1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Yeni bir Neriman yarattım”
“Yeni bir Neriman yarattım”

“Yeni bir Neriman yarattım”

1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı… Meme kanserini yaşayan Neriman Atai Şemiler ile konuştuk.

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

İçi içine sığmıyordu, hem ticaret ile ilgileniyordu hem de yeni meraklarını eğitimle taçlandırıyordu. 50 yaşında yogaya da başlamıştı üstelik. Gezmeyi de, sporu da, doğayla iç içe olmayı da çok seviyordu. Sağlıklıydı, ‘hem de çok’ diye bunu tanımlıyordu.

Ta ki bir gün küçük bir kitle hayatına girene kadar… Evet, o meme kanseri olmuştu. Şimdi  kemoterapiler de başlayacaktı, saçları dökülecekti. O bunu istemiyordu. Çünkü bu ‘hasta’ kişi  o değildi, hasta olamazdı, saçları dökülemezdi, sağlıklıydı O…

Ta ki kuaföre gidip saçlarını kesene kadar bunu kabullenemedi. Ne zaman ki saçlar gitti, her şey manasızlaştı. Şimdi, bunu kabullenip, yeni bir Neriman yaratmanın zamanıydı.

İşte Neriman Atai Şemiler’in çok çok yaşadıklarının özeti bu… Şemiler, tüm yaşadığı süreci Hikayem adlı kitabında anlattı. Kitabının gelirini de Devlet Hastanesi’ne mamografi cihazı alınmasına katkı sağlasın diye bağışlayacak. Herkesi de bağış yapmaya davet etti.

İşte bu hafta sayfamızda, Neriman Atai Şemiler’in hikayesi…

  • YENİDÜZEN: Sizi tanıyabilir miyiz?
  • Neriman ATAİ ŞEMİLER: Ben Neriman Atai Şemiler, eşim Sinan Şemiler, çocuklarım Melis ve Nurettin Karagözlü. Onlarla çok güzel bir hayatım var.
     Yıllarca ticaretle uğraştım. Esas merak alanım reiki, kişisel gelişim ve ‘ben kimim’ gibi konularla ilgili çalışmalar. Esas hayat amacım iyi bir insan olmak, dürüst olmak. Bunlarla ilgili de çalışmalar yaptım. Sağlığım çok çok iyiydi. Ailenin en sağlıklısıydım. Sağlığımla ilgili şüphem de yoktu, sağlıklı yaşardım. İnsan yaşarken hayatında bir sürü olaylar olur, hayat akışında hayal etmediğin şeyler gerçekleşir, içinde öfke birikir. Bunları hep çalışarak atlayabileceğime inandım. Bir kısmını da atlattım. Fakat bunun yanında acaba bu kişisel gelişime, dönüşümlere bilim nasıl bakar? dedim. Onun için psikoloji okumaya karar verdim. 2007 yılında, 43 yaşında Nicosia Üniversitesi’nde psikoloji okumaya başladım. 2010’nda bitirdim. O zaman insanların düşüncelerinin çok önemli olduğunu fark ettim. Çünkü insanları bozan düşüncelerdir.
    Onu bitirdikten sonra Girne Amerikan Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık masteri yapmaya karar verdim. Bu arada da yogaya başladım. Tam 50 yaşında kendime hediyeydi. Bu imkansız gelirdi bana ama yogayı kendi gelişimim için isterdim. Çok güzel bir deneyim. Başladım ve tam o gün yoga teacher training başlıyordu ve hocam dedi ki sen de katıl. Ben dedim yoganın ‘y’sini bilmem. Nasıl katılacağım? ‘Kendin için’ dedi. 5-6 ay yoganın felsefesini aktif şekilde öğrenimini aldım. Orada da çok şey kazandım. Yoganın aslında dışarıdan görüldüğü gibi bir yarış olmadığını anladım. İçsel bir yolculuk olduğunu deneyimledim. Masterimi de bunun üzerine yapmak istedim. Yoganın psikoterapi ve psikoloji de insanlara yardımcı olabileceğine inandığım için bu konuda çalışmalar yaptım. Masterimi bununla noktaladım. Bunları yaparken, insanın hayatında da başka olaylarda devam eder.

 “İçime bir panik girdi. 3.5 yıl olmuş ben kontrollere gitmemişim, o gece memelerime bakayım dedim. Küçücük topak hissettim. ‘Bu sivilcedir, olamaz’  dedim. Ertesi gün mamografi için gittim. Kontrolde farklı bir kitle görüldü. Biyopsi yapıldı. Bunun neticesinde, iyi huylu olmayan kitle olduğu ortaya çıktı.”

  • YENİDÜZEN: Kanser olduğunuz nasıl ortaya çıktı?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Her yıl smear testlerine giderdim. Doktorum 2016 Kasım’da gittiğimde bana ‘mamografi çektirdin mi?’ diye sordu. Ben doktorlara gitmeyi sevmem. ‘Sen muayene ettin tamamdır’ dedim. ‘Yok geçen yıl da gelmedin, mamografini de getirmedin, bu sene de getirmedin. O zaman bana niye geliyorsun’ dedi. Ben de, ‘siz muayene ettiniz, tamamdır’, o da ‘benim elime bir şey gelirse artık geç olur’ diye yanıt verdi. Doktordan çıktım, Arkın Bey’i aradım. 3.5 yıl olmuş yapmamışım. O da kızdı.  ‘Hemen gel’ dedi. İçime bir panik girdi. 3.5 yıl olmuş ben kontrollere gitmemişim, o gece memelerime bakayım dedim. Küçücük topak hissettim. ‘Bu sivilcedir, olamaz’  dedim. Ertesi gün mamografi için gittim. Kontrolde farklı bir kitle görüldü. Biyopsi yapıldı. Bunun neticesinde, iyi huylu olmayan kitle olduğu ortaya çıktı.

 “Kabullenemedim, travma yaşadım”

  • YENİDÜZEN: Bunu duyduğunuz da ne hissettiniz?
  • Neriman ATAİ ŞEMİLER: Şok oldum. Böyle bir şeye inanamazdım. Bana bu olmaz. O saat yalnızdım ve hıçkıra hıçkıra ağladım. Bu gerçek olamazdı. Nasıl yani? Gerçek olmaz. Öyle düşündüm. Doktoruma dedim ki başka bir doktora da göstermek isterim. Ama netice aynıydı. Bu sefer geri jinekoloğuma gittim. O da bana, ‘Neriman bunun bir prosedürü var. Ameliyat ondan sonra kemoterapi ondan sonra radyoterapi. Sonra da ilaç tedavisi…’ Doktor bunları söylüyor ama bu sanki ben değildim. Sanki başkasına söyler. ‘Ben kemoterapi almak istemem. Başka bir alternatifi yok mu? Çünkü kitle 1 cm’den de küçüktü. Bu kadar küçük bir şeyden kemoterapi mi alacağım?’ dedim. Doktor, ‘ameliyat olacaksın, bu kitle çıkacak ona bakılacak ve tedavin başlayacak’ dedi.  Alternatif tıp denemek istedim. Doktor çok sinirlendi,  elini masaya vurdu, ‘kız kardeşimi kanserden kaybettim. Bunun alternatifi yoktur. Neyse gereken bunu yapmak zorundasın. Çünkü bunu ailene, çocuklarına borçlusun. Sen bu süreçlerden geçeceksin ve sağlıklı hayatına devam edeceksin’ dedi. Büyük bir travma yaşadım. Kabulsüzlüğe geçtim. Bana olamazdı.  Kemoterapi nasıl olacaktım? Korkunçtu. Bunlar nasıl olacak? Yok olayım bitsin de yine yaşayım istedim.
     
  • YENİDÜZEN: Daha sonra ne yaşandı?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Ameliyat yapıldı, kitle alındı. Meme kanserinde eğer bir kitle varsa muhakkak lenf bezlerine de bakılır. Çünkü memeden lenf bezlerine atlayabilir. Bana dediler ki; ameliyatta lenf bezi alınır, ameliyatın süresince bu patolojiye gider, temizse kitle alınır, temiz değilse lenf bezleri alınmaya devam eder, meme alınır. Ne ise gereken yapılır. Ameliyata girerken nasıl çıkacağımı bilmezdim. Ameliyattan çıktım, herkesin yüzü güler. ‘Şanlısın, çok başlangıç, aldık’ dediler, benimse ilk sorum ‘kemoterapi alacak mıyım?’ oldu. Doktor da ‘belli değil’ dedi.
     
