Mustafa Arabacıoğlu’nun istifasının ardından boşalan Milli Eğitim Bakanlığı görevine kimin atanacağının bu hafta belli olması bekleniyor.

Yeni Bakanın kim olacağına karar verme yetkisi, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ta.

Denktaş, hafta sonu birtakım temas ve değerlendirmeler yaptıktan sonra, kararını hafta içerisinde duyuracağını açıkladı.

İşi ‘zor’!

***

Basında yeni bakanın kim olacağına ilişkin çeşitli haberler okuyoruz.

Kimi 3-4 ismi öne çıkarıyor, kimi ise daha kesin iddialarda bulunup doğrudan tek bir ismi işaret ediyor.

Serdar Denktaş’ın işi gerçekten de ‘zor’ çünkü o koltuk için belirleyeceği isim, aslında pek çok dengenin de gözetilmesiyle ortaya çıkacak.

Parti içerisinde en büyük ‘denge’ sorunu, tabii ki iki kanat arasında; yani DP ve UG kanatları arasında.

Partide bu iki kanat, heterojen yapısını devam ettiriyor.

UBP’den kopup gelen ‘partililerle’ DP kökenli partililer, homojen bir parti yapısı oluşturamadıkları gibi, her iki kanat sürekli olarak birbirine karşı varlık/üstünlük mücadelesi verir durumda.

Bir siyasi parti için, son derece sağlıksız bir zemin!

Birileri her an ‘kayıp’ gidecek beklentisiyle sürdürülmeye çalışılan bir yapı ve icraat gerektiren hükümet ortaklığı!

Bir diğer ‘denge’ sorunu ise ‘ilçe’ meselesinde düğümleniyor.

Bu sadece DP’ye özgü bir sıkıntı değil üstelik.

Hemen her dönem her parti bu ‘mesele’ nedeniyle sıkıntı yaşıyor, milletvekillerinin ‘ilçe rozetleri’ kimi zaman siyasi kapasitelerinin ve icra yeteneklerinin önüne geçiyor.

Şimdi DP’de de benzer bir gaile ile bakan belirleme çabaları var.

Hizmet adına, bu da çok büyük bir handikap.

***

Konumuz Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılacak atama.

Hele de mevcut bakanın istifa gerekçesi özetle eğitimdeki sistem sorunu olunca, haliyle yeni atanacak isim konusu tartışılırken, sistemde var olan sorunların aşılabilmesi adına en iyi katkıyı koyabileceklerin öne çıkması/çıkarılması gerekiyor.

Bana göre, sağlıkla birlikte en önemli iki sektörden, en çok hassasiyet gerektiren iki sektörden biri olan eğitimde, neredeyse kangrene dönüşmüş bir yara söz konusuyken, bu yaranın nasıl sarılabileceğine ilişkin seri kararlar üretip hayata geçirebilecek kişisel bir kapasite ve siyasi bir iradeye ihtiyaç var.

Ve ne yazık ki biz yeni bakanın kim olabileceğini tartışırken öne çıkan kriterler arasında bunlar yok.

Birinci kriter; bakanın DP ve UG kanatları arasındaki hassas dengeyi bozmayacak bir atama olması...

İkinci kriter ise mümkünse bakanın, ilçeleri küstürmemek adına kabinede temsilcisi bulunmayan ilçeden gelmesi...

E daha iyisi, Şam’da kayısı!