1. YAZARLAR

  2. Asım Akansoy

  3. Yeni Şeyler Söyleme Zamanı
Asım Akansoy

Asım Akansoy

SİYASET MEYDANI

Yeni Şeyler Söyleme Zamanı

A+A-

Her gün bir yerden göçmek -Ne iyi

Her gün bir yere -Konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan -Akmak ne hoş
Dünle beraber -Gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa -Düne ait
Şimdi yeni şeyler-Söylemek lazım
M.C.Rumi

21. yüzyıl için çeşitli düşünürler farklı tanımlamalar yapmaktadır. Tam bir yüzyıl öncesinde yaşanan savaş ve yıkım dünyanın bugünü için de geçerli sıfatlar olsa gerek. Aynı anda zenginlik ile açlığın ve yoksulluğun iletişim teknolojileri ile birlikte her an karşımıza çıktığı kaos çağına tanıklık ediyoruz. Galiba “kaos”, çağı tanımlamak için en doğru kelime.
Savaşların yaygın ve özel bir olgu olarak değil, her an heryerde ve kör bir sıradanlıkla kaşımıza çıktığı; yıkıcı, yaralayıcı bir dönemden geçiyoruz.
Bulunduğumuz coğrafya, çocuk kanına bulanmış bir denize sahip. Kadın gözyaşına, çocuk katliamına…
Acı ve ölüm, Ortadoğu halklarının ve Doğu’nun kaçınılmaz kaderi haline getirilmiş.
Halklar kendi kaderlerini belirleme haklarını dahi kullanamıyorlar. Küresel terör, tüm demokrasi güçlerini yok etmek üzere tezgahlanmış kör bir nefreti beraberinde getirdi, üretti.
Bu noktada Batı aklı olan Aydınlanma ve Modernizmin çok uzun süredir sorgulanıyor oluşu dikkate değer.
Emperyal güçler sözde özgürlük ve barış satıyor, her bir gün, herkese, hepimize…
Çağımız, tek aklın egemenliğine zorlanan bir çağ. Tek akıl, tek model, tek yöntem.
Hayatın her bir noktasında, mutlak ve sorgusuz yöntemlerin hakimiyeti kurulmaya çalışılıyor; çoğu kez başarılıyor da.
Eleştirel akıl, eleştirel yöntem ve değerlendirmeler, günlük hayatın dışına itilmiş durumda. Dünün yaygın metodolojileri, bugün için lüks bile değil.
Düşünce üretiminin yerini ahlaki erozyon almış. Değerler yitimi Egoları öne çıkarmış. Tekçi akılların ürettiği modeller içerisinde Pollyannacılık oynamak yerine, gerçek anlamda ve bütünlüklü toplumsal değişim ve dönüşüme yönelmenin gereğini yeniden düşünüyor, tartışıyor insanoğlu.
* * *
Neoliberal aklın yaygın tahakkümüne karşı, solun özgün toplum projesi üretememiş olması, günümüzde en büyük sorun olarak ortaya çıkıyor. Sadece direniş unsurları değil aynı zamanda yeni bir dünya tahayyülü üzerinde eşitliğin, sosyal adaletin ve özgürlüğün hayat bulacağı model eksikliği ciddi tartışmaları beraberinde getiriyor, getirecek. Bütünlüklü büyük anlatılardan koparılan parçacıklar üzerinden, eklektik bir mücadele stratejisi, ortak hedef bütünlüğünü sağlamadığı gibi, iç siyasi gerilimin en büyük nedenlerinden oluyor. Bu arayış, ne yeni bir kabe ne de değişmez bir tabu yaratmaya dönüktür. Tam tersi varlığını benliğimizde hissettiren Neoliberal kabeye karşı bütünlüklü bir çıkıştır.
Yarın, dün üzerinden kurulacak. Dolayısıyla hem teorik hem de pratik anlamda, ezilenler mücadelesinin yeni arayışları kendi geleneği üzerinden şekillenerek belirginleşecek.  Dünyada bu yönde bir dinamiğin varlığı bile başlı başına bir umut kaynağı.

Bu yazı toplam 1975 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar