1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Yeni hastane 'özel şirket' mi olacak?
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Yeni hastane 'özel şirket' mi olacak?

A+A-

Yeni bilgi meşhur yeni devlet hastanesi ile ilgili…
Hani yapılmasına muhtemelen başlanacak "yeni" hastane…
İddia o ki Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesinde bu alana ayrılmış bir kaynak yok.
Biliyorsunuz böylesi büyük ihaleler Türkiye'de açılır.
TC bütçesinde kaynağın olmaması ne demek peki?
Bu hastanenin özel bir şirket tarafından yapılacağı demek!
İddiaya göre söz konusu hastane binasının yapımını TC menşeli özel bir şirket yapacak.
Hatta bina şirketin özel mülkü olacak.
Ya da devredilmek üzere taksitlendirilecek.
Yani daha açık yazmak gerekirse hastane binasını bir işadamı yapacak ve hastaneyi bize kiralayacak, ya da taksitle satacak.
Hastanede tedavi olan her hastadan artık bir vergicik daha alınacak ve bu alınan vergilerle oluşturulan fonla hastane ödenecek.

*  *  *

Türkiye, bizim Sağlık Bakanı'na bu konuda bir öneri getirmiş iddialara göre, Sağlık Bakanı Sucuoğlu da "tamam" demiş.
Bilgi veren üst düzey kaynağa göre Türkiye’de böylesi hastane inşaatları yapan birkaç firma varmış.
Bu firmalardan birine bu iş verilecekmiş.
"Miş" diyorum çünkü bunlar henüz kapalı kapıla ardında konuşulan konular ve net değil.
Peki sorarım size, bu konu toplumda tartışıldı mı?
İlgili çevrelerin onayı alındı mı?
Siyasi arenada gündem oldu mu?
Sivil toplumun uzmanların fikri soruldu mu?
Mecliste yasası yapıldı mı?
Hayır, hiçbiri yapılmadı.
İddia doğruysa eğer, kapalı kapılar ardında kapatıldı, bağlandı.
Aferin, "hastane yaptık" oldu adı!..
Tebrikler (!)


 

Sunat Atun'un gizli ajandası

Sunat Atun Türkiye'den kablo ile elektrik konusunda gizli gizli bir süreç yönetiyor.
Öylesine kişiselleştirmiş ki konuyu kendi partisine bile bilgi vermekten kaçınıyor.
Hatta son bir haftada 3 kez Türkiye'ye giden Atun'un bu gizli tavrı UBP içerisinde de rahatsızlığa neden oluyor.
Böylesi önemli ve büyük bir projeyi kendi partisine bile açıklamaması 'bakan düzeyinde' birçok partilide rahatsızlığa neden oluyor.
Dün bilgi aldığım bakan düzeyinde üst düzey bir UBP'li kaynak "Ben bu projeyi destekliyorum ama bize neden bilgi verilmiyor. Fizibilitesi nedir, maliyeti nedir? Bu 300-400 milyon dolar yatırım istiyor. Bu parayı kim verecek? Halk mı ödeyecek? Özel şirket mi ödeyip projenin sahibi olacak? Ne olacak bilmiyoruz" dedi.
Gerçekten de öyle…
Hadi, siyaseten karşı ya da destek olmayı geçtim, bilgi açısından bu proje neden bu kadar gizli yürütülüyor.
Kendi partisine bile bilgi vermekten kaçınan Sunat Atun ne yapmaya çalışıyor?
Üstelik seçim sürecine girdiğimiz bu dönemde böylesi hayati bir konuda yangından mal kaçırırcasına niye kapalı kapılar ardında bir halkın geleceği ile gizli kararlar alma yoluna gidiyor?
Bu adama bu hakkı kim veriyor?
 


 

Parasını ya da gücünü kim dayattı?

