29 Haziran’da yapılacak yerel seçimlere az bir zaman kaldı.
Politika ile ilgileniyorum bu nedenle seçimleri takip etmeden olmuyor. Buna ilave olarak TV programında adayları, ilçeleri daha yakından izleyince olayın tümüyle derinliğine girme şansı yakaladım.
Bu deneyimle, adaylardan kimlerin kazanacağından çok yerel yönetimlerin ne durumda olduğunu görmek benim için daha keyifli oldu.

Gazetelerden okuyoruz, belediyelerin en az yarısı borç batağı içinde yüzüyor. Personelini ödeyemiyor, sosyal haklarını veremiyor ve tabii halka yeterli hizmet götüremiyor..Kötü ve popülist yönetimlerin sonuçları bunlar. Bu hataları yapan başkanlar yeniden seçilir mi acaba?

Bunun yanında çok düzgün çalışan belediyeler var..Yöneticilikte, merkezi hükümeti aşan güzel işler yapanlar var.
Bu belediyelerde, genellikle 3-4 dönemdir aynı başkan seçiliyor. Bu süreç içinde, başkanlar deneyim kazanıyor, bilgi ve teknoloji konusunda çağı yakalama şansı buluyorlar.
Başarılı belediyelerin gelir-gider dengeleri yerinde. Az sayıda memur çalıştırıp, geçici işçi veya dışarıdan hizmet alarak işlerini görüyorlar.
Dikkati çeken diğer konu, çok iyi ve çalışkan danışmanlarla çalışmaları. Projelerini hazırlarken, konusuna göre uzman kişilerden hizmet almaları..
İyi belediyeler, temel beledi hizmetler yanısıra sosyal konularda da halka yenilikler sunuyorlar..
Birkaç belediyemiz, yavaş yavaş Avrupa’daki yerel yönetimler gibi devletin üstlendiği bazı görevleri alabilecek duruma geliyor.

Örnek belediyelerimiz nasıl bu hale geldi diye sorarsanız, hikmeti AB yardımlarıdır..2004’ten sonra AB’nin Kıbrıslıtürkler’e ayırdığı mali yardımların çoğu belediyelere verilmiş..
İyi proje yapan belediyeler kazandıkları projeleri başarıyla bitirince ve güven sağlayınca bir sürü projeye imza atmışlar.
TC yardım heyeti de belediyelere proje karşılığı yardım yapıyor.

Belediyeler güçleniyor ama merkezi idare yerinde saydığı için belediyelerin işini zorlaştırıyor. Lefkoşa dışında hiç bir şehirde imar planı yapılmadı. Tüm belediyelerde (Güzelyurt hariç) acayip büyüme var. Herkes istediği yere konut, işyeri, otel, apartman dikebiliyor.
Resmi kayıtlardakinin iki-üç katı insan yaşıyor sanki..
Yepyeni, özenilerek yapılmış binalar belli bir sistemde yer almadıkları için güzellikleri kayboluyor..Şehirlerdeki yapılarda uyum yok..Mimari tarzımız da kalmamış. Ağaçlar da olmayınca bina karmaşası insanı rahatsız ediyor..
Belediye başkanları sürekli sürprizlerle karşılaşıyorlar..

Belediye başkanları ve adayların çoğu, imar planlarının başka ülkelerde olduğu gibi belediyelere devredilmesini istiyor. Bence bunun bazı sakıncaları olabilir..Şehir Planlama Dairesi, bölgede yaşayanlar ve belediyeler hep birlikte karar almalı..
Belediyelerimizin mutlaka bir şehir planlamacısı istihdam etmeleri kaçınılmazdır.
Çünkü imar planı olmadığından çok yakında her belediye sorunlar yaşayacak..Orada yaşayanlar da. Anormal ve çirkinlikten taşacak durumda  bir büyüme var..
Başarılı bulduğum belediyelerin hiç birisinde estetik kaygı görmedim..Mimarlar ve sanatçılarla çalışmaları şart oldu..Hiç bir yerde kadın belediye başkanı yok..Adaylar arasında sanırım 2 kadın var..Yerel yönetimler erkeklerin elinde.
Bir başka hissettiğim şey de, belediye meclisi üyelerinin eski önemini yitirdiği şeklinde. Her şey başkana bağlı gibi duruyor.
Halbuki, şehirlerde ve diğer küçük belediyelerde yaşayan insanlar arada bir biraraya gelerek görüş belirtmeleridir.

Şu bir gerçek ki, yurttaşlar, hangi belediyelerin başarılı, hangilerinin başarısız olduğunu biliyor. Sanırım, seçim sonuçları bu kıstasla belirlenecek.