1. YAZARLAR

  2. Zeki Kayalp

  3. Yeniden doğmak
Zeki Kayalp

Zeki Kayalp

Yeniden doğmak

A+A-

Futbolda geri sayım başladı.  Bugüne kadar söylenen ve yazılanlar bir kenara, gerçekler Zürih’te yaşanacak. Sanki de futbola yeni başlamış çocuklar gibi veya yeni doğacak bebeğe duyduğumuz özlem gibi heycan duyuyoruz. Kolay değil. 1983’ten sonra ilk kez dünyaya açılma şansımız doğdu. Hem legal yoldan, hem de FIFA ve UEFA onaylı. 
Son dönemlerde ganimet kültürü ile büyüyen bazı çevreler tarafından kulüplere yapılan baskılar herkes tarafından biliniyor. Hasan Sertoğlu bu dar görüşlülere aldırış etmeden   Zürih’e gidip masada Kıbrıs Türk gençliğinin hakkını savunmalı. Benim açımdan bu açılımın üstü, altı, arkası, önü, yanı hiç önemli değil. Mesele futbolun açılımı ve gençlerin dünya gençleriyle yasal yoldan buluşmasıdır.  Pasaportu alıp seyehat ettiğimizde güzel. Pasportla çocuklarımızı yurt dışında okuttuğumuzda güzel. Bayramlarda seyranlarda Güney Kıbrıs’a geçişlerde güzel. Türkiye Cumhuriyeti devleti tanımam demesine rağmen, tanıyarak geldiği ve “Kıbrıs Cumhuriyeti” takımları ile yaptığı karşılaşmalar güzel. Türkiye iş adamının Güney Kıbrıs’la yapmış olduğu milyon dolarlık ekonomik alışveriş güzel. Larnaka ve Baf’tan ya beleş sayılan uçaklarla uçmak  güzel. Trodos’ta kayak yapmak güzel. Aya Napa’da gece geçirmek güzel. Kıbrıs Rumlarının kumarhanelere akıttıkları paralar mükemmel. Arsa değiş-tokuşları güzel. Ama çocuklarımızın yurtdışına futbol oynaması yasak. Vay guzum vay. Bu ne biçim düzen ve düşünce, ne biçim mamma. Hala daha yalanlar söyleyip insanlarımızı kandırmak istiyorlar. Hala daha vatan millet nutukları atıyorlar. Ve hala daha yanlışı savunmaya çalışıyorlar. Herkes beyninin bir köşesine şunu yerleştirsin. “Mevcut siyasi yapıyla dışa açılmak olmaaaaaaaaaaaaaaaaz ve olmayacak”. Artık bunu birileri net bir şekilde algılamalı. Haa tanınırız diyen varsa da çıkıp nasıl tanınacağımızı ispatlamalı. Veya 1983’ten bugüne neden tanınmadığımızı açıklamalı.
Bizim istediğimiz futbol oynamak. Siyaseti siyasetçiler isterlerse yıllarca görüşşünler. Hatta mezara bile taşısınlar. Ama gençliğin yolunu açmak boyunlarının borcudur. Bunca yıl yalana dayalı siyaset yüzünden bizleri mahrum bırakmalarına yeter deme zamanı gelmiştir.  Haçana bir İstanbul’un, Gasibi Stadı’nın, Limasol’daki salonun yolunu tutacağız. Haçana bir seyirci kalacağız. Haçana bir iki paralık bilet için yalvaracağız. Haçana bir Fenerium’u, GS Store’u, Kartal Yuvası’nı zengin edeceğiz.  Sertoğlu ve ekibi  gerçekleri görüp son noktayı koymalı. Evet FIFA ve UEFA’ya üye olmaya biliriz. Rumlar bu konuda daha rahat ve şanslı olabilir. Ancak FIFA ve UEFA başkanı ile her gün limon ağacının  altında buluşulmaz. Sertoğlu ve ekibi 1983’ten beri bizlere anlatılan masalları iyi analiz etmeli. Masaya otururken, siyasetçileri değil, gençliğimizi memnun edecek  kararlarla masadan kalkmalı. Aksi takdirde son spor dalı olan futbolu da kaybederiz.

Bu yazı toplam 1706 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar