1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Yerolakko’da üç “kayıp”tan geride kalanlar bulundu… Paralimni’de bir “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı…2
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Yerolakko’da üç “kayıp”tan geride kalanlar bulundu… Paralimni’de bir “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı…2

A+A-

 

Nisan 2012’de Paralimni’deki olası gömü yeri ile ilgili şöyle yazmıştık:


Tarihlerden Mayıs 1964 olmalı, NAAFİ’deki işyerlerinden ya da yollarda seyahat ederken çok sayıda Kıbrıslıtürk’ün “kayıp” edildiği aydı bu... 11 Mayıs 1964’te Mağusa Surlariçi’ne polis komutanı Pandelidis’in oğlu ile birlikte iki Yunan subayının girmesi ve onların güpegündüz oracıkta vurularak öldürülmesinden sonrasıydı bu... Bu üç kişinin öldürülmesini izleyen günlerde çok sayıda sivil Kıbrıslıtürk ya Barclays Bank ve NAAFİ gibi çalıştıkları yerlerden alınmışlar ya da yollardan sokaklardan toplanmışlar ve “kayıp” edilmişlerdi. Mağusa Surlariçi’nde öldürülen biri Kıbrıslırum, ikisi Yunanlı bu üç kişinin öldürülmesine karşılık bir “intikam” hareketi olarak 30-40 civarında Kıbrıslıtürk, 11 Mayıs 1964 ve onu izleyen günlerde “kayıp” edilmişti. Kıbrıslırum okurlarımın yardımlarıyla o günlerde “kayıp” edilen bazı Kıbrıslıtürkler’in gömülü olduğu yerleri bulduk, kazılar yapıldı ve onlardan geride kalanlar ailelerine gömülmek üzere iade edildi... Bu yüzden okurlarıma sonsuz teşekkürler ediyorum. Ancak o günlerde “kayıp” edilenlerden hala bulamadığımız insanlar var... İşte bu yüzden bu Kıbrıslırum okurumun tanıklığı benim için çok önemli... Böylesi tanıklıklar, olayın hatırlatılmasına, o konuda bilgilerin tazelenmesine ve paylaşılmasına, olası gömü yerlerinin bir kez daha gözden geçirilmesine yarıyor...

Kıbrıslırum okurumla birlikte kuyunun hangi tarlada bulunduğuna bakmaya gidiyoruz.

“İşte bu alanın içindedir o kuyu” diye işaret ediyor okurum...

“Bu kuyuda su yoktu, köylüler bu kuyuya çöp atardı... Mağusa’dan kaçırdıkları Kıbrıslıtürkler’i bu kuyunun başında öldürüp gömmüşlerdi. Fakat en üstteki doğru düzgün gömülmemişti ve eli dışarıdaydı... Bu tarlanın yanından geçen birisi bunu görünce, gelip onu oradan çıkarmış olabilirler. Fakat geriye kalanlar kuyunun içinde olmalıdır. Onları öldürüp bu kuyuya attıktan birkaç gün sonra bir şiro getirerek tarlayı sürdüler ve çabucak ektiler ki kuyunun yeri anlaşılmasın... Çünkü Mağusa’dan alınıp da “kayıp” edilen Kıbrıslıtürkler’in akrabaları, Paralimni’ye kadar gelerek onları arıyorlardı... “Kayıp” edilen bazı Kıbrıslıtürkler’in akrabaları, Birleşmiş Milletler’le birlikte birlikte on gün boyunca bu bölgede bu “kayıp” insanları aradılar ancak hiç kimse konuşmadı. Tüm bu gördüğünüz alan bomboş bir yerdi o zamanlar, buradan baktığınızda denizi görebilirdiniz... Bu olay olduktan birkaç yıl sonra bu bölgeye bir kuyu açmışlardı. O günlerde o bölgede bir kuyu varsaydı, ondan ancak 80 ayak uzaklıkta başka bir kuyu açabilirdiniz. O nedenle bu kuyu şimdi kapalı olup görünmese da, sanırım bulabilirsiniz... Bu da, bu bölgenin bir haritasıdır, sizin için aldım...”

Böyle anlatıyor Kıbrıslırum okurum ve bana bölgenin bir da haritasını veriyor. Kuyunun nerede olabileceğini, harita üzerinde işaretliyor...
Çok yaşlı bir harnıp ağacının yanında duruyoruz… Buradan baktığımızda kuyu görünmüyor ama bu kadar ayrıntı veren okurum, bu kuyuyu bulmamızı sağlayacak…

“O günlerde insanlar cahildi… Kıbrıs’ta farklı bir hayat tarzı vardı…” diyor okurum. “Şimdi artık insanlar daha eğitimlidir, daha çok şey biliyorlar… Umalım ki Kıbrıs’ta bir daha böyle şeyler yaşanmasın. İnsanlar artık daha eğitimli oldukları için her duyduklarına inanmazlar, inşallah bu eğitim nedeniyle gelecekte böyle şeyler yaşanmaz… Her iki taraf da öldürdü, her iki taraf da korkunç şeyler yaptı… Şimdi daha eğitimli kuşaklar yetişti… İnanıyorum ki gelecekte böyle korkunç şeyler yaşanmayacak…”

Bu iyi yürekli Kıbrıslırum okuruma teşekkür ediyoruz ve olası gömü yerinden ayrılarak, Kayıplar Komitesi yetkilileri Ksenofon Kallis, Murat Soysal ve Okan Oktay’la buluşmaya gidiyoruz. Onları bu olası gömü yerine getiriyoruz ve onlara da okurumuzun göstermiş olduğu, kuyunun bulunduğu alanı (aynı gün yani 16 Mart 2012’de) gösteriyoruz…”

Kıbrıs’ın güneyinde bir diğer kazı ise Baf Piskobusu’nda devam ediyor. Burada da bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanlar aranıyor.
Kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Kolay gelsin” diyoruz…

Bu yazı toplam 1910 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar