1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Yeni ‘soğuk savaş’ dönemi
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Yeni ‘soğuk savaş’ dönemi

A+A-

 

ABD’den gelen bir TV ekibiyle röportaj yaparken Kıbrıs’taki uyuşmazlığın bir ‘soğuk savaş ürünü’ olduğunu söyledim. Daha önce de farklı mecralarda bu görüşü dile getirdim. Zaten bu bilgiyi vermek için alim olmaya da gerek yok!
Lakin bu savın güçsüz bir tarafı var.
Soğuk savaş biteli çeyrek asır oldu.
Tam 25 yıl!..
“Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) nedir?” diye sorsanız, yeni neslin yüzde 90’ı bu ismi duymadığını, bilmediğini söyleyecek.
Varşova Paktı artık siyasal tarih derslerinde okutuluyor artık...
‘Yeni dünya düzeni’ne geçeli epey oldu.
Lafın kısası, ‘soğuk savaş’ dönemi artık tarih oldu.
Amma ve lakin ‘soğuk savaş döneminin bir ürünü’ olan Kıbrıs sorunu hala bitmedi.
Portekiz asıllı Amerikalı program sunucusu da savın naif yönünü keşfedip sordu haliyle:
“Peki Kıbrıs sorunu neden çözülmedi, hazır soğuk savaş da bitmişken?”
Cevap çok inandırıcı değildi. Zira bu sorunun yanıtını tam olarak ne ben, ne de bir başka Kıbrıslı verebilirdi.
“Dondu herhalde” dedim, “Buzdolabına kaldırıldı ve orada dondu!..”

**

Biz dünyanın merkezinin Sarayönü olduğunu zannediyoruz zaman zaman ve bu halimizle dalga geçiyoruz, ama aslında dünyanın merkezi gerçekten de Sarayönü olabilir.
Ya da şöyle söyleyeyim: Dondurucuda donan Kıbrıs sorunu değilmiş meğer.
Tam aksine, ‘gerçek dünya’da biz yaşıyorduk. Asıl donmuş, ‘gerçek olmayan zaman’da yaşayan dünyanın geri kalanıymış.
Baksanıza...
Dünya tekrardan ‘soğuk savaş’ psikozuna girdi!
Biz Kıbrıslılar dönüp dolaşıp bu noktaya gelineceğini bildiğimizden, istifimizi hiç bozmadık.
Soğuk savaş koşullarında ne gerekiyorsaydı onları uygulamaya devam ettik.
Dünyada sınırlar değişir, rejimler birleşir, yeni uluslararası ilişkiler kurulur, para dahil birçok alanda ‘tekleşme’ye doğru evrilme yaşanırken biz aslımızdan hiç, ama hiç taviz vermedik.
Zamana ve konjonktürel gelişmelere boyun eğmedik.
Her türlü birleştirme, uzlaştırma, anlaştırma çabalarını elimizin tersiyle ittik.
1958’de fiilen bölünmüş Lefkoşa’nın 2014’te, yani 56 sene sonra aynen ‘bölünmüş başkent’ olarak kalmasını sağlayabildik!
1968’de, yani 47 sene önce başlayan ‘toplumlararası müzakereler’i bugünlere taşırken, ‘öteki taraf’a bir karış toprak ve bir gram hak vermedik!
1970’li yıllarda gazeteler ne yazıyorsaydı Kıbrıs sorununda, 2010’lu yıllarda, yani 40 sene sonra da aynılarını yazabilecekleri bir ‘derin dondurucuda donmuş sorun’ yaratmayı ve korumayı deruhte edebildik!

**

Bakın ne oldu ama sonunda?
Kıbrıslılar haklı çıktı.
Biz dondurucudayken birleşen, Kömür Çelik’ten AET’ye ve sonunda AB’ye evrilen Avrupa ülkeleri ve NATO’nun baş komutanı ABD, Varşova Paktı’nın lideri SSCB’nin çağdaş mirasçısı Rusya’ya ‘yaptırım’ kararı almışlar.
Şimdi herkes  ‘soğuk savaş’ın geri gelmekte olup olmadığını tartışıyor.
Ve bu yeni nesil soğuk savaş dünyaya ne getirecek, ne götürecek?
Oysa bize ne gam?
Biz zaten soğuk savaştayız.
Dondurucuda bekliyoruz biz dünyayı...
Hoş gelsinler, 50 sene öncesine diye!..

Bu yazı toplam 1993 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar