Neriman Cahit

Yazmak…

Son süratle yazmak…

Hep yazmak istiyorum…

Belki… Hayata, sevdiklerime yazarak dokunmak, teşekkür etmek… Belki de, artık sınırlarına çok yaklaştığım ‘GİTMEK’ olgusunun da (telaşlı, hüzünlü, acılı değil) huzuru içinde, yapmaya çalıştığım bir “göç temizliği… göç hazırlığı…”

Lefkoşam şeherim benim…

Yıllardır, bize haykırır gibisin…

Bedenim, sizin çizdiğiniz sınırlarla bölünmüş halde… Sizin yüklediğiniz özel aidiyetlerle! Kim kime aittir diye soruyorum, yıllardır; Ama, yanıt verecek kimse yok… Çünkü herkes bütününe talip…

***

Neredeyse, doğduğu günden beri hep dalgalara karşı yüzmüş biriyim ben… Hep, güvendim insanlara… Hâlâ da güveniyorum…

Onlardan aldığım onca yaraya karşı…

***

Kıbrıs’ta, İngilizlere karşı savaşta, dezavantaj,  Kıbrıs halkının karakterinde yatmaktaydı… Fenikeliler, Mısırlıların karakterinde yatmaktaydı… Fenikeliler, Mısırlılar, Presler, Romalılar, Araplar, Lüzinyanlar, Venedikliler, Osmanlılar, İngilizler… ‘Kıbrıs’ın Hakimleri’ olarak, birbirlerini izlemişler…

Ve Kıbrıslılar, kendi işlerini yürütmek için – ender olarak- sorumluluk almışlardır.

İngiliz İmparatorluğu’nun gücüyle boy ölçüşme yeteneklerine: İnanç ve güvenleri yoktu. Oturup ZORBA’NIN devrilmesini bekliyorlardı… (General Grivas’ın Hayatı’ndan)

***

Dünyanın her yanında “ŞİİR” bir eylemdir… Bir eylemden doğuyor… Bu yüzden, bazı ülkelerde, şairlerin peşine polisler takılıyor…

***

Gerçekliğin reddettiği şeyleri: “Sanatsal Yaratımda” bulmak… Bu ‘Arama – Bulma Sürecinde’ ise: Dünya’dan kopma isteği… ÖZGÜRLEŞME…

Tüm Sanatçıların, böylesi bir ‘Özgürleşmeye’ ihtiyaçları vardır…

YASAK… Ulaşılmasına engel olduğu her şeyi TANRILAŞTIRIR…

DÜNYANIN MUTLULUĞU…

Bugün artık, bazılarınca iddia ediliyor:

İnsanlar, yavaş yavaş da olsa, gelecekte: “MANEVİ DÜNYAYA” çok önem verecekler…

Yeni Düşünürler, insanları “NEW AGE” Hareketine çağırıyor… Dinlerine Bağlılık ve Allah’a tam İnanç öğütlüyorlar…

“Yeniden Yaratılış” düşüncesine, YOGAYA Meditasyona, Doğal Beslenmeye, Mistik Çevreciliğe davet ediyorlar.

Nev Age Öncülerinden Chesterton şunları söylüyor: “Dünyanın Mutluluğu: “AİLE BİRLİĞİNE İYİ KOMŞULUĞA ve SEVGİYE… bağlıdır…

İnsanların mutluluğunu sadece ‘LİBERALİZM’ sağlayamaz…

***

 Bütün İnsanların tek bir dinde birleşmesi mümkün olur mu? Akıl, bunu öğütlüyor…

Tek bir ‘Allah’ olduğuna göre…

Neden, tek bir ‘Din’ olmasın…

Gerek, NEDEN gerekse SONUÇ. Ne isterse olsun… İnsanlar artık; Hangi Ülke ve Dine mensup olurlarsa olsunlar… MUTLULUĞU HAK EDİYORLAR…

Oysa, 21. yüzyılda ve hala: Tamah ve Çıkarcılık… İnsanları mutsuz ediyor.

İnsanların ve Dünya’nın geleceğini ‘TEHDİT’ ediyor bu durum…

Kim bilir, belki de (21. yüzyılda) insanlığı ‘GENETİK BİLİM’ mutlu edecektir. Değiştirilen genleri sayesinde insanlar, “Soy çekimden” kurtulacak, kötü huylarını bırakacak…

Kim bilir… Bakarsınız, Teknoloji öyle bir gelişir ki, İNSANLARA: “AHLAK NAKLİ” bile yapılabilir…

“İnsan belli bir yaşa gelince yavaş yavaş anlıyor: “Yalnızlığın Hükmünü Dayattığını…”

Bunun en ağırı ve tahammülü zor olanı ise: Bir Ömrün – son Dönemi de – Yavaş yavaş ilerlerken yaşanan ‘YALNIZLIK’ olduğunu…”

Bunun en ağırı ve tahammülü en zor olanı ise: “Bir ömrün, son dönemi de yavaş yavaş ilerlerken yaşanan yalnızlık olduğunu…” dedi ve UZAKLARA DALDI…

Bir daha da ağzından tek bir söz çıkmadı…