  • YENİDÜZEN: Kemoterapiden neden korktunuz, ne olduğunu siz araştırdınız mı?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Duyduklarımla gözümde çok korkunç bir şeydi.

 “Kemoterapi istemem, saçım dökülecek”

  • YENİDÜZEN: Ondan sonra ne oldu?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: İlk onkoloğu 3 hafta sonra gördüm. ‘Sizin tedaviniz kemoterapi ile ondan sonra radyoterapi ve ilaçla olacak’ dedi.  O gün bile hala inanamıyordum. Hep ameliyat oldum, bitti diye düşünürdüm. O gün doktorun söylediklerinin yarısını anladım, yarısını anlamadım. Çok öfkeli ve sinirliydim. Çünkü çok iyiydim, hasta değildim. Çok iyiydim. Tepki verdim, ‘olmak istemem, saçım dökülecek’ dedim. Açıkçası dengem bozuldu. Çok agresif ve öfkeliydim. Değişik bir ben oldum. Bana dedi ki ‘bir cinstir ki bu, bir test yapılması gerekir. Ona göre tedavinin ne olacağına karar verelim.” Her tümör farklı. Benim ki HER2 pozitif dedikleri bir cinsti. Bu şu demekti; aslında yayılabilen kanser türüdür. Doktor, ‘çok şanslısın, eskiden çok büyük şansızlıktı ama şimdi şanstır. Çünkü bunun karşı bir ilacı vardır. Kemoterapi ile bu da verilir. Fakat senin neticelerin ortada çıktı. Ne pozitif ne negatiftir. Bunun üzerine fish test var, ona gönderilecek. Onun neticesine göre belli olacak” dedi.
    Bir zaman geçti, hastaneden aradılar, araba kullanırdım. ‘Testiniz çıktı, kemoterapiye hemen başlamalısınız’ denildi. O gün yine bayağı ağladım. Çok çaresiz hissettim. Bütün hayatım değişti. Ben hasta bir dönem yaşayacağım. Ağlarken, telefon çaldı. Bir arkadaşım aradı. Haberi yoktu. ‘Kusura bakma ama şimdi bunu öğrendim’ dedim. O da bana çok yakının defalarca kemoterapi aldığını ve hayatını bu şekilde sürdürdüğünü, senelerdir bunun devam ettiğini söyledi. ‘Bunlar geçecek, iyileşeceksin’ dedi. Onun anlattıkları bana iyi geldi.
    Evime gittim. Doktor arkadaşlarım Erden Aşardağ eşi Funda geldi. Erden de beni çok iyi bilir. Hep doktorlardan kaçarım, ilaç kullanmam vs. ‘Neriman bundan kaçış yok, başlaman gerekir’ dedi. Hastaneden Özlem Gürkut’u tavsiye etti.
     
  • YENİDÜZEN: Tüm bunlar olurken siz ne hissediyordunuz?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Kaybolmuş bir ben vardım. Neredeydim, kimim ben? Evden çıktım Girne’ye gideceğim. Tam hastanenin önünden geçerken, Dr. Özlem Hanım’ın muayenesini gördüm. Arabayı döndürdüm, ‘hade’ dedim. O merdivenleri nasıl çıktım hatırlamam. Beklerken, saçları dökülmüş hastaları gördüm. Nasıl bir ben olacaktım? Çok aktif yaşardım. Çok hareketli dolu dolu bir hayatım vardı. Bu nereden geldi. Bu ne yani? Dr. Özlem’in yanına girdim. Raporlarımı verdim, ‘hemen tedaviye başlamalıyız’ dedi. Artık teslimdim. O gün öğrendim, tümörün cinsine göre tedavi uygulanıyordu. Buna protokol derler, herkesin de değişir. ‘Sen sıhhatlisin normalde 3 haftada verilen kemoterapi sana 2 haftada bir verilecek. Ama ağır olacak, 2 ay alacaksın. Ondan sonra değişecek farklı bir kemoterapi ilacı verilecek’ dedi. Onunla birlikte HER2’ye karşıtı olan herceptine başlayacak ki birçok kadında bu HER2 var. Ama dediğim gibi tedavisi de var. Özlem hanım dedi ki; ‘ ameliyat oldun, senin vücudunda tümör filan yok ama ya kanında bir hücrecik varsa. Bunun geri dönüşü olur. Biz bu ihtimali bu tedavi ile çok aza indireceğiz.’ Tamam dedim ve tedaviye başladım.
     
