Yapılan açıklama ve söylemlerden her şeye rağmen okulları yüz yüze eğitime açma kararlılığı olduğu anlaşılıyor. Yani “okullar açılıyor mu?”, “yüz yüze eğitime geçiyor muyuz?” tartışmaları arasında haftaya ziller çalacak ve yaklaşık iki yıllık bir aradan sonra çocuklarımız sınıflarda olacak. Peki bu iki yıllık süreçte ne yaptık? Gerçekten yeni eğitime hazır mıyız?

Şüphesiz bu soruya anlamlı yanıt verebilmek için bu iki yıllık sürede neleri değiştirdik, neleri güncelledik, ortaya çıkan yeni ihtiyaçları karşılamak için neler yaptığımıza bakmak lazım… Peki o zaman gelip hep beraber bir bakalım:

Yeni eğitim dönemimiz pandemi koşullarına hazır mı? Yeni ders yılı için; ders kitapları, kırtasiye malzemeleri, öğretmen nakil ve atama işlemleri gibi rutin hazırlıklar devam ettiği gözlemleniyor. Ancak giderek artan vaka sayıları gerçeğinden hareketle pandemi koşullarında okullarda yüz yüze eğitimi sürdürülebilir kılmak için “Acil Durum Eylem Planı”, “Öğrencilere Psikolojik Destek”, “Nitelikli Uzaktan Eğitim Platformu” ve “Eğitim Kayıplarını Giderecek Destek Programı” gibi konuları yeni eğitim yılı için tamamlandı mı?

Eğitimin içeriği ve süresi eğitim yılına hazır mı? Yani; eğitim sistemimiz ihtiyaçlara yanıt veriyor mu? Süresi ve programlar, ihtiyaçlarla eşgüdümlü hale getirildi mi?           

Eğitim- öğretim yöntemleri ve uygulamaları eğitim yılına hazır mı? Yani; Öğrenme-öğretme yöntemleri çağdaş mı? Bu yöntemler öğrencilere aktarılacak kazanımlara uygun mu?

Eğiticinin niteliği eğitim yılına hazır mı? Yani; ihtiyaç duyulan 244 yeni öğretmen için başvuruda bulunan 1334 öğretmen adayı içinden gerçekten nitelikli bir seçim yapıldı mı? Halen görev yapan öğretmenlerin yeni eğitim dönemine yönelik hizmet içi eğitimleri nitelikli olarak gerçekleştirildi mi?           

Eğitim koşulları eğitime hazır mı? Yani; eğitimin mekanı, donanımı, ihtiyaç duyulan malzeme, cihaz ve materyaller hazır mı? Öğrenciye sağlanacak diğer olanaklar hazır mı?

Eğitim için ihtiyaç duyulan finansman hazır mı? Yani; eğitim için harcayacağınız paranın eğitime katkısının neler olacağını iyice planladık mı? Eğitim için ayrılan finansman gerçekten eğitim için mi kullanıyor yoksa başka alanlara mı harcanıyor?

Yukarıdaki tüm sorulara “hayır” yanıtını verdiğinizi duyar gibiyim… İşte bütün bu sorulara anlamlı yanıtlar verebildiğimiz zaman, eğitim yılına hazırız sorusunun yanıtı da anlam kazanır. Yoksa eğitime hazır olmayı sadece bina, öğretmen, kitap ve defterden ibaret olarak görmemizden dolayıdır ki; neredeyse her eğitim yılının başında aynı olaylar ve olgular tekrar tekrar yaşıyor ve bir türlü okulları eğitim yılına hazır bir biçimde açamıyoruz…

Şimdi söyleyin; yeni eğitim yılına hazır mıyız?

Buraya Dikkat

DAÜ İlk 600 İçinde

Dünyanın en prestijli akademik derecelendirme kuruluşlarından olan Times Higher Education (THE), dünya çapında belli bir standardı yakalayan toplam 2.112 üniversitenin verileriyle ortaya konulan “Dünya Üniversite Sıralaması 2022” (World University Rankings 2022) verilerini paylaştı.

Bu veriler göre ülkemizden Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), tüm dünyada yaşanan genel düşüş ve listeye yeni eklenen 136 üniversiteye rağmen, 801-1000 bandından büyük bir yükselişle 501-600 bandında yer alarak Dünyanın ilk 600 üniversitesi arasında yer aldı. DAÜ bu başarısıyla Türkiye üniversiteleri arasında da ikinci sıraya yerleşti.

Anlayana Gülmece

Nasıl Öldün?

-    Selam, benim adım Mary
-    Selam, benimki de Clara, sen nasıl öldün?
-    Donarak öldüm.
-    Ne kadar korkunç…
-    Yok, o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
-    Peki, sen nasıl öldün?
-    Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
-    Sonra ne oldu?
-    Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, bulamadığım için de çok öfkelenmiştim, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
-    Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık…