YENİ YILDA SEN GELME BANA
Bir yıl daha geçti, hazanıyla güzüyle…
365 gün geride kaldı, acısıyla, tadıyla…
Yenisine ‘merhaba’ derken, herkes bir şeyler dileyecek şimdi…
‘Barış’ en fazla tabii…
Bu adaya barış…
Dünyaya barış…
Bakın, sadece Kalaşnikof marka silah sayısı 200 milyon adetmiş dünya genelinde!..
Guardian yazdı: Her 35 kişiye bir Kalaşnikof düşüyor!
İnsanlık çıldırmış olmalı hakikaten…
Para, kar hırsı gözünü döndürmüş evrensel bir ahtapota dönüşen kartellerin…
Savaşlar çıkarıyor, ayrılıkları körüklüyor, farklılıkları çatışmaya dönüştürüyor, terörizmi büyütüyor, hem onlara, hem de ‘güvenlik’ adı altında devletlere satıyorlar silahları…
Çeşit çeşit, tür tür silahlar, patlayıcılar, bombalar…
**
Oysa 2016’ya milyarlarca çocuk aç girecek.
Onlar hindili, mezeli, içkili, şarkılı ortamlarda kutlamayacaklar ‘yeni yıl’ın gelişini…
Elinde silah, çarpışan çocuklar var yeryüzünde ve onlar 2016’nın ilk saatlerinde ölecekler belki de, hain bir kurşunun hedefi olup!..
Zayıf bedenli annesinin çökmüş memesinden birkaç damla süt emmeye çalışan bebecikler gıda yetersizliğinden ölecekler 2016’da da… Yüzlercesi, binlercesi telef olacak bu yıl da…
‘Umut yolculuğu’na çıkmış on binlerce ‘Aylan’ suda ölüm tehlikesi yaşayacak, çadırlarda donacak, göç yollarında yetersiz beslenecek ve küçük mezarlar kazılacak onlar için, küçücük!..
Ve onlar zenginleşmeye devam edecekler yine…
Silah üretenler, satanlar, aracılar, tefeciler, borsacılar, spekülatörler, mafyözler, hayırsızlar, uğursuzlar, işbirlikçiler, çanak yalayıcılar ve yedi sülaleleri!..
**
2016’ya girerken biz, çivisi çoktan çıkmış, dingili kopmuş yerkürede yeni model sömürü insafsızca devam edecek.
Kimlerinin kol gücü sömürülecek klasik…
Kimilerinin toprağı altından alınacak, ya beleş…
Yer altı ve yerüstü zenginlikleri peşkeş çekilecek ya tehditle, ya rüşvetle yerel işbirlikçilerine…
Küçük balık ‘yem’ olmaya devam edecek karnı doysa gözü doymaz büyüklere, canavarlaşmış yaratıklara…
Halklar, toplumlar, inançlar kırdırılacak birbirine…
Ve bu ‘düzen’ böyle gidecek, ses çıkmadıkça dünya halklarından…
Yeni bir anlayış, bir kalkışma, bir mücadele olmalı mutlaka…
Ama çok sağlam, çok güçlü, çok yaygın…
Dünyanın çıkmış çivisini yerine çakacak, kopan dingilini tamir edecek, ideolojik ve örgütsel yeni bir akım lazım, dünyayı insanlara dar etmekten kurtaracak…
Tekelci zihniyeti, çıkar gruplarının mutlak hakimiyetini ve bütün kötülüklerin kaynağını geriletecek, insan onurunun korunduğu bir ülke ve dünya için uyanmak lazım…
Yoksa seneye bu vakit yine ‘barış’ dileyeceğiz de, lafta kalacak her daim olduğu gibi…
Dilemekle olmuyor çünkü sadece…
**
Biliyorum…
“Yeni yılda sen gel bana” desem, gelmeyeceksin.
Bugüne dek çok çağırdım, dua ettim, diledim…
Ama gelmedin!
O yüzden ben kendi ellerimle getireceğim seni.
Ve o zaman aydınlanacak dünya…
Bekle beni…