  • YENİDÜZEN: Tedaviye nerede başladınız?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Kendi yerimde, ailemin, çocuklarımın yanında bu süreci yaşamak istedim. Başka bir yerde arayışa girmedim. Devlet hastanemize de güvendiğim için orada tedavimin en  iyi şekilde olacağına inandım. Zaten ilaçlar hiçbir yerde farklı değilmiş. Onkoloji Bölümü’nde 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ilk ilacıma başladım.
     
  • YENİDÜZEN: Kemoterapiden çok korkuyordunuz, nasıl hissettiniz kendinizi?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: İlk gün ilacı alırken, ne olacağını bilmiyordum. Nasıl bir değişim olacak? Fakat çok enteresan bir şekilde saçlarımı çok büyük takıntı yapmıştım. Nasıl olacak da saçlarım dökülecek? Ne zaman dökülecek? Ben ne hissedeceğim? Hep çünkü kulaktan duyma şeyler vardı. İnsanlar kötü olur, kramplar geçirirler öyle bir şey mi olacaktım? Ama ilk gece susama hissi hissettim. Ağzımda sürekli bir kuruluk... Devamlı su içme ihtiyacı hissettim. Geceyi geçirdim ama korkuyordum. İlacı alırken bir şey hissetmedim serum aldım. Esas  3’cü günde geceleri vücutta bir çalışma olduğunu hissediyordum. Normal zamanda hissetmediğim bir şeydi. Bir de moralim çok bozuktu.
     
  • YENİDÜZEN: Ne kadar süre kemoterapi aldınız?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Toplam süreç 14 Şubat’ta başladı, 3 Temmuz’da bitti.

 “Ta ki saçlarım dökülsün yaşadıklarımı kabul edemedim. Çok büyük travma yaşadım. Saçlarım dökülmeye başladığında daha da moralim bozuldu.”

  • YENİDÜZEN: Bu sürece kadar kabul etmediniz, ne zaman olayı kabullendiniz?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Ta ki saçlarım dökülsün yaşadıklarımı kabul edemedim. Çok büyük travma yaşadım. Saçlarım dökülmeye başladığında daha da moralim bozuldu. En son arkadaşım Figen Bilge ile yemeğe gittim. ‘Neriman git ve bu saçları kazıt’ dedi. ‘Yapamayacağım, hayal edemiyorum’ dedim. O gün bana bayağı cesaret verdi. Eve gittim ve kendi kendime düşündüm, artık bunu kabul etmeliyim. Kuaförümü aradım ve gittim. O gün kuaför saçlarımı kesmeye başladığında, her şey manasızlaştı. Yani hiçbir şeyin anlamı kalmadı. İnsan hayatı boyunca saçım güzel olsun, rengi güzel olsun, yakıştı mı bana diye dert edinir oysa… Her şey o kuaförün önünde bitti, anlam kalmadı. O anda içimde de bir değişim oldu. Ondan sonra başladım güleyim. Baktım böyle de güzelmişim. Ben değişmedim, yine aynı benim, bir tek saç mıydı yani? Kuaförden yepyeni, kendine güvenen bir Neriman çıktı. Eve geldim, eşim bakamadı, çok şaşırdı.  O saat fotoğraf çekip Facebook’tan paylaştım. Niçin bunu saklayım, bu bendim.

 “Kuaföre gidip de saçlarım kesilmeye başladığında her şey manasızlaştı. Yani hiçbir şeyin anlamı kalmadı. O anda içimde de bir değişim oldu. Ondan sonra başladım güleyim. Baktım böyle de güzelmişim. Ben değişmedim, yine aynı benim, bir tek saç mıydı yani?”