"44 yaşındayım, bugüne değin parası veya başka nedenlerle gücü olan KİMSEYE, hiç boyun eğmedim, bundan sonra da eğmem!" Kudret Özersay'ın açıklaması.
Ciddi!  Şu anlamlar çıkabilir.
- Tehdit ya da şantaj var.
- Siyasi rüşvet var.
- Birileri 'para' istiyor.
Peki, bu kadar "açıklık, şeffaflık" mesajı verilen bir ortamda, böylesi "gizemli" mesaj dikkatimi çekti.
Kime "boyun eğmeniz" istendi Sayın Başkan, "parasını ya da gücünü kim dayattı" ?
Bu soruların yanıtı önemlidir.
Yeni siyasetin farkı şeffaflık olmalı.
Bu mesaj eğer KIBRIS gazetesinin son anketine yönelikse, ilgili şirke son bir yıldır her ay anket yapıyor, bu anket geçen ay da yayınlandı, böyle bir paylaşım olmadı.
Eğer "anket"le ilgiliyse KIBRIS ve anket yöneticisi Mine Yücel ciddi şaibe altındadır.
Söz konusu mesajın kaynağı eğer bir başka adres ise açıklanmalıdır.


3 üniversiteye Bakanlar Kurulu onayı

Ve "ölümüne" ısrar!

Eğitim Bakanlığı bünyesinde toplanan Ön Değerlendirme Kurulu'nun 3 yeni üniversiteye daha 'ön izin' vermesinin ardından, Bakanlar Kurulu da bu üniversitelerin 'ön izinlerini' onayladı.

Kabineden bir bakandan aldığım bu bilgiye göre, önceki günkü Bakanlar Kurulu'nda sert tartışmalar yaşanmış bu konuda…

Hatta bir ara Serdar Denktaş bir üniversitemizin ismini de vererek "YDÜ'ye ölümüne karşıyım, bu nedenle kim gelirse üniversite izni vereceğim" demiş, Denktaş Üniversitesi ve kamu arazileri konusundaki öfkesini kusmuş…  Neyse… Konumuz bu değil…

Şimdi bu 3 üniversite için artık süreç meclise kaldı…

Meclis de onaylarsa bu 3 şirket daha Kıbrıs'ın kuzeyinde üniversite kurabilecek…

Planlamadan yoksun atılan adımlara bir yenisi daha eklenecek.
Daha önce de sordum ancak yanıt alamadım; “10 yıl üniversite açılmasın” tavsiyesi getiren ‘yasa önerisi’ önümüzdeki hafta meclis genel kurulunda görüşülecekken yangından mal kaçırırcasına alel acele 3 şirkete daha ön izin vermenin anlamı nedir?
Üstelik bu üniversitelerin güvenlik soruşturması henüz tamamlanmadan kuruldan ön izin alması hatta ve hatta güvenlik soruşturması belgelerinin kaymakamlık tarafından verilmesi usulsüzlük değil midir?
Güvenlik soruşturmalarına ilişkin resmi talep yazısı ön izin verilmesinden sonra İçişleri Bakanlığı'na ulaşıyor, sonra da polis yerine kaymakamlık “güvenlik” raporu veriyor!
Seçim yasaklarına günler kala yangından mal kaçırırcasına iktidara yakın kişilerin yakınlarının ortaklar arasında yer aldığı bu üniversitelere alel acele izin vermek için çabalayan hükümetin ve özellikle Eğitim Bakanı'nın tavrını anlamakta güçlük çekiyorum.

Sizi buna iten sebep nedir, çıkın ve açıklayın!
Neden bu kadar ısrarcısınız, neden bu kadar bu işe baş koydunuz?  Neden?
Hiçbir açıklama yapmadan, mecliste kurulduğu günden bu yana çoğunluğu dahi bulunmayan azınlık hükümetin seçim sürecinde bile memleketin geleceği ile ilgili kararlar alma hakkı var mıdır?
Bu ne kadar etiktir?
Planlama yok, alt yapı yok, hiçbir şey yok…
İzin dağıta dağıta 'kalkınacağını' düşünenler, verdikleri bu izinlerle bir sektörün köküne kezzap suyu dökmekten başka bir şey yapmıyor.
Emeği geçenleri tebrik ederim (!)

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2747 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar