BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in davetiyle Cenevre’de gerçekleşen 5+1 gayri resmi görüşmelerin ardından Kıbrıs’a bir özel temsilci atanmasına ve Temmuz sonunda yeniden bir toplantı planlanması kararlaştırıldı.

   Adaya gelecek olan özel temsilci, Temmuz ayına kadar taraflar arasında mekik diplomasisine başlayarak, yakınlaşmaları kovalayacak.

***

   5+1 gayri resmi görüşmenin ardından alınan kararları BM Genel Sekreteri Antonio Guterres açıkladı.

   Crans Montana sürecinden sonra hiçbir ilerleme sağlanmayan Kıbrıs sorununda, ufak da olsa güven yaratıcı önlemler hususunda olumlu adımlar atıldığını da vurguladı.

***

   Guterres’e göre görüşmeler yapıcı bir ortamda tamamlandı.

   Liderler arasında varılan anlaşma uyarınca Kıbrıs’ta 4 yeni geçiş noktasının açılması, Gençlik Teknik Komitesi’nin kurulması, mezarlıkların restorasyonu da kararlaştırıldı.

   Peki bunların anlaşılması için Cenevre’de 5+1 toplantıya mı ihtiyaç vardı?

   Kıbrıs’ta liderler, temsilciler ve komiteler nezdinde gerçekleştirilecek toplantılarda bu kararlar alınamaz mıydı?

***

   Kimileri bu kararların müzakerelerin ve yakınlaşmaların yeniden hız kazanması açısından olumlu olarak bulurken, kimi görüşlere göre de Cenevre’de düzenlenen 5+1 görüşme, iyi hazırlanmadığından dolayı tam bir hayal kırıklığı yarattı.

***

   Bu hayal kırıklıklarının en birincil faktörü, Kıbrıs Türk liderliğinin “yeni siyaset” diyerek gittiği, federasyon dışındaki yol olduğu aşikar.

   BM Genel Sekreteri’nin olduğu masada, federasyon dışında başka bir yolun konuşulamayacağı ve o yolda adım atılamayacağı bilinmesine rağmen, “iki devletli bir çözüm” siyaseti güden ve “Ben federasyon görüşmem” diyen Ersin Tatar’dan sürecin önünü açacak adımlar atmasını beklemek de hayalden öteye gitmez.

   Kıbrıslı Türk lider Tatar, 5+1 görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada da bunları dile getirdi.

***

   Öte yandan da Crans Montana’da masayı dağıtan Kıbrıslı Rum eski lider Anastasiadis ve yeni lider Hristodulidis’in de, Kıbrıslı Türkler’in bu tutumlarından memnuniyet duyduğunu ve bunu sonuna kadar kullandığını gözlemliyoruz.

***

   Hal böyle olunca, dünyadan izole kalan Kıbrıslı Türkler kaybetmeye ve bu topraklarda kendilerine yer bulamamaya devam ederken, her bir zirveden sonra yeşeren umutlar, yine kara bulutlarla kaplanmaya devam ediyor.

***

   Ben bu kararları yeniden diyalog başlamasından dolayı olumlu karşılıyorum. Çünkü en kötü diyalog, diyalogsuzluktan daha iyidir.

***

   Bu anlamda, Ekim ayında gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimi bizler için apayrı bir önem kazanıyor.

   Seçilecek olan Cumhurbaşkanı, Kıbrıs müzakerelerinde gidilecek olan yolun dümenine yerleşeceğinden büyük anlam ifade ediyor.