O gün büyük bir kabul içindeydim. Kendime çok iyi bakacağım, bu süreç benim hayatımın bir süreci olacak ve bu süreci ben yaşayacağım ve bu süreçten çok iyi çıkacağım. Ne yapmam gerekiyorsa da yapacağım. Ondan sonra tamamen kendime yöneldim. Anladım ki hayatta ben varsam etrafımdaki her şey var. Benim o kemoterapiden ölen hücremin yerine yenisi olması için dua ettim. Çünkü o hücrecik varsa ben vardım. O hücrecik yoksa ne çocuklarım var, ne etrafım ne de hayatım var. O zaman benim o hücrem çok değerli. Bunu hissetim. Bu his beni dönüştürdü. Düşüncelerimi hayata bakışım dönüştü. Doğadan çok büyük bir keyif almaya başladım. Doğanın mucizesini gördüm çünkü kendim de mucizeyi yaratmıştım.

 “Ondan sonra tamamen kendime yöneldim. Anladım ki hayatta ben varsam etrafımdaki her şey var. Benim o kemoterapiden ölen hücremin yerine yenisi olması için dua ettim. Çünkü o hücrecik varsa ben vardım. O hücrecik yoksa ne çocuklarım var, ne etrafım ne de hayatım var. O zaman benim o hücrem çok değerli. Bunu hissetim. Bu his beni dönüştürdü.”

Bunları yazmak bana çok iyi geldi. Daha önce de yazmak hoşuma giderdi. Günlüğüme daha farklı şeyler de yazmaya başladım. Kendimle sohbet ediyordum, yazdıkça da içimi dönüştürüyordum. Bunu kitaba dönüştürüp herkesle paylaşayım istedim.  Hayatta kabul çok önemlidir. Yaşadığın her şey ne ise onu kabul ettiğin anda direnç biter. Direnç bittiği anda rahatladım. Bu sefer kendime nasıl iyi bakacağımı öğrendim. Beslenmem değişti, yogama devam ettim. Kendime iyi baktım. Bu süreçten yeni bir Neriman çıkardım.

  • YENİDÜZEN: Ailede daha önce meme kanseri olan var mıydı?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Ailede kanser yok.
     
  • YENİDÜZEN: Tedavi süresince en özlediğiniz şey ne oldu?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: İstediğimi istediğim saat yapabilmek. Çünkü kemoterapi aldığınızda gücünüz düşer. İstediğinizi istediğiniz an yapamazsınız, istediğiniz yere gidemezsiniz. Hayatınızda büyük bir kısıtlama olur. Ama çok büyük bir sevgi hissettim. Yıllarca görüşmediğim arkadaşlarım aradı, ailem hep yanımdaydı. Onların sevgisini hissettim ve yaşadım. Bu da bana bir terapi oldu. Kemoterapi hücreleri öldürürken sevgiyle yeni hücrelerim çoğaldı.

 “Yazdıkça iyileştim. Çok iyi geldi bana. Şimdi kitabım Hikayem’in geliri ile Onkoloji Merkezi’ne son teknoloji mamografi cihazının alınması için katkı yapacağım. Bu bağlamda da herkesi ama herkesi bağış yapmaya davet ediyorum.”

 “Kitabın geliri mamografi cihazı için”

  • YENİDÜZEN: Tüm bu süreçleri anlatan bir kitabınız çıkıyor.
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Kitabımın adı Hikayem… Size anlattıklarımı daha da günlük şekilde anlattım. Çünkü kitap, kendi kendimle sohbettir yatakta geçirdiğim süreçlerdir. Çocukluğumu, gençliğimi düşündüm. Film şeridi gibi hayatım geçti, onları da paylaştım.  Yazdıkça iyileştim. Çok iyi geldi bana. Şimdi kitabın geliri ile Onkoloji Merkezi’ne son teknoloji mamografi cihazının alınması için katkı yapacağım. Bu bağlamda da herkesi ama herkesi bağış yapmaya davet ediyorum.
     
  • YENİDÜZEN: Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı… Bu süreçleri yaşamış biri olarak ne mesaj vermek istersiniz?
  • Neriman Atai ŞEMİLER: Düzenli tetkiklerin yapılmasını öneririm. Korkuyla kaçış yok. Ne olursa olsun insan iyileşebilir. Onun için ne ise gereken o süreci en iyi geçirebilecekleri şekilde atlatsınlar. Kendilerine çok iyi baksınlar. Beslenmelerine özen göstersinler, hareketli bir yaşam benimsesinler. Stresten uzak bir hayat tarzı yaşasınlar. En azından hayatlarındaki stres faktörlerinin farkında olup, asgariye indirgesinler.    

 

 

 

Bu haber toplam 10546 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler