Seçmenin yarısı bu “düzen”i onayladı.
O kadar da kötü değil!
Bir diğer yarısı da farklı düşünüyor.
“Rezil düzen” diyorum ben...
Onlar “olabilecek en iyisi” gibi görüyor.

*  *  *

Yüzde 15-20 arası bir “gezen oy” var.
Bu kesim “umut” arıyor.
CTP’ye yanaştı bir dönem.
Şimdi HP’ye.
Sonuçları bu “gezen oylar” belirliyor.

*  *  *

Ürkütücü olan Yeniden Doğuş’un bu hali.
Ada’ya nüfus aktarımı, demografik yapının değişimi, çarpık yurttaşlık politikaları bu sonucun doğmasında elbette etken olmuştur.
Bir de müzakere masasındaki “umutsuzluk”, inatla güdülen suçlama oyunu, “sığınacak liman” diye sunulan bu yalancı yapı!
Gel de bu limana “sığın” şimdi.
Türkiye’den gelen ve bu adayı yurt bilen, geleceğini bu topraklarda gören kitleler, onların çocukları ve etkiledikleri çevre elbette siyasi bir örgütlenme içerisine girebilirler.
Üstelik yıllarca görmezden gelinmiş, yok sayılmış, ötekileştirilmiş, içlerinde bir öfke birikmişse; hele de korkuları anlaşılmamış, hayatlarına dokunulmamışsa...
Yeniden Doğuş’taki tehlike parti liderliğinin milliyetçi hatta ırkçı temeldeki duruşudur.

*  *  *

Kıbrıs Türk solunun “yoksul” kesimlerden uzaklaştığı gerçeğini de atlamamak gerekiyor.
“Hali vakti yerinde”lerin örgütlülüğü üzerinden ilerlemiş ve biraz da bu nedenle “yolda kalmıştır” sol.
Göçmenlere dair yeterli politikalar geliştirilememiştir.
Şöyle bir örneğim vardır, anlatır dururum.
Bir markette diyelim ki 50 işçi var.
Yaygın siyaset anlayışı sadece market sahibine hitap ediyor ve ona dokunuyor.
Çünkü siyasi partilerimize yön verenlerin sosyal çevresi, yaşam alanı, geleneksel geçmişi, anıları “işveren”le ortaklaşıyor.
Oysa kasiyerinden rafçısına, temizlikçisinden fırıncısına kadar oradaki emekçiler kendilerine dokunacak bir el arıyor.
Siyaset kurumu düşlüyor ki “patron”u tavlarsan “işçi”nin de oyunu alırsın!
Böyle olmuyor.
O elli insanın evinden arabasına çocuğunun beslenme çantasından pazar yerindeki ayakkabıcısına kadar siyasetçimizle benzeşmiyor.
Bir oy gelirken, ellisi gidiyor!

*  *  *

Sol siyaset kendi derslerini çıkaracaktır.
Umarım toplumun bütünü bunu yapar.
Ve ülke yeni B1R seçime yol alabilir.
Seçim seçimi doğuracak gibi...
UBP’nin de “tek başına” için kanı kaynadı.
Manzarayı görünce haksız da değil hani...