Yeni Bir Dünya Oluşuyor...
MARKS YANILMIŞ MIDIR?
Karl Marks, insan bilinci ile toplumsal varlık arasındaki ilişkiyi şu şekilde açıklamaktadır:
"İnsanın bilinci toplumsal varlığını değil;
tam tersine,
toplumsal varlığı bilincini belirler".
Peki sizce Marks bu konuda yanılmış mıdır?
İnsanın bilinci midir yoksa toplumsal varlığını belirleyen?..
Eğer diyelim ki Marks yanılmış ise;
O zaman vicdanın söylediği şey neden toplumdan topluma değişiyor?
Bu durumda, bilincimizi belirleyenin toplumsal varlığımız olduğu belirginleşmektedir.
Yani Marks yanılmamıştır...
DEĞER ÖNCELİĞİMİZ NEDİR?
Her zaman soruyorum:
"Bizim toplumumuzun "değer önceliği" nedir?" diye.
Örneğin;
Araba değerlidir...
Bir yerden öteki yere ulaştırır...
Zaman kazandırır...
Üretilen ürünleri taşır...
Bunlar ve benzeri katkıları olduğu için de araba değerlidir...
Peki;
Ya kullandığınız araba yaktığı yakıttan dolayı doğayı ve atmosferi kirletiyorsa;
İşte tam bu noktada bir değer seçimi yapmak zorunda kalırsınız...
Yine örneğin;
Kürk mantolar, şapkalar, eldivenler, atkılar ve montlar...
Özellikle soğuk havalarda birçok insanın vazgeçilmezi...
Gösterişli de...
Bunların sentetik değil de birçok hayvanın kürklerinden yapıldığını biliyorsanız,
Yine de giyer ya da takar mısınız?
İşte burada da bir değer seçimi yapmak durumundasınız...
2015 Nisan'ında Kıbrıs'ın kuzeyinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin de, kanımca işte böyle algılanması gerekir...
Artık bu konjonktürde ve ulaştığımız bu noktada, toplum olarak bir değer önceliği yapmak zorundayız!..
YALANCI NORMALLİK...
Yeni bir dünya oluşuyor,
İnsanlık tarihinde yeni bir çağ başlıyor...
Soru şu:
Menfaatlerimizin temininde on yıllardır kendimizce uydurduğumuz ve ve zaman geçtikçe uydurduğumuz şeye kendimizin de inandığı "yalancı normallik" ve "ahlâka" halâ daha sıkı sıkıya bağlı mı kalacağız?
Ve bu zahiri yaşamdan vazgeçemeyecek miyiz?
Dünyadan kopuk yaşamaya,
ve Saray Önünü dünyanın merkezi sanmaya devam mı edeceğiz?
Yoksa!
Yeni dünyadaki yerimizi almak için kendi önümüzden çekilecek miyiz?
Kısacası;
Ya kendi önümüzden çekileceğiz...
Ve böylece başka toplumların bilinçlerinin bizim toplumsal varlığımızı etkilemesine hatta sarsmasına dur diyerek,
Yüz yıllardır kendi değerlerimizin birikimiyle oluşan toplumsal varlığımızın, kendi bilincimizi belirlemesine engel olmayacağız;
Ya da;
Kendi değerlerimiz yerine başkalarının değerlerini hayatımıza monte edip,
Bir ömür ziyan ettiğimiz hayatı yeni yanılsamalarla sürdüreceğiz...!
Kısacası;
Ya demokratik modernite,
Ya aşiretler konfederasyonu...
Seçim hepimizin...
Yoksa Marks dünyada yanılmadı da,
Kıbrıs'ın kuzeyinde onu yanıltacak mıyız,
Dünyadan kopuk bir biçimde?..
*****************************************
CTP HALKIN MALIDIR...
Gelelim şu "aday alerjisi" meselesine...!
Yoldaşın eskisi-yenisi, bıyıklısı-bıyıksızı, sağdan geleni-soldan gideni olmaz!..
Yoldaş, aynı yola baş koyandır...
Hırsları ya da egoları yarıştırmayı da bırakalım artık!
Şunu hepimiz zaten netlikle biliyoruz ki,
CTP kimseye ipotekli mal değil!
Halkın malıdır...