Yeni şeyler…
Yeni bir yerde yazı yazmak…
Farklı bir yer…
Yeni bir hava, yeni bir koku, yeni bir mekân…
Yeni insanlar, yeni tanışlar, yeni alışkanlıklar…
Yeninin yeni bilinmezleri…
Öğrenilmesi gerekenler, yapılması, düzenlenmesi lâzım gelenler…
***
‘Yeni’ güzel şey…
Yeni bir giysi, yeni bir ayakkabı…
Yeni bir araba, yeni bir ev…
***
Bunlar biraz pahalı, bazıları da oldukça pahalı yeniler…
Yeni bir kitap peki!
O da yeni…
Çok da keyifli… Hem de bir sürü yeni alma olanağı var…
Bir daha, bir daha, bir daha…
Bitmeyen yenilik.
***
Yeni ayakkabı kaç defa alabilirsin ki!
Ya yeni bir araba!
Ya yeni bir ev!
Belki senede bir ayakkabı,
Belki hayatta bir, iki, üç araba…
Yine hayatta yeni sadece bir ev.
***
Yeni başlangıçlar, yeni arayışlar, yeni bilgiler, yeni arkadaşlar…
Yenilik genelde güzeldir.
Zaten yeni sözcüğü iyiyi, güzeli çağrıştırır her zaman…
“Artık yeni şeyler söylemek lâzım” dedi Niyazi Kızılyürek AP’na girerken Rumi’den alıntı yaparak…
Yani ‘yeni’ olması gerektiği gibi olabilmeli her zaman…
Ama!
***
Ancak her yeninin de iyi, güzel olacağı gibi bir yanılgı içine de düşmemek gerek.
Neden?
İşte Mağusa Belediyesi;
Çeyrek asır sonra yeni bir şey olmuş Belediye’de…
Maaşlar ödenememiş.
Aşırı borçlanma ve aşırı istihdam, sonunda maaşların ödenememesine neden oldu.
***
Yeni başka noldu?
Yeni bir hükümet kuruldu, güven oyu da aldı.
Peki ‘yeni’ sözcüğünün verdiği iyi, güzel çağrışımını bu hükümetten beklemek ne kadar doğru?
Gerçi söyledikleri, sarfettikleri sözler yeni!
Yani “AB çatısı altında iki ayrı devlet” gibi garip bir şekilde Kıbrıs sorununa çare yaklaşımıyla başlayan yeni hükümetin iyi, güzel duygular uyandırmasını beklemek saflık olur. Nasıl bir yenilik ki bu!
“Federalizm artık bitmiştir” denmesi de iyi, güzel anlamında bir çağrışım yapmıyor ne yazık ki! Bu da ‘yeni’ye uymuyor…
UBP ve HP içindeki hükümetin kurulmasından dolayı yaşanan çalkantılar da ne kendi partileri için, ne de toplum için yeni bir heyecan vermiyor…
***
Yeninin iyilik, güzellik çağrışımı bu yeni gelişmelerle hiç uyumlu değil ne yazık ki! Kelimenin anlamına ters, sanki bu sözcüğe farklı anlamlar yüklemeye çalışılıyormuş gibi…
Hiç olmazsa kelimeler kalsa… Onların da anlamlarını bozmasak…
Çünkü “artık yeni şeyler söylemek lâzım”…
Hata tespit kamerası
Lefkoşa Atatürk Stadı trafik ışıklarına yeni bir sistem kuruldu. Takılan yeni kamerayla kırmızı ışıkta geçenler gibi, yanlış şerit kullananlar gibi, üçüncü şerit oluşturan sürücüler gibi hatalar, hatalılar tesbit edilecek ve ceza kesilecek. Cihaz uygulamaya geçtiği günden beri söz konusu trafik ışıklarında her durduğumda sözü edilen hataları/suçları işleyenlerin sayısını tutmaya çalıştım ama imkânı yok… Kırmızı ışıkta geçmeler devam ediyor, üçüncü şerit oluşturmalar devam ediyor, çemberi dönecek olanların sol şeritte durup sağa dönmeleri, kazayı çağırmaları devam ediyor… Bu cihazın engelleyiciliğini merak ediyorum. Tespitler hızla cezaya dönüştürülebilecek mi yoksa suç bildirimi kağıdının gitmesi ayları bulacak mı? Ceza kağıdı gidince cezaların caydırıcılığı olacak mı? Her suç işleyen tespit edilebilecek mi örneğin… Çünkü gün içinde belirttiğim gibi o trafik ışıklarında suç oranı oldukça yüksek… Bu oran olduğu gibi söz konusu cihazın kapsama alanı dahilinde mi olacak? Yüksek suç oranını bu cihazın kapasitesi alabilecek mi?
Bu günlerde orada işlenen trafik suçlarından kaynaklı bazı cezaların da açıklanması, deşifre edilmesi belki cihazın görevini daha rahat yapabilmesini de sağlayabilecektir.
Atun yine Umre’de
Sunat Atun, Umre’de bulunduğu için UBP-HP hükümetine güvenoyu verememiş. Kendine göre iyi gerekçe buldu Atun… Bakanlar Kurulu’nun oluşumundan hoşnutsuzluğu belliydi zaten… Ancak önceki Umre ziyaretleri bir işe yaramamışken ve hükümette bakan olamamışken şimdiki Umre ziyareti neye niyet etmek için acaba!
Çav Bella’da oyun havası mı!
Yine uzaklardan ve de yakınlardan müzik sesleri geliyor… Düğün mevsimi yavaş yavaş açıldı ya… Geçen gece kulağıma ulaşan sesler ara sıra slow müzik denen tarzda ama oyun havaları yoğunlukta bir düğün olduğu belli… Birden ‘çav bella’ başladı oyun havasının hemen ardından… Nasıl bir görüntü olduğunu merak ettim ve hemen gittim baktım dememi beklerdiniz ama gitmedim tabii… Belki de o ‘garip’ manzarayı görmek istemedim…
İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür durur.
İbn-i Haldun