‘Yeni bir hikaye’
Başlık bana ait değil.
Ekonomi alanında yetişmiş üç değerli akademisyenin, Prof. Dr. Cem Tanova, Doç. Dr. Mustafa Besim ve Dr. Kamil Sertoğlu’nun Ticaret Odası için hazırladıkları ‘Rekabet Edebilirlik Raporu’nun sloganı bu...
Detayları bugün açıklanacak rapor hakkında dün Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, oda yöneticileri ve rapora imza koyan akademisyenler basına özet bilgi verdiler.
Raporda son derece önemli veriler, özellikle ekonomi uzmanlarının bir bakışta sonuçlar çıkarabileceği kıyaslamalar var. Bilimsel ölçekler ve yöntemler kullanılarak yapılan çalışma, 7 yıldır çekilen ‘Rekabet Edebilirlik’ fotoğrafının bu yılki karesini oluşturuyor.
Ülke ekonomisinin son yedi yılda hangi noktadan hangi noktaya ulaştığını, hangi konuda neler öngörüldüğünü, bunların ne kadarının yaşama geçirildiğini, ne kadarının ‘bir başka bahar’a bırakıldığını, dünya devletleri arasında Kıbrıs Türk ekonomisinin hangi pozisyonda olduğu ve yıllara göre nasıl bir seyir izlediği çok net ve yalın biçimde ‘kullanmak isteyen’ herkesin bilgisine sunulmuş.
Haliyle, gerisi de ‘kullanma isteği ve iradesi’ olanlara bırakılmış.
Yani ülkeyi yöneten her kimse, onlara...
**
Raporun hazırlayanlar, ‘kullanma istek ve iradesi’ olup bunları hayata geçirmesi gerekenlerden, yani ülke yöneticilerinden umudu kesmiş olsa gerek ki, “Bize yeni bir hikaye lazım” diyerek bir mesaj vermeye çalışmışlar.
Nitekim ‘devletin ekonomi karnesi’ zayıflarla, kırıklarla ve –en fenası- devamsızlıklarla dolup taşmış vaziyette.
Ekonominin gelişebilmesi için gerekli ‘işler’i bir türlü yapmıyor, yapamıyor ya da yarıbuçuk bırakıyor devlet...
Raportörler bu yüzden yedi yıldır hazırladıkları metinlerde ‘aynı cümleleri yazmaktan’ bıkıp usanmışlar.
“Kabak tadı verdi artık” diyor mesela Mustafa Besim...
Sonra da ekliyor: “Artık bize yeni bir hikaye lazım!..”
**
Ülkede hangi konu ‘kabak tadı’ vermedi ki zaten?
Bir ‘fasit daire’ içinde dönüp duruyoruz hissi var hepimizde...
En başta Kıbrıs sorunu herkesin ‘değişim’ konusundaki enerjisini sömürmüş vaziyette...
Çok basit olduğu halde çözülemeyen, insana saç-baş yoldurtan yapısal sorunlarımız oracıkta olduğu gibi duruyor.
Altyapı, yasal düzenleme, finansmana erişim, yetişmiş eleman gibi konular ekonomiyi ileriye değil, geriye götüyüyor.
Hele bürokrasi!..
Bu ülkede ‘devlet ile iş yapmak’, deveye hendek atlatmaktan bile daha zor...
‘Tatlı’ niyetine ekonomide küresel daralmayı ve krizleri de ekleyince orta yere ‘fena’ bir tablo çıkıyor.
**
Bundan kurtulmak lazım...
Ama nasıl?
‘Yeni bir hikaye’ öneriyor Ticaret Odası...
Bugün öğreneceğiz, neymiş bu ‘yeni hikaye’...
Kim, ne kadar ciddiye alacak önerilenleri, ne kadar sahip çıkacak, göreceğiz.
Ancak şurası kesin: Bize anlatılan o ‘tatlı masallar’ yalan çıktı.
Hoş, zaten ‘masal’ gerçek çıkmazdı ki!..
İnanırmış gibi yaptık belki, ama içselleştirmedik, belli...
Toplum ya yanlış beklentilere sokuldu bunca zaman ya da doğru hedefler için ‘gereği’ni yap(a)madı bizi yönetenler...
Ve ‘umut’ bitti, tükendi, sıfırlandı, ‘masallar’la birlikte...
Sırf bu yüzden ‘yeni hikaye’ler lazım bu topluma...
En azından ‘umudu’ yeşertmek için...