1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Yerel Yönetim Seçimleri Ardından …
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Yerel Yönetim Seçimleri Ardından …

A+A-

Geçen hafta sonu yerel yönetimlerin başkanları ve yerel yönetim organlarında görev alacak tüm üyeler seçildi; seçilenlere başarılar… Gerek seçim kampanyalarının gerekse de seçim gününün olaysız ve sakin geçmesi Kuzey Kıbrıs halkının siyasi olgunluğunun güzel bir göstergesidir. Katılım oranı ise son zamanlardaki seçimlerdeki katılım oranı gibi oldu; siyaset bu oranı yüzde seksenlerin üzerine çıkarabilse sonuçlar daha demokratik sayılabilecek.

Sonuçları bağlamında seçimlere Cumhurbaşkanı Tatar ile AKP’nin de dahil olduğu bir ittifakla giren hükümet partilerinin başarılı olduğunu söylemek olası değil. Örneğin, bu ittifakın Mağusa’da ağır bir yenilgi alması üzerinde durulmalıdır. Maraş Açılımı dedikleri projeleri ile seçim kampanyası yapanlar, bu seçimleri milliyetçi şoven söylemlerle yerel seçim havasından çıkarıp, Anavatancılar-AB’ciler arası yarış havasına sokmaya çalışanlar, günlerce oralarda mesken tutan Anavatan unsurları ile kapı kapı dolaşıp bu eksen üzerinden kampanya yürütenler seçimlerde tuş oldu… UBP’li başka adayları bilinen yöntemleri ile adaylıktan çektirmelerine rağmen de dikiş tutturamadılar Mağusa’da… Bu sonucu gerçeğin kendisi ve geleceğin habercisi olarak bir yere not etsinler.  

Diğer bir sonuç da Lefkoşa seçimi ile ilgili… CTP adayının kaybetmesi elbette CTP’liler için çok üzücü; belediyesinden yüksek beklentileri olan Lefkoşalılar için ise önümüzdeki dört yıllık sürede yaşayacakları hayal kırıklıklarının asgaride olması mümkün olsa… Ancak, Lefkoşa seçim sonuçlarına, Tatar-AKP-UBP-DP-YDP ittifakının sunduğu gibi Kıbrıs sorununda Türk tezlerinin ileriye götürülmesi seçimi olduğu iddiasından bakılırsa, bunların tezlerinin gideceği milim yol yok; karşılarına aldıkları kitlenin toplam oy oranı yüzde seksen… Benzer kaderi “Girne’den yol bağladık Anadolu’ya” makamında seçim kampanyası yürüten aynı takım Girne’de de yaşadı… Yani yerel seçimleri seçmene milli dava seçimi diye takdim eden Tatar-AKP-UBP-DP-YDP ittifakının Lefkoşa, Mağusa ve Girne yenilgileri, Kıbrıs sorunu için öne sürdükleri Denktaş’tan miras iki devletli çözüm tezinin de BM Ölçütlerinde federal çözüm tezine yenik düştüğünü göstermektedir. Bu da zaten bilinen bir gerçektir ve Annan Planı referandum sonuçlarına benzer sonuçlardır.

Seçimler sonucunda belediyelerin partilere dağılımına bakılacak olursa, altı ilçenin üçü, toplamda da on sekiz belediyenin yedisi CTP’de… Belediye meclis üyeliklerinde kullanılan oyların partilere dağılımında da CTP ile UBP eşit; önceki genel seçim sonuçlarına bakıldığında CTP yükselişte, UBP de düşüşte… Seçimlere doğrudan veya ittifak ile katılmış olan diğer yedi partinin toplam oyu ise yüzde otuz gibi… Bu da gösteriyor ki Kuzey Kıbrıs’ın siyasal parti yapılanması biri ana akım sol, diğeri de ana akım sağ olarak iki partili düzene evrilmiş durumda… Bir genel seçim olsa, mecliste üç veya en fazla dört siyasal parti temsil edilecek… TDP’nin yerel seçimlerde ortaklaştığı partilerle birlikte toplamda aldığı oy oranı yaklaşık yüzde on üç ama bunun yüzde yetmiş beşini LTB seçim bölgesinde almış… Eğer bu ortaklaşma tek parti çatısına dönüşürse o partinin mecliste üçüncü parti olma olasılığı yüksek, olmazsa DP meclise girebilecek; DP de YDP ile ortaklaşırsa bunu elde edebilecek… HP mi?! Yazın yoğa… Bağımsızlık Yolu ise bir seçim daha baraj altı kalır…         

Seçim sonuçları yerel seçimler bağlamında yorumlanacak olursa, belde halkı tercihlerini yaparak belediye başkanlığı görevine seçtiği başkanların sözlerini tutması ve projelerini uygulaması dönemini başlattı… Şimdi sıra başkanlarda… CTP’li başkanların sözlerini tutma, projelerini uygulama geleneği var; yapamadıklarında da makul nedenlerle izah edebiliyorlar… Diğer belediye başkanlarının da bu tarzda olması, beldelerin gelişimi be belde halkının yaşam kalitesinin yükselmesi için önemlidir. Elbette ki, belde halkının seçimlerde popülizme yenik düştüğü ve sonunda da hüsrana uğradığı pek çok yerel seçim sonuçları da var… Umalım ki önümüzdeki süreçte başkanlar belediyelerini mali sıkıntılara sokacak popülizm yapmazlar, belediyelerin mali yapısı açısından gelir-gider yönetiminde başarılı olurlar… Ve umalım ki, şu anda meclis gündeminde olan belediyeler yasasını güncellemek ve iyileştirmek çabaları da reel-politik tutumla yapılır, milletvekilleri belediye başkanlarına karşı geleneksel olumsuz tutumlarından geçer de yerinden yönetime evrilecek bir belediyeler yapılanmasını başlatırlar… Bir noktayı daha seçim yasası ile birlikte gözetip, çözümlemek gerek… Genel seçimlerde de ama özellikle yerel seçimlerde ve hatta cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de çok sayıda bağımsız siyasiler başkanlığa aday oluyor. Demokratik haktır olsunlar; seçim sonucunda ise binde beşi bile bulmayan oy aldıklarında bu demokratik hak demokrasi adına kullanılmış değil, suistimal edilmiştir. Devletin onlar için yaptığı masraf bu temsiliyet oranına bakıldığında israf oluyor; seçim kampanya panoları onlar için daha geniş oluyor, oy pusulaları onlar için daha büyük oluyor, radyo-TV’lerde onlara verilen yer, ayrılan zaman ve harcanan emek de aslında toplumsal temsiliyet oranına bakıldığında demokratik hak kullanımı ile haklı gösterilemeyecek bir durumdur. Evet, aday olsunlar ama adaylık müracaatlarında masraflarına tuta bir parasal meblağı depozit olarak da maliyeye yatırsınlar; seçim sonucunda aldıkları oy oranı örneğin yüzde biri aşarsa bu depozit para kendilerine iade edilsin, aşmazsa da seçimlerde devletin kendilerine yaptığı masraflara tuta maliyeye kalsın… Demokratik hakkını kullanmak isteyenlerin toplumsal temsiliyette çok düşük ve ihmal edilebilir oranda bir temsiliyet sonucu alması halinde parasal bedeli kendi kaynaklarından ödemesi daha demokratik olacaktır.

Evet… Yerel seçimler olacağdı, ne zaman olacağdı diye aylarca dövündü durdu siyaset ve halk; oldu bitti… Şimdi sıra erken genel seçim olacak–olmayacak-ne zaman olacak diye dövünüp durmada…

bur-3135.jpg

Bu yazı toplam 1138 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar