1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Yeni Eğitim
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Yeni Eğitim

A+A-

 

Eğitimde sınavların baskın olduğu günlerdeyiz. ‘Kolej Giriş Sınavı’nın, hem o yaş grubundaki öğrencilerin omuzlarına, hem de genel anlamda eğitim sistemi üzerine yüklediği sıkıntıları hepimiz hissediyor…

Hiç kuşku yok ki bu ve benzeri sınavlar için; hem kendimize, hem de çocuğumuza olmadık sıkıntılar yaşattığımızı, öğrencisi, öğretmeni, yöneticisiyle büyük emek ve zaman harcadığımızı, aile bütçemizin en önemli kısmını ayırdığımızı fark ediyoruz, fark etmekten öte çok iyi biliyoruz ama yine de bu eşikten geçmek istiyoruz.

Bilmeliyiz ki bu sınavlar, öğrencinin gerçek başarısını ölçmediği gibi onun zeki ya da üstün olduğunu, gelecekte nitelikli bir yaşam sürecek önkoşul bilgilerine sahip olup-olmadığını da ölçmüyor… Bu sınavlar, öğrencinin; ne derece çevresine duyarlı, trafik kullarını içselleştirmiş, sosyal yaşama aktif katılan ya da kendi yaş grubuna uygun problemlere yaratıcı, özgün çözüm önerileri getiren becerileri kazanıp-kazanmadığını da ölçmüyor… Oysa bugün ihtiyaç duyduğum en önemli kazanımlar tam da bunlardır.

Daha açık bir ifadeyle söyleyecek olursak; çağdaş eğitim sistemlerinde tartışılan ve nedense bizim hâlâ dikkate almadığımız “Yeni Eğitim” yaklaşımları bizim önem verdiklerimizin çok dışında şeyler…

Hızla büyüyen toplumsal sorunlarımız var. Bu sorunların yanında küreselleşen dünyanın ihtiyaç duyduğu özellikleri taşıyan bireyi yetiştirme sorumluluğumuz var. “Çok kültürlülük”, “göçmen eğitimi”, “farklıkları destekleme”, “küresel beceriler”, “üst düzey düşünme becerileri”, “kişisel ve sosyal yetkinlik”, “işbirliği”, “girişimcilik” kavramları neredeyse bugün hiç tartışmadığımız şeyler. Oysa “yeni eğitim” bizden bunları istiyor…

Okulların iki temel işlevi var: Birincisi bireyi nitelikli bir meslek sahibi yapacak beceri ve yeterlilikleri kazandırmak, ikincisi de bireyi bir üst eğitim kademesinin veya hayatın ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde yetiştirmek… Ne var ki artık bu iki işlevin temelinde “okulların öğrencileri, çeşitli kültürel kökenlerden gelen insanlarla işbirliği yapacakları bir dünyaya hazırlaması” gerekliliği yatmaktadır… Çünkü yakın ve uzak gelecekte gerçek başarıyı elde etmenin neredeyse tek koşulu budur. 

Öte yandan dikkate almamız gereken önemli bir konu daha var. Yeni Eğitim anlayışlarına göre çağdaş bir eğitim sistemine sahip olmanın en önemli göstergesi; çeşitli kültürel kökenlerden gelen öğrencileri hem anlayacak hem de destek verecek içeriklere sahip olan okulları yaratabilmektir…

Kısacası yeni eğitim anlayışındaki başarı göstergesi; çocukları sıraladığımız bu sınavların sonuçları değil, farklı kültürlerle nitelikli ilişki kurabilecek eğitim-öğretim uygulamalarını içeren okulları yaratabilme kabiliyetidir.

Hiçbir ayrım gözetmeksizin, her sosyo-ekonomik yapıdaki ailenin çocuğunu kapsayacak biçimde; yeni nesil gençleri geleceğin bilinmezliğine doğru eğitme sorumluluğumuzu tam olarak içselleştirdiğimizde eğitimdeki en önemli sorunlardan birini çözme noktasına gelmiş olacağız… Aksi durumda çocuklarımızı sıralamaktan ve ayrıştırmadan öteye geçemeyeceğiz…


Aklınızda Bulunsun

Kültürlerarası Yeterlilik İçin 3 Temel Kavram

Bugünkü yazının ana fikrini “yeni eğitim” yaklaşımları ve kültürlerarası yeterlilik oluşturunca bu bilgiyi de paylaşmak istedim: Eğitim bilimi literatürü “Kültürlerarası Yeterlilik” için üç temel kavramı öne çıkartmaktadır. İşte bu kavramlar:

  1. Kültürlerarası duyarlılık: Kişinin farklı kültüre sahip kişilerle etkileşim kurmadan önce, etkileşim sırasında ve sonrasında olumlu duygulara sahip olmasını ve farklılıklara saygı duymasını ifade etmektedir.
  2. Kültürlerarası uyanıklık: Kişinin kendi kültürü ve iletişim kurduğu kişinin kültürünün birbirlerinin düşünce ve duygularını nasıl etkileyeceğini anlamasını ve farklılıkların farkında olmasını açıklamaktadır.
  3. Kültürlerarası beceriklilik: Farklı kültürlerden kişilerle etkileşim içine girildiğinde, sözlü ve sözsüz iletişim becerilerini kullanarak etkin olmayı ifade etmektedir.

Sıra Dışı Okullar

Binalar Arasında Sınıf

ok-002.jpg

 “Sıra Dışı Okullar” köşemizin bu haftaki okulu Filipinler’den. Bu okul; UNESCO’nun tüm dünyada 61 milyon öğrencinin asla bir eğitim alamayacağını ve bu çocukların büyük bir çoğunluğunun kız çocukları olduğu bulgusuna örnek olacak nitelikte…

Filipinler’in başkenti Manila’nın kuzeyindeki Porac’ta bulunan Camias Resettlement İlkokulu’ndaki öğrenciler çatısız bir sınıfta derse giriyorlar. Filipinler’de çocukların yaklaşık yüzde 90’ı ilkokula gidiyor. Ancak devam oranı oldukça düşük… Öğrencilerin yalnızca yüzde 60’ı ortaokula devam ediyor…

Bu yazı toplam 1903 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar