1. HABERLER

  2. EĞİTİM

  3. YDÜ’de “Kültür ve Medeniyet” ile “Rönesans ve Matbaa” konuları ele alındı
YDÜ’de “Kültür ve Medeniyet” ile “Rönesans ve Matbaa” konuları ele alındı

YDÜ’de “Kültür ve Medeniyet” ile “Rönesans ve Matbaa” konuları ele alındı

Yakın Doğu Üniversitesi’nde doktoralarını tamamlayan araştırmacılara yönelik başlattığı “Post-Doc Seminerleri” serisinin ilk ikisinde “Kültür ve Medeniyet” ile “Rönesans ve Matbaa” konuları ele alındı.

A+A-

Yakın Doğu Üniversitesi’nde doktoralarını tamamlayan araştırmacılara yönelik başlattığı “Post-Doc Seminerleri” serisinin ilk ikisinde “Kültür ve Medeniyet” ile “Rönesans ve Matbaa” konuları ele alındı. Sosyolog ve yazar Prof. Dr. Besim Dellaloğlu’nun vereceği 16 seminerden oluşan seride, araştırmacılara farklı bakış açıları kazandırma hedefiyle yıl boyunca pek çok konu ele alınacak. Seminer dizisi kapsamında, Sosyolog yazar Prof. Dr. Besim Dellaloğlu, “Poetik ve Politik-Bir Kültürel Çalışmalar Ansiklopedisi” isimli kitabında yer verdiği 30 kavramı, katılımcılarla birlikte irdelemeye devam edecek.

Prof. Dr. Besim Dellaloğlu, gelecek hafta vereceği seminerlerde ise, 25 Nisan Perşembe günü “Klasik ve Kanon”; 26 Nisan Cuma günü ise “Akademi, Medrese ve Üniversite” konularını masaya yatıracak. Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü’nün düzenlediği ve Yakın Doğu Üniversitesi’nin resmi YouTube kanalından canlı olarak da yayınlanan seminerlerin moderatörlüğünü ise Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Sayan üstleniyor.

 

“Kültür, toplumun inşasının en önemli aracıdır”

“Kültür ve Medeniyet” başlıklı ilk seminerinde her iki kavramı da öncelikle etimolojik olarak değerlendiren Prof. Dr. Besim Dellaloğlu; 1700’lerin başında İngilizce ve Fransızca’da ortaya çıkan “kültür” kavramının, tarım (kültivasyon), yerleşik (koloni) ve tapınmak (kült) kelimelerinden türetildiğini ifade etti. Prof. Dr. Dellaloğlu, “Kültür kavramı, toprağı işlemek gibi insanı işlemek, yüksek kaliteli insan yetiştirmek ve kişinin kendi öz inşası anlamlarına geliyor” dedi. Türkçe’de ise kültür kavramının ilk kez Ziya Gökalp ile birlikte yine aynı etimolojik kökle, toprağı işlemek anlamına gelen “hars” kelimesiyle kullanıldığını belirtti. Toplum inşasının en önemli faktörlerinden birinin kültür olduğunu belirten Prof. Dr. Dellaloğlu, kültürün toplumun yapılanmasında önemli bir rol oynadığını ve kültürlenmenin, bireylerin davranışlarını ve toplumsal yapıyı şekillendirmede önemli bir araç olduğunu vurguladı.

Medeniyet ve kültür arasındaki ilişkiye değinen Prof. Dr. Dellaloğlu, “Kültürden medeniyete geçerken üç kavramı unutmamalıyız” dedi. Bunlardan birincisi bireylerin seçme şansının olmadığı dil, din, gelenek, töre gibi kavramları içeren “antropolojik kültür”. İkincisi, Rönesanstan itibaren tüm dünyaya yayılan toplumun, bireyin kültürel anlamdaki beslenme kaynaklarını ifade eden “müfredat”. Üçüncüsü ise 19’uncu yüzyılda ortaya çıkan zorunlu eğitim anlamına gelen “maarif” kavramı.  Prof. Dr. Dellaloğlu, modern medeniyet kavramının ise coğrafi keşiflerle birlikte hümanizmi başlattığını ve evrensellik projesi çerçevesinde küreselleştiğini ifade etti. 

 

“Matbaanın icadıyla işitsel üstünlükten görsel üstünlüğe geçiş yapıldı”

İkinci seminerinde “Rönesans ve Matbaa” konusunu ele alan Sosyolog yazar Prof. Dr. Besim Dellaloğlu, Rönesans dönemi ile matbaanın ilişkisini ve bu dönemdeki önemli dönüşümleri paylaştı. 14’üncü ve 17’inci yüzyıllar arasında yaşanan bir hareket olan Rönesansın, Avrupa tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edildiğini belirten Prof. Dr. Besim Dellaloğlu, bu dönemdeki en önemli icatlardan birinin matbaa olduğunu söyledi. Matbaanın kitap üretim sürecini hızlandırarak bilginin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladığını kaydeden Prof. Dr. Besim Dellaloğlu, bu durumun Rönesans'ın entelektüel ve kültürel canlanmasını desteklediğini belirtti. Matbaanın icadı, tarihsel süreçte günümüze gelişi, kağıdın ve yazının icadı gibi konuları ele alan Prof. Dr. Besim Dellaloğlu, “Matbaanın icadı oldukça yavaş yayıldı. Matbaaların sayısı çok yavaş arttı. 40 yılda sadece 250 şehirde matbaa açıldı. Ortaya çıktığı ilk zamanlarda matbaa çok karlı ve riskli bir meslekti. Matbaanın ortaya çıktığı ilk dönemde İncil, akabinde çeşitli dini kitapların basımı ile yaygınlaştı. Matbaanın icadıyla işitsel üstünlükten görsel üstünlüğe geçiş yapıldı” dedi.

Bu haber toplam 1181 defa okunmuştur
Etiketler : ,