Yerbilimciler: “Deprem riskine karşı hazırlık şart”
“Deprem riskine karşı hazırlık şart” diyen Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Mehmet Necdet, “Aktif fay haritası bir an önce tamamlanmalı” vurgusu yaptı.
Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Mehmet Necdet, Kıbrıs’ın jeolojik konumu ve yakın çevresinde meydana gelen depremlere ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Dr. Necdet, adanın üç plakanın kesişim noktasında yer alması nedeniyle depremsellik açısından yüksek risk taşıdığını belirterek, tarihsel kayıtların bu gerçeği açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
“Deprem riskine karşı hazırlık şart” diyen Necdet, “Aktif fay haritası bir an önce tamamlanmalı” vurgusu yaptı.
"Kıbrıs, tarih boyunca depremlerle sarsıldı"
“Adamız, tarih boyunca meydana gelen depremlerden yıkıcı şekilde etkilenmiştir. Örneğin Salamis kenti MÖ 342 yılında yaşanan deprem ve tsunami ile yıkılmış, Selimiye Camii olarak bilinen Agia Sophia Katedrali ise 16. yüzyıldaki depremle kısmen tahrip olmuştur. Daha yakın tarihte, 1953 Baf depremi hala hatırlanmaktadır” diyen Necdet, bu tür olayların gelecekte de yaşanabileceğini ve gerekli önlemlerin alınmasının şart olduğunu vurguladı.
"Aktif fay haritası tamamlanmalı, mikrobölgeleme şart"
Dr. Necdet, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için hazırlanan “Aktif Fay Haritası”nın tamamlanarak kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini belirtti. Ancak bu haritanın tek başına yeterli olmayacağını dile getiren Necdet, yoğun yerleşim alanlarını kapsayacak “Deprem Mikron Zon Çalışması”nın da yapılması gerektiğini ifade etti. Söz konusu çalışmayla deprem ivmelerinin güncellenebileceğini ve gerçekçi bir yer ivme haritası hazırlanabileceğini söyledi.
"Sıvılaşma riski taşıyan bölgeler tehlike altında"
Gazimağusa’dan Dipkarpaz’a uzanan doğu sahilleri, Lefke’den Sadrazamköy’e kadar olan batı sahilleri ve Güzelyurt Ovası sahil kesimlerinin sıvılaşma açısından risk taşıdığını belirten Necdet, “Bu alanlar için multidisipliner yaklaşımla mikrobölgeleme çalışmaları yapılması elzemdir. Böylelikle depremin kent ve yerleşim alanlarında yaratabileceği hasar riskleri daha net bir şekilde ortaya çıkarılabilecektir” dedi.
"Disiplinler arası iş birliği kritik önemde"
Depremlerin incelenmesinde disiplinler arası iş birliğinin önemine dikkat çeken Necdet, “Deprem çalışmaları, Jeoloji ve Jeofizik Mühendisliği disiplinlerinin ortak çalışmasıyla anlam kazanır. Bu nedenle Meteoroloji Dairesi’nde bulunan deprem kayıt merkezinin, Jeoloji ve Maden Dairesi bünyesine taşınması gerekmektedir” diye konuştu.
Ayrıca, deprem kayıt istasyonlarına GNSS sistemlerinin eklenmesi gerektiğini vurgulayan Necdet, kabuk hareket hızının ölçümünün deprem tahminlerinde önemli bir veri sağlayacağını ifade etti.
"Deprem laboratuvarı kurulmalı, tsunami çökelleri incelenmeli"
AFAD ve Jeoloji Maden Dairesi’nin ortaklaşa sürdürdüğü “Deprem Laboratuvarı” kurulması hedefini olumlu bulduğunu belirten Necdet, bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, tarihsel ve paleosismolojik dönemlere ait tsunami çökellerine yönelik çalışmalara hız verilmesi gerektiğini dile getirdi.
"Sivil Savunma, kapasitesini artırmalı"
Dr. Necdet, deprem riskine karşı alınacak önlemler arasında Sivil Savunma Örgütü’nün yıkıcı bir depremde müdahale kapasitesini artırmasının da bulunduğunu vurgulayarak, depremlere karşı bilimsel, teknik ve lojistik anlamda kapsamlı bir hazırlığın şart olduğunu belirtti.