitlesel şekilde öldürülüyor.
Kıbrıs’ta üveyik avı Ağustos sonu – Eylül başında yapılır ki bu dönemde vurulan üveyiklerin çoğu, yavrudur. Ayrıca bu dönem, Fassa ve Yaban Güvercinleri için üreme zamanıdır. Kıbrıs’ta üç av sezonundan ikisi üreme dönemindedir…
Yani kısacası demem o ki, bu yıl “Yaz Avı”, “Ağustos Avı”, İkinci İnce Av” ya da “Üveyik Avı” diye anılan av açılmamalıdır…
Sürdürülebilir avcılık ve hayvanların nesli için bu elzemdir, şarttır, zaruridir…
Umarım yeni hükümet bir yanlışa düşüp bu avı açmaz…
Doğaya bir zarar da bu hükümetten gelmez…
Umarım…
(Bilgiler için Mustafa Gürsel'e teşekkürler)