"Yerel su"ya kanserojen suçlaması: Bu nasıl iddia
Çok ciddi bir iddia bu: “Yerli üretim işlenmiş sularda kanserojen tehlikesi var.”
Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği (TUTDER) bu iddiasını “kaynak suyu bulunmayan ülkede riverse osmosis sistemiyle üretilip şişelenen yerel suların kanserojen etki taşıma ihtimali oldukça yüksek” görüşüne dayandırıyor.
Niye?
Türkiye’den ithal kaynak sularına Fiyat İstikrar Fonu marifetiyle yüzde 500’lere ulaşan zam yapıldığı için!
Peki böyle bir fon düzenlemesi ve zam olmasa…
İthal ürünlerden fonlar kaldırılsa örneğin…
O durumda yerel sularımız “temizlenecek” mi?
Piyasa daraldıkça ticari rekabet de giderek vahşileşiyor.
Tehlikeli…
Sorumsuz…
Kontrolsüz bir tavır bu…
***
“Ülkemiz hemen hiçbir doğal kaynak suya sahip değilken; işlenmiş suyun mineral özelliklerini kaybettiğini bilirken, işlenmiş suyun bromat nedeniyle kanserojen etkileri olduğu bilinirken…”
Bunları bir bilim insanı söylese anlarım…
Tıp uzmanı, kimyager…
Tabipler Birliği…
Bir dernek yerel suda kanserojen iddiasını ortaya koyuyor hem de açık mektupla…
***
İşin özü şu: Bu ülke yönetilmiyor!
Ne irade bıraktılar, ne de demokrasi…
Ne bilim kaldı, ne üretim…
Öylece sürükleniyoruz, hem de nereye yol aldığımızı bilmeden…
***
Fonlar konusunda Tedarikçileri Derneği’ne hak veriyorum.
“Kanser tehlikesi” iddiasını ise ticari rekabete araç yapmalarını yadırgıyor, sorumsuzca buluyorum.
***
“Yerli Su”da kanserojen tehlikesi varsa eğer…
Unutulmasın, kola ve meşrubatlar uzun zamandır ülkemizde üretiliyor, hem de bu yerli suyla!
Hem de uluslararası markalar bunlar…
İçmeyen yok!
560 çalışan var yerli su üretiminde…
3 bin 200 de dağıtım elemanı…
Ne olacak şimdi?
***
İthal suya litresi 10 kuruş olan fonu, 70 kuruş yaptılar.
Enflasyona göre bu rakam çok yüksek değil…
Sorun elbette rakam değil fonların varlığı…
Çünkü eşitlikle ve adaletle hayatlarımıza geri dönmüyor bu fonlar, ayrıcalıklı bir kitleye gidiyor yalnızca…
Hayatı pahalılaştırıyor…
Elbette en önemlisi sağlık…
Su diyorlar ve kanser…
***
Ciddi bir iddia var ortada ve Sağlık Bakanlığı şu ana kadar uyuyor!
Böyle ciddiyetsizlik olmaz.
Ya “derhal” gidip kilit vurmaları gerekiyor yerel su tesislerine…
Ya da “dur” demeleri bu kepazeliğe…