YENİ BİR DÜZEN ESKİ YÖNTEMLERLE KURULAMAZ
Hepimiz siyasetin bugün geldiği durumdan şikayetçiyiz.
Toplumun azımsanamayacak bir kısmı artık bu memnuniyetsizlikten dolayı sandığa gitmiyor.
Gidenler de aslında pek farklı bir görüşte değil. Siyasetin bu geldiği durumdan şikayet ederek ve değişme ümidini yitirmiş bir şekilde gidiyor birçoğu sandığa.
Hep bir değişim olur diye düşünüyoruz. Pek çok kez hayal kırıklığı yaşıyoruz.
Hemfikir olduğumuz tek şey yeni bir düzen kurmamız gerektiği.
Hemfikir olduğumuz nokta, mevcut düzenin yıkılması gerektiği.
İroniktir ki bu yeni düzen arzumuzu denerken hala eski yöntemleri kullanmakta ısrarcıyız.
Halbuki, yeni düzen eski yöntemlerle kurulmaz! Kurulamaz!
Çünkü eski yöntemler, eski düzenin bel kemiğidir. Statükoyu korur.
Statükoyu destekleyenler, kişisel çıkarları gözeten örgütler, popüler isimler, halk adamları, düğünler ve cenazeler…
Bunların hepsi aslında büyük bir kıyma makinesinin parçalarıdır.
Ve bu kıyma makinesi eti değil, umutları kıyar bu ülkede.
Umutları ve vizyonları parça pinçik eder kıyma makinesi, doğrar ve en sonunda siyasi pozisyon kapma yarışında bir yakıt olarak kullanılır.
Bir taraftan umutlar ve vizyonlar girer, diğer yandan da siyaseti kendi çıkarları için kullananlara ve popüler siyasetçilere yakıt olarak çıkar.
Başkanlar, bakanlar, vekiller, müsteşarlar, müdürler, yönetim kurulu üyeleri, ihale alanlar diye uzun bir liste bu siyaset makinasının ürettiği yakıta muhtaçtır.
Bazıları ağzını dayar lıkır lıkır içer bu yakıttan, bazıları ise yere dökülen damlalara saldırır.
Mevcut siyasa bu doğrular üzerine kurulmuştur. Bu yöntem ile yeni bir düzen kurmak ise imkansızdır!
Halbuki yeni bir düzen ilim, bilim ve vizyonlar ile kurulur.
Vizyonlar ve hayaller koltuk uğruna yakıta dönüştürülmek için kıyma makinasından geçirilmez. Onun yerine yeni düzeni yaratmakta kullanılacak politikalara dönüşür.
Siyasa büyük adamlar değil, büyük vizyonlar yaratır. Ve bu büyük vizyonlar hayatımızı değiştirir.
Popülarite odaklı yapılan demokrasi yarışını ilim üzerine çekmeyi başaramadığımız takdirde, Kıbrıslı Türkler için yeni bir düzen kurmak mümkün olmayacaktır!
Çünkü, unutulmaması gerekir ki “aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek” Albert Einstein’a göre “deliliktir.”
Yeni bir düzeni ise Einstein’ın tanımladığı gibi “delilik” değil, ilim, bilim ve vizyonlar getirecektir!