Yeni Anayasa ve düşündürdükleri
Yeni Anayasa süreci kapsamında dün mecliste Anayasa Komitesi Başkanı Asım Akansoy’un nazik daveti ile yemekli toplantıda bir araya geldik…
Komite üyeleri medya mensuplarına yeni Anayasa maddeleri ve Anayasa süreciyle ilgili bilgiler verdi.
Daha önce bu konuyu ele almış, detaylı bir şekilde irdelemiştim.
Bu nedenle bugün madde madde yeniden ala alma niyetinde değilim.
Ancak dünkü toplantıdan sonra bazı konularda kafamda oluşanları paylaşmak istiyorum.
ŞEFFAFLIK… '3 bacaklı' servet beyanı…
Servetler Resmi Gazete'de…
Yeni paketle milletvekili dokunulmazlığında bazı açılımlar olacak. Buna göre vekiller yeni Anayasa’nın yürürlüğe girmesi ile vekil seçildikten önce ya da sonra; 'siyasi nitelikli eylemler dışında' suç işlediği tespit edilirse YARGILANABİLECEK. Bir nevi dokunulmazlık sınırlı ölçüde kaldırılmış olacak.
Diğer yandan siyasi hayatın şeffaflığına ilişkin bir diğer değişiklik ise servet beyanlarıyla ilgili olacak. Yeni Anayasa milletvekillerine servet bayanı emri verecek. Buna göre vekiller, kendileri, eşleri ve çocuklarının servet beyanlarını açıklamadan milletvekili andı içemeyecek. Vekiller hem aday olurken, hem göreve başladıklarında hem de görev sürelerinin sonunda eş ve çocukları ile birlikle servet beyanında bulunacaklar.
Göreve gelmeden önce ve görev süresi bitince yapılacak servet beyanları Resmi Gazete’de yayınlanacağı için yurttaşlar milletvekillerinin servetlerindeki değişiklikleri izleyebilecek, bu durum da yolsuzluğun önüne geçecek.
Seçimden önce vekillerin verdikleri servet beyanında 'yalan' olduğu tespit edilirse YSK bu aday adaylarını 'aday' yapmayacak.
Peki bu servet beyanı konusu neden belediye başkanlarını da kapsamadı şeklinde bir eleştiri getirildi. Haklı görüle bu eleştirinin Anayasa Komitesi’ne gönderilen önerilerde de var olduğunu belirten komite üyeleri bu konunun da önümüzdeki günlerde komitede ele alınacağını belirtti.
Yani servet beyanı açıklama zorunluluğu belediye başkanlarını da kapsayabilir, buna komite karar verecek…
VERİMLİ MECLİS… Meclis: '17' ile toplanacak…
Peki neden 17, denetleme görevi?
Dünkü toplantıda ve basında meclisin toplantı sayısı ile ilgili bazı eleştiriler getirildi. Yeni Anaysa’ya göre meclis 17 vekille toplanabilecek. 14 vekil de karar almaya yetecek. Basında “14 vekille karar alacaklar” şeklindeki eleştiriyi yanıtlayan Tufan Erhürman “Zaten şu andaki yürürlükte olan Anayasa’ya göre karar alma sayısı 14’tür, bu konuda bir değişiklik yok. Değişiklik meclisin toplanmasıyla ilgili…” diye konuştu. Yani mecliste şu anda da 14 vekille karar alınabiliyor, bu yönde bir değişiklik yok.
Peki neden 17 vekille toplanması sağlanacak meclisin?
Bu konuda söylenen şu; meclis yasama görevi dışında hükümeti denetleme görevine de sahip… 26 rakamı (şu anda yürürlükte olan meclisin toplantı yeter sayısı) hükümet kurma rakamı ile aynı… Yani meclisi hükümet topluyor. Bu rakamın 17’ye düşürülmesi ile meclis muhalefet tarafından da açılabilecek. Bu uygulama 'denetleme' görevi açısından meclise ciddi bir açılım getirecek.
BÜTÇE YÖNETENE SINIR… Belediye başkanlarına 'kısıtlama'…
Vekiller neden bu kısıtlamanın dışında?
Yeni Anayasa Paketi’ne göre belediye başkanlarının görev süreleri 3 dönemle sınırlandırılacak.
Bu maddeye en çok yapılan eleştiri “Neden sadece belediye başkanları, neden vekillere de dönem sınırlaması getirmiyorsunuz?” oldu…
Bu konuda şöyle bir tespit var.
Belediyeler “başkanlık sistemi” ile yönetilen kurumlar.
Ve belediye başkanı görev süresinde kendi gücüyle bir bütçeyi yönetiyor.
Bu dönem içinde bilerek ya da bilmeyerek kullandığı bütçe olanakları ile belirli bir güce sahip oluyor.
Böylesi bir gücün (bütçe yöneten başkanların) görev sürelerinin kısıtlanması; uzu süreli başkanlıklarda olası yolsuzlukların önüne geçmeyi amaçlıyor.
Milletvekilleri görev sürelerinde kendilerine ait bir bütçe ile görev yapmıyorlar, bir bütçe yönetmiyorlar. Bu nedenle dünyadaki birçok örnekte parlamenterler çok uzun yıllar görev yaparken 'başkanlık sistemi' ile yönetilen kurumlar ve devletler başkana görev süresini kısıtlıyor.
Yani vekille başkan arasındaki fark bütçe yönetimi ile ilgili olarak açıklanıyor.
Bu bakımdan bakıldığında ucu açık süreyle vekillik yapmak herhangi bir bütçe yönetilmediği için yolsuzluğa daha uzak bir noktada tutuluyor.
KAMUYA SİYASET… Kamu görevlilerine siyaset yasağı kalkacak…
Memurlar parti üyesi olacak, neden yönetici değil?
Yeni pakette yer alan bir diğer Anayasa değişiklik maddesi ilse kamu görevlilerine siyaset yasağının kısmen kaldırılması…
Yeni maddeye göre kamu görevlileri siyasi partilere üye olabilecek, parti delegesi, parti meclisi üyesi olabilecek ancak parti yetkili organlarında görev alamayacak.
Bu maddeye en çok yöneltilen eleştiri “Memurların neden yetkili organlarda da görev yapması engellenecek” oldu.
Özellikle önceki gün UBP milletvekili Faiz Sucuoğlu “Yasak tamamen kalksın, memurlar siyasi partilerin yetkili organlarında da görev alabilsin” şeklinde bir konuşma yaptı.
Bu görüşün UBP’deki hakim görüş olup olmadığı bilinmiyor, ancak böylesi bir görüş şu anda komitenin gündeminde görüşülecek, olası değişiklik gündeme gelebilir.
Bir diğer görüşe göre ise (ki bir gazeteci bunu dile getirdi) kamu görevlilerinin siyaset yapması sakıncalı… Hele hele delege olması sorun yaratabilir… Bu da bir başka bakış açısı olarak gündeme geldi.